Yıllardır beklenen müteahhitlik yasası değişti. Artık önüne gelen, bir arsayı alıp müteahhitlik yapamayacak. Ancak bu karar sektörü memnun etmedi. Yasayı değerlendiren Mimarlar Odası Gaziantep Şube Başkanı Özgür Girişken, “Olumsuz görmüyoruz ama geç kalınmış bir yasa. Sektör çöktükten sonra bunu getirmenin bir anlamı yok” dedi.BELLİ ŞARTLAR ARANACAKMüteahhitlik yasasının değiştiğini maddelerin büyük bölümünün 2 Haziran’da yürürlüğe girdiğini belirten Özgür Girişken, “Asıl önemli maddeler 2 Eylül’de yürürlüğe girecek. Yasa neler getiriyor. Örneğin tuhafiyecisiniz inşaat inşaat işine girmek istiyorsunuz, çat diye karşınızda gördüğünüz arsayı alıpta oranın müteahhitliğini yapamayacaksınız. Belli şartları yerine getirmeniz gerekiyor. 500 m2’ye kadar inşaat alanında bir şart aranmıyor, yapabiliyorsunuz, ama mesela bir tane teknik personelin, bir tanede yetkili ustan var. Bu durumda sen en fazla 1 milyon liralık bedeli olan bir inşaatı yapabilirsin aksi takdirde sen bunun müteahhitliğini yapamazsın diyor. Yönetmelik müteahhitlei 8 gruba ayırmış. A grubu müteahhit yetki belgesine sahip olanlar yine sınırsız olarak özel sektördeki işleri yapabilecekler. Bunlarında belli şartları var. sözgelimi 1 yılda ortalama 50 tane yetkili usta çalıştıran, belli sayıda teknik personel çalıştıran firmalar her türlü özel yapı işine girebiliyor” diye konuştu.A’DAN H’YE KADAR KARNE VERİYORLARBu düzenleme öncesinde herhangi bir kişinin müteahhitlik firması kurup ertesi gün özel bir işe başlamasının önünde hiç bir engel olmadığını hatırlatan Girişken, “Kapılar sonuna kadar açıktı. Bu sistem bizi felakete götürdü. Hem yapı kaliteleri güzel değildi, hem fiyatlar yükseldi. Artık bunun yürümeyeceği anlaşılınca bu yasa tasarısı geldi. Kamu ihalelerine girerken belli şartlar taşımanız gerekiyor, şu anda bu özel işlerde de devam edecek. Yeni yasayla borçluluk oranı sermayesinin çok üzerinde olan firmalar müteahhitlik yapamayacak. Büyük çaplı işlere giremeyecek. Belli sınırlar içerisinde bu işleri yapabilecek. Yetkilendirilmiş ustalarının ve teknik personelinin olması gerekiyor. Yetki belgesi alabilmek için Çevre Şehircilik müdürlüğünün bünyesinde kurulan il müteahitlik yetki belge komisyonuna başvuruyorsunuz. Belgeler bu komisyon üzerinden alınıyor. A’dan başlayıp H’ye kadar başlayan bir karne veriyorlar. İş deneyimi ve iş gücü aranmıyor. Örneğin A grubundan bir müteahhitlik firması olmak istiyorsanız ortalama 1 yılda en az 50 usta yetkili ustanız olması gerekiyor en az 8 teknik personeliniz olması gerekiyor. İş bitirmeleriniz ve bilançonuzunda güçlü olması greekiyor. H grubunda hiç bir deneyim ve iş gücü koşulu aranmıyor. Bu firmalar 500 m2 kadar olan inşaatları yapabiliyorlar” dedi.BİR ÇOK FİRMA SIKINTI ÇEKEBİLİRYasanın önemli olduğunu, ancak geç kalındığını dile getiren Girişken şunları söyledi:”Olumsuz görmüyoruz ama sektör çöktükten sonra artık bunu getirmenin bir anlamı yok. Sistemin böyle bir disiplin altına sokulması çok iyi çok doğru fakat bu kadar büyük değişiklik dikkat ettiğniiz gibi hiç ses getirmedi çünkü inşaat sektörü bir çöküş dönemi yaşıyor. Yeni iş yok, yeni ruhsat yok, yeni müteahhit yok. Bu dakikadan sonra bir etkisi olurmu elbette bunun etkisini göreceğiz. Ama geç kaldık çok daha önce bunun yapılması gerekiyordu. İnşaat sektörü bu hale geldikten sonra bu adım atıldı. Müteahhitliğin tanımı yapılmış oldu. Şu anda bir uygulama karmaşası var. Sürecin nasıl yürüyeceği bilinmiyor. Firmaların borç durumuna baktığımızda bir çok firmanın aslında sıkıntı çekebileceğini düşünüyorum. Firmanın bilançolarına öz kaynak borçlarına bakılıyor. Buna göre bir değerlendirme yapılıyor. Firmanın tecrübeli firma olmasının, çok sayıda inşaat yapmış olmasınında çok faydası olmadığını görüyoruz. Eğer bu firma kaynaklarını doğru yönetemediyse, çok borçluysa bu firmalarda sıkıntı çekebilir. Yasanın doğru olmayan bir yanı da, bir firmanın sahibi herhangi bir teknik kimliğe sahip olmasa bile görevlendireceği sigortalı yapacağı teknik personel vasıtasıyla yine yetkili sayılacak olması. Teknik kökenli olmayan insanlar maalesef yine maaş karşılığında teknik personeli göstererek aslında yeterli bir firmaymış gibi devlet tarafından değerlendirilip yetkilendiriliyor.” Meral KINACILAR