Gazisehir Gaziantep gecen sene penaltılarla kaçırdığı süper lig şampiyonluğunu bu sene aynı şekilde penaltılarla tekrar kazanarak süper lige ben geldim dedi. Tüm şehrin arzuladığı bu duyguyu hepimize yaşattı, yediden 77 ye herkes bu şehir için kenetlendi. Halk sokaklarda bayram etti. Neden çünkü geçen sene dramatik bir şekilde kaybedilen şampiyonluk bu şehrin hakkıydı.Sayın başkan her zaman hedefimiz şampiyonluk dedi. Şimdi gelelim konuya... Başlıkta söyledim hedef yanlış diye, ne oldu da simdi hedef süper lig de ilk on oldu. Oysa Gazisehir'in hep hedefi şampiyon olmak içindi ve oldu. Eğer bir spor dalında hedefiniz şampiyonluk değilse adama sorarlar burada ne isin var diye. Sporun hangi dalı olursa olsun hedefiniz birincilik olmalı. Süper lig on sekiz takım, sadece biri şampiyon olacak. Sen hedefini şampiyonluğa koyacaksın, olamaz isen zaten ikincisin ikinci olamazsan kaçıncı olacağın belli. Onun için diyorum sen hedefini yüksek tut birinci olmaya çalış. Ama hedefini küçük tutma.
Süper ligde hakemler adil bir şekilde maçları yönetirse her takım her takımı yenebilir. Artı bu ülkenin futbolu üç takımın tekeline bırakılmamalı, eğer bir ülkede her zaman ayni takımlar şampiyon oluyorsa burada bir yanlışlık var demek. 50 yıldır alman futbolunu takip ederim hemen hemen hepsi şampiyonluk yasamış takımlar. Şimdi yüz yıllık mazisi olan Hamburg bile su an ikinci ligde. Düşünün bizde üç büyükler diye anılan takımın biri küme düşse vay halimize kaç federasyon değişir.Şu ana kadar Gazişehir elle tutulur bir transfer yapmadı. Acele etmeyelim ama geç de kalmayalım. Bu takıma süper lig tecrübesi olan fayda sağlayacak oyuncu alınmalı. Zaten başkan da artık bu işlerin kolay olmadığını biliyor .Oyuncu aldık diye de oyuncu alınmamalı. Hoca artık bu işi fazla uzatmadan takımın ihtiyacı olan mevkilere takviye yapılmalı. Bekleyip görelim.SAYIN başkan biliyorsunuz Kalyon stadı eğer Avrupa şampiyonluğunu alsaydık adaydı. Yani maçların bir kısmı burada oynanacaktı. Bende hele şu arenamızı görelim diye koşarak gittim, maratondan yerimizi aldık, içeri girdik manzarayı görünce iyi ki Avrupa şampiyonluğunu almadık dedim. Oturacak koltuk yok yarısı kırık, bu maratonun alt kısmı imiş. Maçı ayakta izledik, bir daha ki üst maratona gidelim dedik. Çoluğu çocuğu topladık hadi maça dedik, üst maratona çıktık, yerlerimize oturduk. Benim çocuğun biri biraz kilolu, beş dakika sürmedi çocuk pat diye düştü, teselli ettik kazadır olur böyle şeyler dedik, ikinci koltuğa geçtik, inanın beş dakika sürmeden oda pat aşağı etti çocuğu.. Mecbur kalktık ayağa maçı öyle izledik. Ben bu ülkenin çocuğuyum düşüp kalkmasını bilirim ama Almanya'da doğup büyüyen bir çocuğa ne diyelim SAYIN başkan.. Bu arena bu kadar sahipsiz mi kim bu arenanın müdürü, görmez mi bu kırık koltukları. Yazık değil mi bu insanlara, biz bun mi layığız. SAYIN BASKAN, biliyorum ki senin haberin yok ama artı bu güzelim arenaya yakışır koltuklar konulsun. Açık ve net söylüyorum bir Avrupa maçında yabancı uyruklu bir taraftarın düşüp sakatlanması halinde ödenecek tazminatın çok pahalıya mal olacağını hatırlatmak isterim. Bizler düşer kalkarız ama elin oğlu düştüğünde bir kere ayağa kaldırması zor olur. SAYIN başkandan tez elden bu konuya el atması gerekeni yapması daha kötü olaylar olmadan tedbir alınması iyi olur diye düşünüyorum.