Hasan Savrun'un vefat haberiyle adeta sarsıldım, savruldum.

Çünkü bir 657'li bürokrat, Genel Müdür unvanlarının aksine o Gazianteplinin yıllarca Hasan abisi olmayı tercih etti.

O unvanları, makam arabaları, korumaları, şatafatlı odalar yerine hep iş arkadaşları ile birlikte sahadaydı. Caddedeydi, sokaktaydı, mahallelerdeydi, spor alanlarındaydı.

Onun kapısına üç tane özel kalemden girilmezdi, onun cep telefonlarını sekreter veya danışmanları açmazdı. Çünkü gecenin yarısı da olsa evinde, caddesinde, sokağında arızası olan " Hasan oğlum " diye onu arardı.

Bu şehrin su ile ilgili, alt yapısı ile ilgili hafızası ve kara kutusuydu.

Çünkü ;

Belediyeye askerlik öncesi ESOB , Su, Otobüs, Buz işletmesiyle başlamış ve askerlik sonrası 1982'den itibaren su işletmesi müdürü olarak çalışmaya başladı. 1989 yılında Gaziantep Büyükşehir olunca GASKİ'ye genel müdür olarak atandı. Hemen o yıllarda Türkiye'de ancak bir kaç ilde olan pis su arıtma tesisini yaptı.

Sonra Gaziantep genelinde tüm şehir şebekesini Güney Kore ve Fransa'dan ithal ettirdiği duktil borularla yeniledi. Böylece bu su boruları 100 yıllık ömrü olan kaçak kaybı şehre kazandırdı. Kanallarla birlikte sürekli her yağmurda adeta Venedik'e dönen eski doğum hastanesi, arasa, Kenan Evren bulvarı , Perilikaya, et balık kurumu yanından geçen alleben deresine bağladı. Alleben deresinden temiz su akacak şekilde oluşum yaptı.

Sosyal tesis olarak Gaski Tesislerini ve Alleben göletini DSİ'ye yaptırarak Gaziantep'e adeta deniz getirdi. Aynı zamanda TEK'in yapması gereken orta ve alçak gerilim hatlarını yer altına aldırdı.

Yoruldunuz değil mi ?

Okumaktan yaptıkları hizmetleri, bıraktıkları eserleri.

Onunla ilgili benim hatıramı anlatayım. Bir gün Gaziantepspor Celal Doğan Tesislerinde antrenmanı izliyoruz. Başkan Celal Doğan, rahmetli Asım Atmaz, Bülent Mamatoğlu, Hasan Savrun, Ali Şentürk antrenman bitiminde başkan Celal Doğan " Kenan arabaya gel seninle bir yere gidiyoruz ekiple " dedi. Arabaya bindik şimdi ki Gaskispor tesislerinin olduğu yere gidiyoruz. Yol yok, iz yok, dağ , taş , tepe git, git bitmiyor. Neyse geldik rahmetli Hasan Savrun elindeki dosyaları , projeleri yere açtı. Brifinge başladı. İşte şurada sahalar olacak, burada futbolcuların kalacağı tesisler, şurası gölet, şurası anfi tiyatro, şurası lokal anlatıyor.

O anlatırken ben bir yerdeki projeye, birde etrafıma dağa, taşa, tepeye bakıyorum. Bu Hasan abi uçmuş, kafayı yemiş diye içimden geçiriyorum. Yok gölet olacakmış, yok sahalar, tesisler filan diye dalga geçiyorum.

Sonrası mı eğer o yerdeki proje olmasa şimdi Gaziantep FK Shimall Otelden çıkamazdı, antrenman Celal Doğan Tesisleri yıkıldığı için Nizip veya Osmaniye, Maraş’a giderdi.

Sonra bitti ve aynı ekiple geldik. Hasan abi sanki kendi evini, tesisini yapıp bitirmiş gibi gururla, gözyaşlarıyla anlattı, o ağladı, biz ağladık.

Sonra mı ;

Yaptığı tesise çağırmadılar, sokmadılar. Adını bile anmadılar.

Şu anda Gaziantep'in alt yapısından jeepler geçecek şekildeyse onun eseri ve diğerleri.

Ve öldü...!

Gaziantep'ten spor adamları, eski mesai arkadaşları vefalı Gaziantepliler hepsi katıldı.

Ama ayıplamıyorum. Amigo Hacı'ya gösterilen vefa bu şehir için kendinden, ailesinden, mesaisinden feda eden Hasan Savrun üst protokolden hiç kimse katılmadı.

Müftülük işbirliği meyvelerini vermeye başladı
Müftülük işbirliği meyvelerini vermeye başladı
İçeriği Görüntüle

Demek ki Vefa , Gaziantep'te bir semt adıymış.

Ama şaşırdım mı ?

Asla çünkü artık bu şehir bizim o bildiğimiz Gaziantep değil. Çünkü buranın bürokrasisinde sadece Gaski'de değil her yerinde artık Hasan Savrun gibileri oturmuyor. Şehirle ilgili kaygıları, gelecek beklentileri, görev yaptıktan sonra bitiminde beni ayıplarlar, sokaklarında, caddelerinde yürütmezler kaygıları yok.

Bıraksan çoğu şehrin varoşlarından merkezi bulamazlar.

Mekanın cennet olsun Büyük Gaziantepli Hasan Savrun.

İçtiğimiz her suda, yıkadığımız her elimizde seni anıyoruz.