Hile ve desisenin envayi türlüsü, ihanetin en katmerlisi ve hayal çizginizin ötesini dahi zorlayacak bizans oyunlarıyla derdest edilmiş bir aslan düşünün.

Tırnakları çekilmiş, dişleri sökülmüş ve iyiden iyiye savunmasız bırakılmış bir kral. Dahası çakalların boğazına, sırtlan sürülerinin paçalarına yapıştığı aslan kral.

Gaziantepspor'un hazin ve pür melal hali işte bu. Mazide Türk futbol tarihine rengini veren ve ona beşiklik eden bu koca çınarın devrilmesini iştahla bekleyen ise kalburun üstündeki Gaziantep.

Yani şehirlerin Şah-ı Sultanı Gaziantep'in nimetine "evet" diyen ancak külfetini reddeden o mutlu ve güçlü azınlık.

Kalburun altında kalan mutsuz çoğunluğun Gaziantepspor'a verecek o koskocaman yüreğinden başkaca bir şeyi yok.

Peki, muktedir olanlar, gücü elinde tutanlar, iktidar olanlar, mevki ve makam sahipleri, para musluğunun başında yer tutanlar, ekmeğin fiyatını bilmeyen, sırça köşklerin ve ihtişamın rehin aldığı, sokağın nabzından bihaber yaşayanlar.

Nerdesiniz ? Sizi arıyor bu koca şehir. Bu sessizliğin, umursamazlığın, hiç bir kalıba uymayan bu vurdum duymazlığınızın anlamı nedir ?

Bu şehir caddeleri ve sokakları, en şaşaalı bulvarlarında arz-ı endam eden gökemli yapıları, koynunuzdaki çek defteri, sayısını bilmediğiniz gayrimenkulleriniz sizindir, sizin olsun.

Peki ya bizi biz yapan moral değerler, bizi hemşehri yapan, bizi millet kılan değerler, toprağı arazi ya da tarla olmaktan çıkaran vatan yapan o değerler.

Bu şehrin, Belediye Başkanları, Milletvekilleri, odaları, sivil toplum örgütleri, ismi kendinden önde giden kağıttan kaplanlar, var'la yok arasında kimlik buhranı yaşayanlar nerdesiniz ?

Dedikodunun ve fısıltı gazetesinin gerçeklerden daha hızlı yayıldığı bu şehirde, aklı ve izanıyla düşünmeyenlerin dile getirdiği bazı şeyler duyuyoruz.

Gaziantepspor'u kapatıp, Gazişehir Gaziantep FK'ne iltihak ettirmek ya da tek takım yeter mantığıyla mücadele etmek ve her iki takımı da muhafaza etmek yerine kolay yolu tercih ederek, zincirin zayıf halkası durumuna getiren Gaziantepspor'u bozuk para gibi harcamak.

Bu nasıl bir mantık, nasıl bir ucuzluktur adını bilen beri gelsin. Profesyonel 1. lige tırmanmanın nasıl bir mücadele gerektirdiğini, bunun maddi karşılığının ne olduğunu bilmeyen ve bunun ayırdında olmayanların "harcayalım gitsin, kesenizden ne çıkar" düşüncesi gafletin ihanete dönüşmüş halidir.

Altay gibi, Kocaelispor, Sakaryaspor, İzmirspor, Ankara Demirspor gibi Türk futbolunun armadaları, değil profesyonel 1. lige daha alt profesyonel liglerde tutunmak için mücadele verdiği böyle bir zamanda Gaziantepspor'u yahniye doğramanın ve parçalamanın hesabını yaparak, seyir zevki yüksek bir ölüme kapı aralamanın vicdani sorumluluğu da vebali de haşmetli ve ağır olacaktır.

Eskişehir'de ağlarımızı havalandıran o goller sadece Gaziantepspor'a değil, Şahinbey'in şehrine de atılmıştır. Sahada bütün gücünü ortaya koyan o genç futbolcuların, herkesin görevden kaçtığı bir dönemden sorumluluk üstlenen imanlı teknik kadronun ve ellerinde iyi niyetlerinden ve forma aşkından başka bir sermayesi olmayan bütün yöneticilerin alınlarından öpüyoruz.

Yiğit düştüğü yerden kalkacaktır, gerisini namertler düşünsün.