Lig Radyo'da Ömer Necati Albayrak'ın hazırlayıp sunduğu Mixed Zone programına konuşan Hikmet Karaman, alacaklarından ötürü Gaziantepspor'un transfer yasağını kaldıramamasıyla ilgili suskunluğunu bozdu, Türk futboluna dair de önemli açıklamalar yaptı:

'Aman yasak gelmesin...'

"Aslında bu konuyla ilgili bana bir teşekkür edilmesi, 'Sana ne diyeceğimizi bilemiyoruz' belgesi verilmesi gerekiyor. Gaziantepspor'da bir dönem görev aldık ve alacaklarımızı kayda almak karşılığında görevden ayrıldık. Üzerinden tam 6 yıl geçti, 6 sene... Bu süre hep bu tür şeylerle geçti. Özellikle de son sene rakiptik. 'Aman transfer yasağı gelmesin, aman şu olmasın. Aman kaldıralım...' diyerek geçti bu zaman."

'Gece 23.00'te aradılar'

"Nihayetinde cuma akşamı 18.30'da biri aradı, başkan adayı olduğunu söyledi. Gayet de güzel konuşan biri. Hocam göreve talibiz, bir tek siz kaldınız, yardımcı olun' dedi. Ben de olayım ama önce federasyona ocak ayına kadar ödeyeceğinize dair bir belge koyun dedim. 5 dakika sonra döndüklerinde 'Hocam belge veremeyiz, biz daha seçilmedik, seçileceğimiz de belli değil' dediler. O gün de oyuncum ameliyat oldu, maça çıkacağız, transferin son günü... Aramayan, mesaj atmayan kimse almamış. Eski başkanın kardeşi Mehmet bey devreye girip gece 23.30'da aradılar konuştuk. Ben sizi 6 sene bekledim."

'Türk futbolunun çürük tarafı...'

"İbricic sizi FİFA'ya verdi. Kulüp lehinde şahitlik yaparak 500 bin Euro'dan kurtardım. Hemen ödeyin demiyorum ki, 'Şu vakitte ödeyeceğinizin teminatını verin' dedim. Ben ertesi gün maça çıkacağım, sabaha kadar bu işe konsantre olamam ki. Bu işe talip olan kişiler, kulüpte ne oluyor diye bakmaz mı bir kaç gün önceden. Gelir beni bulur, çözülür. Böyle gecenin 2'sinde 3'ünde otel odalarını arattırmakla olur mu! Bunlar malesef Türk futbolunun çürük tarafları. Daha sonrasında da kamuoyuna ajitasyon, acındırma... Bu konuda söylenecek çok şey var ama söylemek istemiyorum. Konu bundan ibaret. Bütün heryerde buna benzer olaylar var. 6 sene geçmiş, alacağımı 3'te birine indirmişim. Bu konuyu fazla da deşmek istemiyorum. Böyle bir şey olur mu ya!"