Gaziantepspor?un 11 kurucu üyesinden biri olan işadamı Yaşar Erkent?in gazetemiz vasıtasıyla kamuoyuna yansıyan görüşleri oldukça dikkat çekici.
Yaşar Erkent, verdiği mesajları eveleyip gevelemeden, doğrudan muhataplarına göndermiş ve netice itibarıyla bu zamana kadar sessiz çoğunluğun bir fısıltı halinde dile getirdiklerini yüksek sesle ifade etmiştir.
Bu manada Yaşar Erkent?in her Gaziantepli?ye fazlasıyla yakışan cesaretini tebrik etmekle kalmayarak, onunla aynı safları paylaşmakta kaçınılmaz ve ertelenemez bir sorumluluğun gereğidir diye düşünüyorum.
Peki, şimdi bu gelişmeler karşısında İbrahim Kızıl gardını alarak, Yaşar Erkent?in iddialarını çürütecek belgelerle yada ürettiği anti-tezlerle mi kamuoyunun karşısına çıkacak, yoksa ?Gaziantep27? Gazetesi ve 30 taraftar hadisesinde olduğu gibi, soluğu mahkeme kapılarında mı alacak?
Bizce makul ve mantıklı olan, Gaziantepspor gibi oldukça geniş tabanlı bir sivil toplum örgütünün başkanlığını yapan kişiye fazlasıyla yakışacak eylem biçimi, diplomasi kanallarını kullanmak, diyalog kanallarını sonuna kadar zorlamaktır.
Aksi halde bu durum kulüple ilgili tasarrafu olan yada sesini yükselten herkesi mahkemeye vermekle ve savcılığa şikayet etmekle, koskoca bir şehrin tamamını karşınıza alacaksınız anlamı taşır.
Futbol gibi popüler kültürün en faal alanlarından birinde yönetici ve hatta Başkan konumundaysanız, bulunduğunuz yerin ve oturduğunuz koltuğun ağırlığını tartmak zorundasınız.
Zira toplum size milletvekilleri yada devlet adamlarına sağlamadığı desteği ve gerekli opsiyonu peşinen sağlamış demektir.
Eşyanın tabiatı gereği bu yüksek destek sosyo-toplumsal sahada beklenti çıtasınında aynı paralelde yükselmesini sağlar.
Başarıyla alkışlanarak taltif edilir, başarısızlık karşısında protesto edilerek eliştirilirsiniz.
Cemiyetçilik uzun ve engelbaki bir yoldur, bu yolda yürüyebilmek güçlü bir nefes yapısıyla birlikte disiplinli ve ehil yoldaşlar gerektirir.
Belkide en önemlisi güçlü bir nefes taksimatına uyumlu hazım meselesi, bir bardak suda kopartılan gereksiz fırtınaların çözümüdür.
Yalnız, Yaşar Erkent?in ifade ettiği konu başlıklarından bizce en önemlileri 1) Kulübün başında üçlü bir Kızıl ailesi var. Bunlardan bir tanesi futbol organizatörü iki tanesi yönetici, ne alıyorlar ne satıyorlar sadece kendileri biliyor.
2) Şu anda Gaziantepspor?un kayıtlı üyelerinin yüzde doksanı Suruçlu. Gaziantepspor?da Gaziantepli üye oyk gibi, bizimde üyeliğimizi kurucu üye olmamızdan dolayı silemiyorlar. Yasa gereği biz kurucu üye olmasak bizde yok oluruz.
Sadece Yaşar Erkent değil aynı zamanda Gaziantep kamuoyuda, Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl?dan tatminkar, makul, mantıklı ve aynı zamanda kamu vicdanını rahatlatacak bir açıklamayı haklı olarak bekliyor.
Bunları neden mi yazdık? Birilerine taraf diğerlerine karşıt olmak için değil.
Ne mevcut Gaziantepspor yönetimine ne de Kızıl ailesine karşı bir husumetimiz ya da peşin bir önyargımız yok.
Konu, dünyanın en güzel şehri Gaziantep ve bu güzel şehrin futbol mabedi Gaziantepspor ise, meşrutiyet zemininde, eleştiri ve özeleştiri mekanizmasını hayata geçirerek, herkesi ve her kurumu sorgulama hakkımız doğar.
Şahinbey?in Fayat Ağa?nın ve Kara Kazım beylerin torunları olarak 6317 şehidin şehadetiyle Düvel-ı Muazzama?ya karşı savunacağımız bu asil kanlı şehrin bütün değerlerini koruma ve kollama kararlığımız vardır. Bu kararlı sorumluluumuzun nöbetçiliği ise müebbetle kaimdir.