Son minvelde kedi fare oyununa dönüşen köşe kapmaca nihayetlendi.

Huzeyfe Durmaz ve yol arkadaşları son kongrenin galipleri olarak ipi göğüslediler.

Oldukça çetin ve meşakkatli bir süreçte göreve talip olan bu ekibi kutlamak durumundayız.

Zira Kızıl'la başlayıp Özpineci'yle sona eren bu zamansal geçişte Gaziantepspor akılla izahı mümkün olmayan şeyler yaşadı.

Kızıl'a karşı etki tepki müessesesini işletenler Gazişehir, Gaziantep FK'yı bünyenin haklı bir refleksi olarak ortaya koyarken, Kızıl'ların müflis bir tüccar gibi kaçarcasına kaderine terk ettikleri Gaziantepspor, ölümünü bekleyen ileri derecede bir illetin pençesindeki hasta adam gibiydi.

Gaziantep şehri ise hastayı kurtarma adına gereken müdahaleyi yapmak yerine "bırakın ölsün" gibi anlaşılmaz bir ruh hali ile hipnoza gark edilmiş bir akıl tutulmasını birlikte yaşıyordu.

İşte Huzeyfe Durmaz ve bir avuç gönül insanı o mucizevi kurtuluşun kıyısında Gaziantepspor'a bir hayat öpücüğü vermek üzere görev başında.

Gelen ilk eleştri, yönetimde ve sorumlu kurullarda şehrin yerlilerinden kimsenin olmadığı yönünde.

Evet, gönül isterdi ki vitrinde ismiyle yönetimi güçlendiren, varlığıyla heyecan yaratan ve güven telkin edenler olsun.

Toplumsal ve muhalif duruşuyla ekseriyat içinde olan kapital gücünün dışında belirleyiciliği esas alan vizyon sahipleri de bulunsun.

Bu gerçekliğe karşın Huzeyfe Durmaz ve ekibine kısa vadede bir araya gelme zorunluluğu ve gerekli sondaj çalışması için yeterli zaman bulamadıkları gibi bir opsiyonu onlara tanımalıyız diye düşünüyorum.

Asıl ve belirleyici konumuz bu olmadığına göre gündemi belirleyen meseleye, yani acilen nelerin yapılması gerektiği üzerinde yoğunlaşmalıyız.

Bin kere benim Huzeyfe Durmaz ve ekibine naçizane tavsiyem şu; Devraldıkları enkazın boyutunu ve tahribatın kapsamını üç aşağı beş yukarı bilmekle birlikte raporla kayıt altına almaları (1)

Başta, mülti kat olmak üzere, Belediyeler, Ticaret Odası, Sanayi Odası, Esnaf Odaları Birliği, Ticaret Borsası, İş ve Meslek Odaları ile diğer siil toplum örgütleri olmak üzere çalmadık kapı, görüşmedik insan kalmayıncaya kadar kısmi bir seferberlik halinin düğmesine basmak (2)

Geçmiş yönetimin provakasyonlarına ve rövanşişt bir şekilde kaos yaratma umutlarını tamamen bitirme amaçla olarak üyelikler yeniden gözden geçirilmeli ve sağlıklı üye yazımı ile kulüp güçlendirilmelidir (3)

Bu şehrin ekmeğini yiyen ve havasını soluyan, bu şehrin sayesinde adam sıfatı kazananların vicdani sorumluluğu ve toplumsal görevi Gaziantepspor gibi biricik marka değerini korumak ve kollamaktır.

Ağamla, yorumla, baklavayla, börekle, kebapla, lahmacunla Gaziantepli olunmayacağı gibi, Gazişehir, Gaziantep FK zenginlerin, ekabirlerin ve otoritenin takımı, Gaziantepspor ise, garibanların, mazlumların ve halkın takımı gibi bir sınıfsal algıyı toplumsal çelişkiler hanesine yazdırmak ise son derece tehlikelidir.

Uyarıyorum, ikaz ediyorum.. Bu şehrin yeniden bir vicdan muhasebesine ihtiyacı var. Düşünenlerin söyleyemediklerini yüksek sesle dile getirmek gibi bir görevimiz var. Günah bizden gitti. Artık top sizde..