-Gaziantep iyi tanınıyor. Özellikle Fatma Şahin’in Unesco ile birlikte şehri Gastronomi kentine dönüştürmesi büyük ilgi gördü. Herkes gelmek için beni arıyor. -Hayvanat Bahçesine Fil getirebilmek için yaşadıklarımız inanılmaz. Ama Asım Güzelbey sonunda tuttuğunu kopardı. ÖKKEŞ ÖZEKŞİ Gaziantepli olduğunu bilenler kadar bilmeyenlerimiz de vardır Emekli Büyükelçimiz Hasan Göğüş’ün. Sevgili Asım Güzelbey sürekli bahseder ama bir türlü tanışmak ve bir araya gelmek nasip olmazdı. Okuyordum haberlerini, yaptıkları hizmetlerini ve ara sıra yazdığı köşe yazılarıyla anılarını… Geçtiğimiz gün Asım Güzelbey aradı ve yine uzun bir Amerika kıtası ülkelerinden Kolombiya ve Panama turundan döndüğünü, Hasan Göğüş’ün Gaziantep’te olduğunu ve ziyaretime gelmek istediklerini söyledi. Çok sevindim elbette. Birlikte uzun bir sohbet gerçekleştirdik. Asım başkanın hatırasını da dinledik bu arada. Ama beni daha çok Hasan Göğüş’ün anılarıyla yaşadıkları ilgilendiriyordu. Çok erken emekli edilmesinin yanlışlığını söyledim kendisine. Boynunu büktü ve gülümsedi tabii. Gerçekten Hasan Göğüş gibi ülkenin hariciyede yetiştirdiği insanların erkenden emekliye sevk edilmesine bir anlam veremiyorum. Çünkü ülkemize yapacağı hizmetlerin en verimli zamanında artık kenara çekil denilmesinden hiç hazzetmiyorum. Sadece Büyükelçiler değil tabii, Valiler de Emniyet Müdürleri de öyle. Bir ile atanıyorlar o şehri tam tanımaya başladıkları anda tayinleri çıkarılıyor veya merkeze alınıyorlar. Hep yanlış bulmuşumdur bu uygulamaları. Hasan Göğüş’e de bu gözle bakıyorum. Çünkü derya deniz bir hariciyeci. Birikimleri var, ülkemiz adına en verimli olabilecek zamanda çekin kenara otur deniliyor. whatsapp-image-2022-04-13-at-18.55.13.jpegGURUR DUYULACAK GÖREVLERNeyse dönelim bizim mevzuya. Gaziantep’i seviyor, çünkü doğduğu büyüğü şehir. Evli ve iki çocuk babası olan ve şimdi Okan Üniversitesi mütevelli heyeti üyesi olarak görev yapan Sayın Hasan Göğüş ayrıca eski bakanlardan Rahmetli Hasan Celal Güzel ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Asım Güzelbey'in de akrabası. Hasan Göğüş, TED Ankara Koleji'nden ve 1976 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olmuş ve aynı üniversitede yüksek lisans yapmış. 1987 de Londra Büyükelçiliğinde müsteşar, 1977 yılında girdiği Dışişleri Bakanlığı'nda Müsteşar Necdet Tezel'in özel kalem müdürü, sonrasında NATO Yüksek Düzeyli Görev Gücü'nün (High level Task Force, HLTF) Türkiye Temsilcisi olmuş. 2001'de Hindistan nezdinde Büyükelçi, 2006'da Çok Taraflı Siyasi İşler Genel Müdürü olarak görevlendirilmiş. 2009'da Yunanistan Büyükelçisi olarak atanmış. 2011 tarihinde Dışişleri Bakanlığı Avrupa İşlerinden sorumlu Müsteşar yardımcılığı görevine verilmiş, 27 Kasım 2013'te de Avusturya Büyükelçiliği görevine başlamış. 2016 - 23 Ekim 2018 tarihleri arasında Portekiz büyükelçiliği görevini yürütmüş. Yani dolu dolu bir hemşerimiz. 25 AYRI BAKANLA ÇALIŞTISayın Hasan Göğüş, şu anda ülkemizin en kıdemli büyükelçisi. Tam 25 ayrı bakan ile çalışmış. Hariciyecilerin yaşamları çok farklıdır. Bazıları anılarını yazar bazıları susar kenara çekilir. Sayın Göğüş bunu yapmamış tabi. “En kıdemli büyükelçi” olarak 2018’de Dışişleri Bakanlığı’ndan emekli olan Sayın Göğüş, yaklaşık 42 yıllık diplomasi anılarını bir kitapta toplamış. “Zor Başkentlerde Diplomasi” adıyla yarım yüz yıla yaklaşan diplomasi deneyimini, Türkiye ve dünyadan ilginç tanıklıklar eşliğinde paylaşıyor. UNUTULMAYAN FİL HİKAYESİGaziantep ile ilgili unutamadığı anısı olup olmadığını sorduğumda “Fil hikayesi”dedi. “Nedir bu fil hikayesi?” dediğimde Hindistanda görev yaparken, Asım Güzelbey’in Gaziantep Hayvanat Bahçesi için bu ülkeden fil getirmek istediğini ama inanılmaz durumlarla karşılaştıklarını söyledi ve hikayeyi şöyle anlattı: “Fil hikayesi 2003 tarihinde Hindistan’da görevde iken Asım Başkan aradı ve Hayvanat bahçesine sembol olacak bir Fil aradığını, bunu da benim sağlayabileceğimi söyledi. Doğrusu şaşırmıştım. Ama yine de dikkate aldım ve araştırmaya başladım. Meğerse Hindistan’da varmış ama onu da Ermenistan’dan istemişler oraya göndermişler. Ne var ki hayvancağız oraya uyum sağlamamış ölmüş. Tabii bunu duyan Hindistanlı hayvanseverler isyan etmiş, bundan sonra başka ülkelere fil göndermeyelim diye tepki vermiş. Haliyle arayışa geçtim ve Sri Lanka’dan fahri başkonsolos olan arkadaşımı aradım ve Fil konusunda irtibat kurdum. O da eşinden destek istedik ne yazık ki olmadı. Bu kez Nepal’de irtibat kurduk orada bulduk ama Türkiye’ye gönderilmesi için benden yazılı belge istedi. Mektup taslağı hazırladık. O sırada ilginç bir gelişme oldu ve Asım Başkan Gaziantep’e gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile havaalanında ayaküstü konuşmuş Fil meselesini ve destek istemiş. Tayyip beyde kahkaha atarak çevresine “benden her şey isteyeni gördüm ama Fil isteyeni ilk kez görüyorum” demiş. Tabii tüm buna rağmen Fil işinin Gaziantep’e gelişi gerçekleşmemiş. Ama Asım başkan tuttuğunu koparacak birisi olduğu için işin peşini bırakmamış. Bu işte Hayvanat bahçesi müdürü Celal bey de çok uğraşmış tabi. Sonra bu yönde bir gelişme daha yaşanmış ve O meşhur Fil o tarihte İsrail üzerinden Gaziantep’e getirilmiş. Şimdi Gaziantep Hayvanat bahçesinde yaşıyor ve çok sevimli bir hayvan. FATMA ŞAHİN YABANCI ÜLKELERİN EN GÖZDE BAŞKANI Sayın Hasan Göğüş’e yabancı ülkelerde Gaziantep’in konumunu sordum haliyle. “Nedir şehri tanıyorlar mı, ne kadar biliyorlar. Bir ara Gaziantepspor sayesinde tanınıyordu şimdi ne durumda?” dedim. Verdiği cevap elbette bir Gaziantepli olarak dikkat çekiciydi. Çünkü “Gaziantep tanınıyor özellikle Sayın Fatma Şahin’in Unesco ile birlikte şehri Gastronomi kentine dönüştürmesi büyük ilgi gördü. Şu anda Türkiye’deki büyükelçiler ve yabancı ülkelerin temsilcileri beni arayarak Gaziantep’e gelmek istediklerini söyleyip destek istiyorlar. Bazıları gelip gidiyor zaten. Tek sıkıntı akşamları Gaziantep’te kalmalarını gerektiren eğlence mekanlarının yetersizliği. Bu yönde dert yananlar oluyor tabi. Sayın Fatma Şahin ile bir ara Lizbon’da görüşmüştük. Yaptığı her şeyde tek amacı Gaziantep’in tanınırlığı ve bilinirliliği konusundaki çabasıydı. Bunda da başarılı olduğunu söylemeliyim elbette. Bir de Gaziantep’te ünlüler programı yapmıştı ve 15 kişi olarak burada bizlere Plaket vermişti. ZOR BAŞKENTLERDE DİPLOMASİ KİTABI Hasan Göğüş ile yayınladığı kitap ve hatıraları da konuştuk elbette. Bu yönde hayli ilginç hatıraları var. Zaten bunu da kitabında dile getirmiş. “En kıdemli büyükelçi” olarak 2018’de Dışişleri Bakanlığı’ndan emekli olan Hasan Göğüş, yaklaşık 42 yıllık diplomasi anılarını bir kitapta topladı. “Zor Başkentlerde Diplomasi” adıyla Doğan Kitap yayınları arasında çıkan kitapta, Göğüş, yarım yüz yıla yaklaşan diplomasi deneyimini, Türkiye ve dünyadan ilginç tanıklıklar eşliğinde paylaşıyor. Hasan Göğüş’ün anıları için Doğan Kitap’ın hazırladığı tanıtım metninde “Diplomaside kritik işlerin üstesinden gelmek ustalık gerektirir. Hele ki bir diplomat bu mesleği zorlu başkentlerde yürütüyorsa... 2002’de Hindistan’a büyükelçi olarak atanan, ülkemizi Yunanistan, Avusturya ve Portekiz’de temsil eden Hasan Göğüş, diplomatlık anılarını okurla paylaşıyor” deniyor. İlber Ortaylı: Takdir ve hürmet ettiğim bir devletlu Kitabın ‘Sunuş’unu, emekli büyükelçi Hasan Göğüş’ün Mülkiye’den (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi) hocası olan Prof. Dr. İlber Ortaylı yazdı. Ortaylı’nın, kitabın başındaki yazısından bazı satırlar şöyle: “Diğer dallara göre diplomatlarımız hatıralarını daha çok yazıyorlar ama çoğunun anılarını kaleme almadığı da bir gerçektir. Basımdan evvel provalarını elime aldığım önümdeki önemli hatırat bir bakanlığın anotomisini ve diplomatın görev yolunun koridorlarını çiziyor. Delhi, Atina, Viyana gibi önemli merkezlerde, Lizbon’da ve nihayet Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı makamında görev yapan bir diplomatın Mülkiye’deki mezuniyetinden emekliliğine kadarki hayatını çok sürekli ve okunabilir biçimde başarıyla çiziyor. Talebem ve çok takdir ve hürmet ettiğim bir devletlu olarak Hasan Göğüş’ün hatıratını zevkle ve öğrenerek okudum ve her yetişen diplomat adayının okumasını tavsiye ederim. Burada özellikle Yunanistan’la ilişkilerimizin sakin geçtiği dönem olan Atina Büyükelçiliği’nin ama asıl önemlisi Viyana yıllarının okunmasını tavsiye ediyorum. Bu hatıratta Dışişleri Bakanlığı’nın en sakin tabiatlı, hadise çıkarmadan görevini yerine getirmeye çalışan mensubunun bazen sorunlu günlere girdiğini ve hareket tarzını göreceksiniz. Türk diplomatının işi zordur ama eski bir devletin memurudur ve kendi çözülmezse onu çıkmaza sokmak mümkün değildir.” “Tesadüfi diplomat” Hasan Göğüş, kitabının girişinde kişisel serüvenini anlatırken, büyükelçi anılarını toplayan kitaplara da değiniyor: “Birçok meslektaşımın aksine Mülkiye’nin üçüncü sınıfında uluslararası ilişkiler bölümüne ayrılana kadar aklımda hariciyeci olmak yoktu. Dışişleri koridorlarında sayıları gittikçe azalsa da aynı soyadı taşıyanlara sık rastlanır. Bazı çevrelerde hariciyecilerin ‘monşer’ diye yaftalanmasında bilinçaltındaki nedenlerden biri belki de budur. Ama geniş bir aile olan Göğüş’lerden çıkan ilk diplomat ben oldum. Üstat Yakup Kadri Karaosmanoğlu 1934’te Tirana’da başlayıp 1954’te Bern’de noktaladığı büyükelçilik yıllarına ait anılarını ‘Zoraki Diplomat’ isimli kitabında toplamıştı. Eski müsteşarlarımızdan Ali Tuygan ise 2012’de yayımlanan kitabını herhalde mesleğini severek ve isteyerek yaptığını vurgulamak için ‘Gönüllü Diplomat’ olarak isimlendirmişti. Yine meslek büyüklerimizden Zeki Kuneralp’in kitabına mütevazılığından ötürü ‘Sadece Diplomat’ adını verdiğini tahmin ediyorum. Bu seriyi devam ettirmek gerekirse Dışişleri’ne büyük bir tutkuyla girmediğimi göstermek için benim de bu kitaba bir ara ‘Tesadüfi Diplomat’ adını vermek aklımdan geçti.”