Daha geçenlerde yazdım Doğalgaza gelen büyük zamlar sonrası Doğalgaz olmayan bölgedeki insanlar kömüre yönelecek ama kömürün de fiyatı tavan yaptı. Şimdi onlar kara kara düşünüyor. İthal kömür şu anda karaborsa, mevcutta olanların da fiyatları 3.500 TL’ye yaklaştı. Çünkü özellikle Rusya’dan kömür ithalatı durma noktasında. Haliyle herkes yerli kömürlere yöneldi ama o da pahalandı. En ucuzu Şırnak kömürü piyasada 750 ila bin lira arasında satılıyor. Bu durumda ne yapacak insanlar? En ucuz kömürü alacak. İşte Gaziantep’in canına okuyacaklar. Çünkü Şırnak kömürü sağlık açısından son derece sakıncalı. İşte Gaziantep’te tehlike çanları bu nedenle çalıyor. Covid-19 döneminde en can alıcı sorun, kalp-akciğer ve solunum yolları hastası olan vatandaşlarımızın ucuz diye Şırnak kömürü kullanmaya başlaması. Sonrası düşünmek bile istemiyorum. UZMANLAR UYARIYOR, BİZ DE BU UYARIYA KATILIYORUZ Aslında kömür kullanmak zaten başlı başına hava kirliliğini sağlıyor. Gaziantep yıllardır hava kirliliği en yüksek iller arasında yer alıyor. Ama şimdi durum daha başka. Çünkü pandemi dönemindeyiz ve nefes alıp verme konusunda sağlıklı yaşamın başlıca şartlarından birisi temiz hava. İşte asıl sorun burada başlıyor. İçinde yüksek miktarda kükürt bulunan Şırnak maden kömürünün kullanımı halinde Gaziantep’te hava kirliliğinin ne duruma geleceğini düşünmek bile istemiyorum. Kükürdü havada gaz halinde olan kükürtdioksitin, burun, geniz ve boğazdaki nemle reaksiyona girerek solunum sistemindeki sinirleri tahrip ettiğini uzmanlar dile getiriyor Şimdi şu Pandemi döneminde eğer Cizre kömürü kullanılırsa yandı gülüm keten helva derim. Düşünün bir kere, Solunum yolunun tahriş edilmesiyle, refleks öksürük krizleri ve göğüs sıkışmasının olacağını belirten uzmanlar "Şırnak kömürü, özellikle astım, kronik akciğer hastalığı bulunan kişilerde, solunum yollarının daralmasına ve kronik solunum hastalığına neden olur. Kükürtdioksit konsantrasyonu sınır değerinin üzerinde olduğu zaman özellikle astımlı, bronşitli, kalp ve akciğer hastalarının sağlığını olumsuz etkiler” diye uyarıyor. ŞİMDİDEN YAZAYIM, HAVALİMANI TERMİNALİ ZAMANINDA BİTECEK Aldığım bilgi doğrultusunda buna “evet bitecek” diyeceğim. Çünkü birkaç pürüz dışında terminal binası bitti sayılır. Onlar da 1- Körüklerin teknik olarak denenmesi, 2- Bagajla ilgili sıkıntının giderilmesi, gidecek yolcunun biniş sistemindeki eksiklik. İhaleyi alan firmanın iş bitim tarihi 29 Kasım olarak gözüküyor. Ama bahsedilen bu işlerin 15-20 Kasım tarihinde biteceği belirtiliyor. Yine de tedbirli konuşmalıyım ve 25 Aralık’ta yeni ülke geneline ve yurt dışına seyahatlerin yeni terminal binasında gerçekleşeceğini söylemeliyim. YURTLARDA KALAN ÖĞRENCİLERİMİZİN SORUNLARINI GÖRMEZDEN GELMEYİN LÜTFEN Geçtiğimiz günlerde Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı (KYK) Ümmü Gülsüm kız öğrenci Yurtlarında protesto yapıldı ve gece yarısı kız öğrenciler kaldıkları yurtların pencerelerinde “AÇIZ” diye bağırdı. Yemeklerin pahalı ve niteliksiz, yurt ücretlerinin ise yüksek olduğunu ifade eden üniversitelilerin sesini ilk duyan Vali Davut Gül oldu ve kalkıp doğruca kız yurduna gitti. Bu elbette duyarlı ve sorumluluk gerektiren bir davranış. Ama bugün Vali gider yemekler düzgün çıkar, yarın ihaleyi alan firma yine bildiğini okur. Merak edip araştırdım Gaziantep’teki yurtların yemek ihalelerini alanlar kimler diye. Her ikisi de Gaziantep dışındaki yemek fabrikaları. Ümmü Gülsüm yurdunun Bursalı bir firma olan Begüm Referans firması olduğunu söylediler. Bu arada Şehitkamil yurdunu sordum, onu da Konyalı bir firmanın işlettiğini belirttiler. Elbette gönül ister ki, Gaziantepli firmalar ihaleleri alsın. Vardır mutlaka Gaziantepli firmalar. Ezogelin ’in yemeklerini Güllüoğlu adında firma veriyormuş. Fatih Güllüoğlu’nu aradım “bizimle bir ilgisi yok” dedi. Zaten Ezogelin yurdunda da bir şikâyet yok. Demem o ki, Sayın Vali Davut Gül ve Sayın Fatma Şahin Gaziantep’teki yurtlara ve okullara yemek kalitesi bakımından mutlaka el atması gerekiyor. Bunu da orada kalan öğrencilerden bizzat bilgi alarak yapmaları gerekir. Çünkü nihayetinde bu olaylar Gaziantep’te oluyor. Kentimizin adı olumsuz anılmaya başlanıyor. En önemlisi ise evlatlarını Gaziantep’e Üniversiteye gönderen anne babaları düşünün. O öğrencilerin sağlıksız ve yetersiz beslenmelerini düşünün. Bu yemek işlerinin aslında iyice incelenmesi ve sürekli kontrol edilip denetim yapılması gerek. BİR GAZİANTEPLİ OLARAK FATMA ŞAHİN’E ELBETTE TEŞEKKÜR ETMELİYİM. Neden mi?1-İngiltere’de büyük işler başardı. Sakın dudak bükmeyin. Bırakın siyaseti filan. Ben her şeyi Gaziantep’in menfaatleri doğrultusunda değerlendiriyorum. Kişisellik benim Lügatimde yazmaz. Bazı işlerde kişisel rant hesabı yapanları hep ayrı tutmuş, Allah'a havale etmiş, haksız ve ahlaksız kazanç elde edenler için "ALLAH YEDİRMESİN" demişimdir. Yine de bunları yazıyorum diye beni eleştireceklere saygılıyım, ama doğruları anlatma konusunda lütfen kimse bana yan gözle bakmasın. Bakın giriş yazımda bu kent ile ilgili endişemi de dile getiriyorum. Ama ortada bir başarı varsa görmezden gelemem.2- İşte bu başarının içinde Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, ‘şunları yaparsanız sizi destekleyeceğim’ diyor. Buna kim yok der. Ucuz kredi veriyor, üstüne hibe veriyor. Şunları yerine getirdiğinizde ben size 27 megawatt enerji vereceğim" sözü var. Buna göre, Gaziantep olarak kazancımızı sıralamaya devam edelim.3- EBRD ilk adım olarak Gaziantep'te bir güneş enerjisi projesine yatırım yapmayı değerlendirecek ve şehrin güneş enerjisini elektrik şebekelerine entegre etmesine yardımcı olacak.4- Ayrıca programın bel kemiği Yeşil Şehir Eylem Planı çerçevesinde katı atık, su, atık su, sokak aydınlatması, enerji tedariği ve ulaşım dâhil olmak üzere iklime dayanıklı temel hizmetlerin nasıl sağlanacağını inceleyen yatırım planının yol haritası oluşturulacak. Planın gelişimini, İklim Yatırım Fonlarının bir parçası olan Temiz Teknoloji Fonu finanse edecek. BİR İMZA DA AVRUPA YATIRIM BANKASIYLA ATILDIVar mı bunlara itirazı olan. Yetmez elbette, zaten Sayın Fatma Şahin Londra kazancını anlatıyor heyecanla.5-“Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın Yeşil Şehir Programına dahil olduk. Fırsat bu fırsat dedik. Bakırımızı, baklavamızı, kahvemizi de tanıttık. İşe yaradı. Program yöneticisi Nandita Parshadve arkadaşları yerinde görmek ve tatmak için yakında Gaziantep’e gelecek. Bizim yaptığımız şey belediye başkanlarımızı yeni dünya düzenine hazırlamak. Bazı başlıklarda şehrinizi hazır ettiğinizde uluslararası toplum sizi destekliyor. Biz bundan önce de biyogazı hayata geçirdik. İlk belediye olduk. Biz biyogaz tesisimizi de kurduk. Rüzgâr dan da faydalanmaya çalışıyoruz. Kaynak nerede var bunu bilmek gerekiyor. Biz belediye başkanlarımızı buna hazırlıyoruz" diyor. Durmuyor ve Gaziantep adına elde edilen kazançları sıralamayı sürdürüyor:6- “İmzamızın bir tanesi Avrupa İmar ve Yatırım Bankası’yla oldu. Burada yeşil şehirler kategorisine sizi alırsa çevre projeleri özellikle su yönetiminden biyo çeşitliliğe kadar küresel ısınmayı önleyecek her türlü projenize hibe desteği veriyor. Bizler yeşil şehir imzamızı attık. Bundan sonra olacak? Zaten 2014 yılında biz iklim master planını yapmış bir belediyeydik. İmar Ulaşım master ve iklim master planını yapan ilk belediye biz olduk. Burada akıllı ulaşım çok önemli, dijitalleşme çok önemli. Yeşil ekonomi dönemin adı. Bu yapılan çalışmaları onlarla paylaştık, yapmak istediklerimizi paylaştık. Isınma ve ulaşımla ilgili yaptığımız çalışmalarla önemli başlangıç oldu” diye ekliyor. GAZİANTEP AYRICALIĞI NET ŞEKİLDE ORTADABen de bir bilgi ekleme yapayım ve yazıyı noktalayayım. “ Dünyanın önde gelen kurumsal yatırımcılarından biri olan EBRD, bugüne kadar çoğu özel sektöre olmak üzere Türkiye’de 14 milyar Euro'dan fazla yatırım yaptı. Sürdürülebilirlik, Banka'nın yatırım ve politika katılımının merkezinde yer alıyor. EBRD Yeşil Şehirler Programı’nın uygunluk kriterlerinde şehirlerin, Yeşil Şehir Eylem Planı’nını hazırlanmasında istekli olması gerektiğini vurgularken aynı zamanda programa uygun yeşil yatırım projelerinin bulunma şartını da gözetiyor. Bu şartlarda kısaca metro, su, atık su, e-otobüs, bölgesel enerji, düşük karbonlu ve iklim dirençli binalar, yenilenebilir enerji, sokak aydınlatması, dağıtım ağı, akıllı çözümler, iklim değişikliği dirençliliği gibi başlıkları kapsıyor. EBRD'nin uzun süredir devam eden bir ortağı olan Gaziantep, Türkiye’nin Yeşil Şehirler programına katılan dördüncü şehri. Banka daha önce Gaziantep'in çevre dostu sıkıştırılmış doğal gazlı (CNG) otobüs alımını finanse etmiş ve özel-kamu ortaklığı anlaşması kapsamında son teknoloji bir hastanenin inşası için kredi sağlamıştı. EBRD Yeşil Şehirler, finansman hacmi 3 milyar Euro olan ve bugüne kadar 50'den fazla şehir ve belediyeyi kapsayan, hızla büyüyen bir kentsel sürdürülebilirlik programı. Program, çarpık kentleşmenin getirdiği muazzam çevresel zorluklarla mücadele için 2016 yılında başlatıldı. EBRD Yeşil Şehirler çok taraflı bağışçılardan destek aldı ve önemli düzeyde eş finansman sağladı” HEPİNİZE İYİ HAFTALAR DİLİYORUM