Çok amaçlı Onat Kutlar Salonu o gün oldukça birikimli ve seçkin bir konuğu ağırlıyordu.

Türk Ocakları Gaziantep Şubesi tarafından organize edilen gecenin söz sahibi Ganire Paşayeva’ydı.

Azarbeycan Parlamentosu Milletvekili ve aynı zamanda Milli Meclis üyesi olan Ganire Paşayeva Türk İlim ve Kültür dünyasının yakından tanıdığı müstesna bir isim.

Daha önce Gaziantep Üniversitesi’nde yine Azarbeycan Parlamentosunda milletvekili olan Tenzile Rüstemhanlı ile bakanlık görevinde de bulunan Sabir Rüstemhanlı’yla tanışma ve sohbet etme olanağı bulmuştum.

Azerbaycan denilince ilk aklıma gelenlerden biride hiç kuşkusuz sahnelerin diri ve yürekli sesi Azerin ve de yazılı ve sözlü basından takip ettiğim Ganire Paşayeva'ydı.

Bu konferans vesilesiyle ilk kez birebir dinleme ve izleme şansını elde ettiğim Ganire Paşayeva, asil Türk milletinin tarihin her döneminde bünyesinden nice yiğit Türk kadın kahramanları yaratacağının da bir nişanesiydi.

Umay Han’ların, Ayzıt’ların, Tomris Kağan’ların, Raziye Sultan’ların, Nene Hatun’ların ve Sabiha Gökçen’lerin ruhu adeta Ganire Paşayeva da yaşıyordu.

Akıl, güzellik, bilgi, birikim, zerafet ve cesaret onun şahsında dile geliyor, 20 bin yıllık ırkımın derin köklerinden gelen asalet, abidevi bir disiplinle salona hükmediyordu.

Türkiye dışındaki Türklük mefkuresini üç ayağın üzerine inşa eden Paşayeva, Kırım, Bakü ve Kazan müsellesinden yola çıkarak Yusuf Akçura’dan, Gaspıralı İsmail’e, Hüseyinzade Ali Bey’den, Mehmet Emin Resulzade’ye oradan Ahmet Ağaoğlu’na kadar oldukça geniş bir perspektifte izleyicilerine “Türkleşmeyi, İslamlaşmayı ve Çağdaşlaşmayı” anlattı.

Kimi zaman bir siyaset kadını, kimi zaman bir bilim insanı, kimi zaman ise bir tarih öğretmeni kimliğiyle seslenen Ganire Paşayeva, konuşmasını gençler için didaktik öğretiler sunarken, diğer yaş kesitlerine ise eksik bilgileri tamamlayayan ve bilmeyenlere bilmesi gerekenleri bildiren bir hüviyetle hitap etti.

Bu manada Ganire Paşayeva’nın verdiği üç saati aşan konferansı Gaziantep özelinde bizlere birebir tarihe tanıklık etme şansını verdi.

Yazımın giriş bölümünde konuk olarak anons ettiğim Ganire Paşayeva’nın misafirliği onun açısından bir sürç-i lisan sayılabilir.

Zira Ganire Paşayeva, Sibirya’dan, Doğu Türkistan’a, Kırım'dan, Kafkaslar’a, Anadolu’dan Doğu Akdeniz’e, Balkanlar’dan, Türkmeneli’ne kadar bütün Türk coğrafyasını tek bir millet ve ortak vatan kabul ettiği için o Türkiye’nin ve Gaziantep’inde Aybala’sı ve kızıdır.

Bu manada Türklük gurur ve şuurunun kıblesi saydığım Gaziantep’den Ganire Paşayeva’yı bir kez daha selamlıyorum.