"Fıstığımız Bol Olsun Projesi" sayesinde Antep fıstığı ağaçlarına doğru şekilde bakım yapmayı öğrenen çiftçiler, hem daha yüksek verim almaya başladı hem de toprak işleme, gübre ve ilaçlama masraflarından tasarruf etti.TEMA Vakfı'nın proje ortağı Nestle'nin katkılarıyla 8 yıldır yürüttüğü projeyle, Antep fıstığı üretiminde kalite ve verimliliği arttırmanın yanı sıra Türkiye'de biyolojik çeşitliliğin, gen kaynaklarının ve toprağın korunması hedefleniyor.TEMA Vakfı Proje Koordinatörü ve orman yüksek mühendisi Metin Şenol, Antep fıstığının en iyi yetiştiği bölge olan orta Fırat Havzasını dolaştığını ve o dönem gördüğü manzaranın hiç hoşuna gitmediğini dile getirdiÜÇÜNCÜ DÖNEME BAŞLANDI Şenol, "Fırat Nehri'nin 15 kilometre doğusu ve 15 kilometre batısı Antep fıstığının optimum yetişme alanı. Antep fıstığı ağacının tozlaşma döneminde Fırat'ın serinliğini, meyvenin dolma döneminde ise bölgenin sıcaklığını alması lazım. 2011'in ocak ayı itibariyle 3 yıl malzeme destekli budama, bitki besleme, bitki koruma, toprak işleme gibi eğitimler yaptık. 3 yıl sonunda önemli verilere ulaştık. Budama, toprak işleme konusunda çiftçilerin büyük hataları olduğunu, bilinçsizce ilaç kullanıldığını gördük. 2014'te projenin ikinci dönemine başladık. Beş yıllık süreçte de elde ettiğimiz veriler ışığında sorunlara çözüm üretme başlığıyla çalışmalar yaptım. 31 Aralık 2018'de ikinci dönem de bitti ve 1 Ocak itibariyle üçüncü döneme başladık." YÜZLERCE EĞİTİM VERİLDİ Antep fıstığında verim ve kaliteyi etkileyen ne kadar olumsuzluk varsa 8 yıldır bunların giderilmesi için çalıştığına dikkati çeken Şenol, özellikle budama konusuna ağırlık verdiğini, bu konuda çiftçilerden, bahçe sahiplerine kadar yüzlerce kişiye eğitim verdiğini bildirdi. BİLİNMEYEN DENKLEMİ ÇÖZDÜKBölgede çiftçilerin fidanı diktikten 12-15 yıl sonra aşılama yaptığını ifade eden Metin Şenol, "Bu projeyle biz bunu sulu tarımda 1 yıla, kuru tarımda 2-3 yıla indirdik. Projeyle tesis ettiğimiz bahçelerde biz şu anda meyve alıyoruz. Bu bölgede geleneksel bir söylem vardı; 'Babası diker, oğlu yer' şimdi çiftçi diyor ki 'Ben dikerim, meyvesini de ben yerim.' 2011'de diktiğimiz bahçelerden 3 yıldır çok güzel verim alıyoruz. Biz burada bilinmeyen bir denklemi çözdük. Çiftçinin kafası karışıktı, her gelen bir şey söylemiş, çiftçi kendi bildiğini okumaya devam etmişti. Çiftçiler şu anda 'Metin ağabey biz sen ne dersen onu yaparız' diyor. Bu benim için gurur verici. Ben bu güveni 9 yılda elde ettim. Projeye başladığımızda uygulama bahçemizde dekar başına 30 kilogram olan verimi 58 kilograma çıkardık. Komşu bahçemizde ise hala 30 civarında seyretmiş. Kısa dönemde çok bariz bir fark." AA