Antepfıstığının katma değeri yüksek bir ürün olduğunu anlatan Bayhan, “Antepfıstığı, kuruyemişten çikolataya, baklavadan lokuma, dondurmadan, helvaya ve daha ismini bile bilmediğimiz birçok üründe kullanılan katma değeri yüksek bir üründür. Türkiye’nin en önemli ihracat kalemleri arasında yer alan Antep fıstığı üretiminde Gaziantep dışında Şanlıurfa, Siirt, Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya ve Diyarbakır’da söz sahibidir. Dolayısıyla Türkiye, normal şartlar altında Antep fıstığı üretimi konusunda İran ve Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra dünyada üçüncü sırada gelmektedir.”DENGE ÇOK ÖNEMLİFıstıkta var yılı veya yok yılı olduğunu hatırlatan Bayhan, “Antepfıstığında ‘Var yılı ve yok yılı’ denen bir olay var. Geçen yıl Antepfıstığının var yılı iken doğal olarak bu sene yok yılıdır. Durum böyle olunca bu sene fıstık rekoltesi düşük olduğundan geçen yıla oranla fiyatlarında yüksek olması gerekiyordu, ama fıstık üreticilerimiz fiyat konusunda umduğunu bulamayarak, büyük hayal kırıklığı yaşadı. Çünkü 25 liraya kadar yükselen boz fıstığın kilosu şu anda 17 liraya kadar düştü. Buradan yola çıkarak kırmızı fıstığın kilosunun da yüksek olmayacağını düşünüyoruz. Ama çiftçilerimizin boz fıstık fiyatlarında yaşadığı hayal kırıklığını kırmızı fiyatta yaşamasını istemiyoruz. Bunun içinde Tarım, Kredi ve Kooperatiflerinin duruma el atarak, piyasadaki fiyat dengesini sağlaması açısından fıstık alımı yapması lazım.”ZOR ŞARTLARDA ÜRETİMBayhan, “Çiftçilerimiz zaten zor şartlar altında üretim yapmaya çalışıyor. Geçmişten günümüze bakıldığında mazotta yüzde 20, zirai ilaçta yüzde 35 ve gübrede ise yüzde 100 maliyet artışı yaşandı. Girdi maliyetlerinin bu kadar yükseldiği bir ortamda Antepfıstığının da değerinde satılması gerekiyor. Bugün, Tarım ve Orman Bakanı ya da Cumhurbaşkanı Ordu’nun fındığının taban fiyatını açıklarken, neden bizim Antepfıstığımız bir taban fiyatı yok. Antepfıstığımız Ordu’nun fındığından daha mı değersiz yoksa. Bu konuda en büyük görev hiç şüphesiz Gaziantep milletvekilleri başta olmak üzere bölge milletvekillerine düşmektedir. Ama hiçbiri sağlam bir irade ortaya koyup da fıstık üreticisine sahip çıkmıyor.”OLAN ÇİFTÇİYE OLUYOR“Kentte fıstık fiyatını belirleyen kişi sayısının iki elin parmağını geçtiğini ya da geçeceğini sanmıyorum” diyen Bayhan, “‘Serbest piyasa olduğundan hiç kimse müdahalede edemiyor. Bunu ve çiftçinin borçlu olduğunu bilen karaborsacı veya stokçu diye tabir edilen kişiler fıstığı çiftçinin elinden çok ucuza alıyorlar, depoluyorlar ve birkaç ay sonra 3-4 katına satıyorlar. Kazanan karaborsacı ve stokçu olurken, kaybeden her zaman ki gibi çiftçimiz oluyor. Geçmiş yıllarda Güneydoğu Birlik, Fiskobirlik ve Çukobirlik gibi birlikler vardı. Çiftçilerimiz serbest piyasadaki fiyatı beğenmediğinde ürününü bu gibi birliklere satardı, ancak her ne hikmetse bu birlikler kapatıldı. Kapatılınca çiftçinin ürününü götüreceği alternatif bir yer kalmadı. Şimdi bu kapatılan birliklerin ne kadar önemli bir işlev gördüğüne şahit oluyoruz. Dolayısıyla fıstık fiyatlarında dengenin ve istikranın sağlanması, üreticinin, mahsulünün korunması ve değerinde satılması için hiç vakit kaybetmeksizin birlikle veya kooperatifler kurulmalıdır. Bu tür kurumlar hem ihtiyaç hem de zaruridir. Buradan Gaziantep’i yönetenlere, siyasi bürokratlara ve milletvekillerine sesleniyoruz, Fıstık üreticisine sahip çıkın, onları karaborsacılara ve stokçulara mahkum etmeyin, birlik ve kooperatif kurulması için hem kent hem de Ankara nezdinden vakit kaybetmeksizin çalışmalara başlayın” şeklinde konuştu. HALİL ŞARKLI