Asım Güzelbey, belediyedeki son gününde , basın mensuplarına dönemin itfaiye daire başkanıyla yaşadığı bir anısını anlatmış ve tecrübenin ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmıştı.Herkese ayrı ayrı teşekkür eden Güzelbey, seçim arefesinde yaşadığı olayı ve sonrasını şu sözlerle dile getirmişti:-“Celal DOĞAN’ın karşısına aday olmuştum. Yoğun bir tempoyla canla başla çalışıyorduk. Gecemiz gündüzümüze karışmıştı. Bu yoğun tempoda bir sürü de sorun yaşadık tabi. Bunlardan beni en çok öfkelendiren ise, İtfaiye Daire Başkanının tutumuydu. Tam bir konuşma yapacağım veya esnafı ziyarete gitmişim, bir telefon geliyor , ‘Efendim itfaiye ekipleri sizin afişinizi sökmüş…Ertesi gün başka bir yerdeyim bir telefon geliyor yine afişiniz söküldü. Bu durum seçim sürecince devam etti. Biz yapıştırıyoruz itfaiye ekipleri söküyor, biz yapıştırıyoruz itfaiye ekipleri söküyor. Cinim tepeme çıkıyordu ama elimizden de bir şey gelmiyordu. Kendi kendime söz verdim seçimi kazanırsam ilk işim İtfaiye Daire Başkanı Mustafa KARAKUŞ’u görevden almak olacaktı. Allah büyük seçimi kazandım, koltuğa oturdum… Kararlıyım Karakuş’u görevden alacağım ancak içimden bir ses ,acele etmemem gerektiğini söylüyordu. Kendi kendime bekle dedim, iyi ki de beklemişim. Zira baktım adam işini gayet iyi yapıyor. Bir gün yanıma çağırdım ve afişlerimi niye söktürdüğünü sordum. Cevap vermedi, sustu. Ama geçmiş belediye başkanıyla ilgili tek bir olumsuz kelimede etmedi. Bu tavrı hoşuma gitti. Anladım ki, o sadece aldığı talimatın gereğini yerine getiriyordu. Onu görevden almam doğru olmazdı. Görevden almadım, iyi ki almamışım. Oldukça başarılı biri. Çalıştıkça daha iyi anladım, tecrübe ha deyince kazanılmıyor...” Güzelbey, bu sözleriyle halefine ‘ekibimi dağıtma, tecrübeli olana dokunma’ mesajı vermek istiyordu ancak nafile... Belediyede, Herakleito’nun ‘değişmeyen tek şey değişimin kendisidir’ sözünden nasibini almayan tek bir Allah’ın kulu kalmadı…Değişim iyi mi oldu, kötü mü oldu yaşayıp görüyoruz… ŞİKAYETE Mİ GİTTİLER?Yani demem o ki, kentimizde çileye dönüşen kar yağışı bir kez daha tecrübe ve koordinenin önemini gün yüzüne çıkardı. Maalesef ekipler karın ilk gününde iyi koordine edilemedi. Mücadelede bir bölgeye yoğunlaşıılınca ana arterlerde geç kalındı. Kar kalınlığı 30 santimi geçince de iş işten geçti. Koordinesizlikte, Büyükşehir ve Şahinbey belediye başkanları arasında uzun süredir devam eden gerginliğin de payının olduğu iddia edildi. Güya tam o gün, o felaket günü, Büyükşehir’den iki yetkili ANKARA’ya ilçe belediye başkanını şikayete gitmişler... ‘İki isim burada olsaydı, koordinede bu kadar başarısız olunmazdı, Fatma Şahin tek başına hangi bir yere yetişsin?’ diye parti içinde tepki gösterenler oldu. Ümit ederim, dedikodudur… GREYDER Aslında kar yağışı bir şeyi daha gösterdi, Özel İdare ve belde belediyelerinin önemini… Özel İdare ve belde belediyeleri meğer Büyükşehir’in yükünü nasıl da hafifletiyormuş. Aktoprak’ta belediye kapanmasaydı Mustafa KARACA yolda kar mı bırakırdı? Körkün’de Mahmut BOZOĞLAN olsaydı Büyükşahinbey’de yol çilesi yaşanır mıydı? Özel İdare kapanmasaydı, son meclis başkanı Menderes KARADUMAN, 50 kamyon, 5 kırıcı, 7 kepçe, 13 greyderle sahadan çıkar mıydı? Üstelik Özel İdarenin sadece makine parkı değil, deneyimli karla mücadele ekibi de vardı. Ekibin her biri bir yere dağıldı, çoğu araç hurdaya gitti. Karaduman, ‘herkes taksi kullanabilir ama greyder kullanamaz, karla mücadelede en önemli araç greyderdir’ diyor. LİYAKATElbette belediyelerin ekip ve araçları var. Ancak yoğun bir kar yağışında koca şehre nasıl da yetersiz geldiğini hep beraber gördük. Olan oldu, umarım bu kar yağışından herkes, hepimiz gereken dersi çıkarmışızdır…Zira, lapa lapa karlar, liyakatın, eş dost ve akrabadan da önce geldiğini yüzümüze yüzümüze çarptı…Kalın Sağlıcakla…