Risk 5. Dijitalleşmenin verimliliği hızlandırmada etkin kullanılamaması Günümüzün enflasyonist baskıları, telekom şirketlerinin verimliliği ve çevikliği artırmasının önemini bir üst seviyeye taşıdı. EY raporu, çeşitli karmaşıklıkların yeni nesil teknolojiler aracılığıyla dönüşüm yeteneklerini sınırladığını ortaya koyarken çeşitli insan faktörleri de bu alanda ilerlemeyi sınırlayan etkenler arasında gösteriliyor. Operatörler, dönüşüm gündemlerinin karşı karşıya olduğu en büyük kültürel zorluk olarak uzaktan çalışmanın iş birliği üzerindeki olumsuz etkisini öne sürüyor.Risk 6. Altyapının güçlü direnç ve erişiminin sağlanamamasıAğ güvenilirliği, müşteriler için bir endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Sürekli artan veri tüketimi ise telekom operatörleri için konuyu daha da zorlaştırıyor. Pandemi döneminde daha da derinleşen dijital uçurum hesaba katıldığında altyapı üzerindeki baskı daha da artırıyor. Risk 7. Yenilikçi iş modellerini değerlendirememe IoT (Nesnelerin interneti) ve bulut bilişim gibi hızlı büyüyen alanlarda elde edilen gelirlerin küçük oranlarda kalması nedeniyle henüz kayda değer bir verim artışı sağlanabilmiş değil. Buna ek olarak, telekom şirketlerinin teklifleri ile kurumsal müşterilerin talepleri arasında, özellikle gelişmekte olan hizmet alanlarında bir uyum eksikliği söz konusu.8. Altyapı varlıklarının değerini maksimize edememeSon dönemde telekom şirketlerinin sahip oldukları altyapının değerini ortaya çıkarma çabaları hız kazanıyor. Özellikle çeşitli altyapı türlerine yönelik yeniden yapılandırma alanındaki elden çıkarmalar, paylaşım ve ortak girişim yollarına daha çok başvuruluyor. Çoğu telekom CEO'su, temel ve temel olmayan altyapılar arasında daha net bir ayrım yapmanın elden çıkarma konusundaki planlarına yardımcı olabileceğine inanıyor, birçoğu da temel işlerini yeniden tasarlama fırsatlarını kaçırdıklarına inanıyor.9. Dış ekosistemlerle yetersiz iş birliği 5G ağlarına yönelik talep günden güne artarken, şirketler aktif olarak ilgili ekosistemle güçlü ilişkilere sahip tedarikçiler arıyor. Tüm bunlar, telekom şirketlerinin dış ekosistemlerle iş birliğini güçlendirmesini gerektiriyor. Ancak telekom şirketlerinin sadece %11'i, birden fazla ortaklığı yeni iş modellerinin temeli olarak görüyor ve ekosistem katılımına stratejilerinin merkezinde yer vermiyor.10. Değişen düzenleyici ortama yeterince uyum sağlayamamaÜlkelerin veri koruma ve gizlilik kurallarını uygulamaya koyması veya değiştirmesiyle ortaya çıkan çok parçalı düzenleyici yaklaşımlar, çeşitli zorlukları da beraberinde getiriyor. Yapay zekâya yönelik artan düzenleyici odaklanma, riskleri artırabilecek bir etken. Tüm bunlarla birlikte, altyapının güçlendirilmesi için devlet desteği gibi politikalar da çeşitli fırsatlar yaratabilir.EY Türkiye Telekomünikasyon, Medya ve Teknoloji (TMT) Sektör Lideri Emre Beşli konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Hızla değişen ve küresel belirsizliklerin hâkim olduğu bir dünyada telekom sektörünün karşı karşıya olduğu riskler de hızla değişip gelişmeye devam ediyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de telekom şirketlerinin ortaya çıkan tehditler konusunda dikkatli olmaları ve bunlarla başa çıkmak için yeni ve doğru stratejiler geliştirmeleri gerekiyor. EY raporu, telekom operatörlerinin bu dönemde güvenliğe ve güvene güçlü bir şekilde odaklanması gerektiğini vurguluyor. Bunun yanı sıra, iş gücü kültürünün geliştirilmesinin ve sürdürülebilirliğin daha iyi yönetimine yönelik eylemlerin de en kritik zorunluluklar arasında olduğunu görüyoruz.”“Özellikle müşterilere daha net, basit ve güvenli dijital ‘self servis’ deneyimler sunmanın önemi artıyor. Bununla birlikte, enerji kullanımı ve karbon emisyonlarından çalışma ortamında kapsayıcılığa kadar sürdürülebilirlik gündeminin daha iyi yönetilmesi, verimliliği de artırabilir. Bu da müşteriler, çalışanlar ve ekosistem paydaşları arasında daha yüksek bir güven ve bağlılık sağlayabilir.”