Endişe verici bir durumESET Güvenlik Uzmanı Jake Moore, konuyla ilgili şu yorumu yaptı: “Oldukça endişe verici olan bu durum, kameraların güvenlik kuralları göz önünde bulundurularak kurulmuş olması gerektiğini net bir şekilde gösteriyor. Ne yazık ki cihazlar, gizlilik konusuna yeterince kafa yorulmadan evdeki yerlerini alıyorlar.” Moore bu olayın, akıllı kameraları kurarken güvenlik önlemleri alma konusunda kişileri harekete geçireceğini umuyor. Görüntülere nasıl ulaştılar?Genellikle güvenliği artırmak veya evdeki küçük çocukları izlemek için kullanılan bu kameralara siber suçluların nasıl eriştiğiyle ilgili çok fazla bilgi olmamasına rağmen kameraların nasıl ihlal edildiğine ilişkin birkaç makul açıklama bulunuyor. Diğer cihazlar gibi internete bağlı kameralar da güvenlik açıklarına sahiptir. Örneğin birkaç ay önce İngiliz tüketici koruma örgütü Which, dünya genelinde 3.5 milyon kameranın bir dizi güvenlik açığı sebebiyle ihlal edilmeye açık olduğunu belirtti. Geçen yıl da ESET araştırmacıları, bir D-Link bulut kamerasındaki güvenlik açığı sonucunda saldırganların video akışına erişebilmesinin mümkün olduğunu ortaya çıkarmıştı. Zayıf şifre büyük sorunESET Güvenlik Uzmanı Jake Moore, ihlallerin sorumluluğunun zayıf şifre güvenliğine yüklenebileceğini söylüyor. Moore, “Kullanıcılar, cihaz üreticisinin varsayılan olarak belirlediği şifreyi kullanmaya devam edebilir, ancak bu durumda kötü niyetli kişilerin bu şifreye ulaşması veya bu şifreyi tahmin etmesi çok zor olmayacaktır. Bazı kullanıcılar ise bir nesnelerin interneti (IoT) cihazı için güçlü ve eşsiz bir şifre veya metin dizisi belirlemeyi gereksiz görebilir. Oysa her ne olursa olsun, tüm akıllı cihazların önemli güvenlik ve gizlilik etkileri olduğundan nesnelerin interneti güvenliği hafife alınmamalıdır.“