İçişleri Bakanlığı, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in görevden uzaklaştırıldığını, yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy'un Esenyurt Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildiğini açıkladı. Ahmet Özer'in terör örgütü yöneticisi Remzi Kartal ile 14 kez görüştüğü öğrenildi. Ahmet Özer hakkında, Temmuz 2023'te Diyarbakır Cezaevi'nde yatan PKK'lı hükümlüden ele geçirilen örgütsel dokümanlarda adının geçmesinin ardından soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca, terör örgütü PKK/KCK'nın mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmada gözaltına alınan Özer'in hakimlikteki işlemleri tamamlandı.

Özer’in, buradaki ifadesinin ardından "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan nöbetçi sulh ceza hakemliğince tutuklanmasına karar verildi.

Soruşturma kapsamında Özer'in, iletişim dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri, fiziki takip tutanakları, banka hesap hareketleri ve örgüt yöneticileriyle yoğun ve süreklilik arz edecek şekilde organik bağ kurarak üzerine atılı suçu işlediği tespit edilmiş, Başsavcılığın talebi üzerine İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden arama kararı çıkartılmıştı.

Şüpheli Özer bu sabah gözaltına alınmış, evi, iş yeri ve aracında aramalar gerçekleştirilmişti.

Sucu sessizliğin bozdu Sucu sessizliğin bozdu

ESENYURT BELEDİYESİ'NE KAYYUM ATANDI

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2024/162302 sayılı soruşturma kapsamında 'PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçundan mahkemece tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı şüpheli Ahmet Özer; Anayasa'nın 127'nci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 47'nci maddesi gereğince geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığı'nca görevden uzaklaştırılmıştır. 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 45 ve 46'ncı maddeleri uyarınca İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy, İstanbul Valiliğince Esenyurt Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilmiştir" denildi.

ÖZER'İN İFADESİ ORTAYA ÇIKTI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca, terör örgütü PKK/KCK'nın mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik soruşturmada gözaltına alınarak tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesi ortaya çıktı. Ahmet Özer, ifadesinde "Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum; bu bir siyasi davadır. Ben bir akademisyenim, profesörüm. 40 yıl boyunca devletin çeşitli kademelerinde çalıştım, Milli Eğitim Bakanlığı'nda görev yaptım, üniversitelerde dekanlık, kurucu dekanlık, senato ve yönetim kurulu üyeliği gibi pozisyonlarda bulundum. Bu süre içinde hakkımda hiçbir soruşturma ve kovuşturma olmamıştır; adliyeye gelmişliğim dahi yoktur. Bugüne kadar böyle bir durum söz konusu değildi. Esenyurt Belediye Başkanı olduktan sonra, iki kişiden birinin oyunu alarak, ki bu çok büyük bir ilçedir, 7 aydır başarılı bir şekilde belediye başkanlığı yapıyorum. Siyasi bir yönelim var; halk iradesi gasp ediliyor, bu durum kabul edilemez. İstanbul'da düzeni bozma amacıyla, insanlarda infial yaratmak için bu adımlar atılmaktadır. Hem belediye açısından hem de siyasi açıdan sonuçlar doğuracaktır. Dosyadan anlaşılacağı üzere, hiçbir belgeye dayanmayan iddialarla suçlanıyorum" dedi.

'HİÇBİR ÖRGÜT İLE İLGİM YOKTUR'

Özer "40 civarında kitap yazmış bir yazarım. Bunların bir kısmı bölgesel kalkınma ile, bir kısmı roman, bir kısmı ise Kürt meselesi ile ilgilidir. Yaklaşık 200 ulusal makalem ve 300 civarında bildirimin yayınlanmıştır. Türkiye'nin çeşitli ulusal televizyonlarında görüşüne başvurulan bir kişiyim. Hal böyleyken, 2002 yılında Öcalan ile yapılan görüşmede iradem dışında ismimin geçtiği iddia ediliyor. Yazarım, herkes okuyabilir ve görüş belirtebilir. Orada ismimin geçmiş olması herhangi bir delil midir? Başka bir insanın isminin zikredilmesi bu suçu mu yaratır? benim hiçbir örgüt ile ilgim yoktur, bunu tamamen reddediyorum; bu davanın siyasi olduğunun göstergesidir. Mehmet Kaya'nın kendisi değil de akrabalarının terör örgütü üyesi olduğu söylenmiştir; ben tanımıyorum. Annesi ölmüş, ben 'Başınız sağ olsun, değerli anneniz varmış' demişim. Bu ne anlama geliyormuş? Böyle şeyler söylediğimi hatırlamıyorum; söylemişsem de neresi suçtur? Bunların hepsi uydurma, zorlama siyasi atraksiyonlar ile görevden alınmam için uydurulmuştur; kayyum atanmasının altyapısı oluşturulmuştur" diye konuştu.

'SİYASİ KİMLİĞİ OLAN İNSANIM, HER GÜN ONLARCA İNSAN BENİ ARAR'

Özer ifadesinin devamında "Siyasi kimliği olan bir insanım; her gün onlarca insan beni arar ve bazılarına cevap vermeye dahi yetişemem. O insanların kim olduğunu bilmem; arayanların GBT'sini soramam. Yol üstünden geçerken dahi selam verilir. Gittiğim yerlerde fotoğraf çekilmek isteyenler olur. Şema çizilmiş, benim ne alakam vardır? Faik Kaplan isimli şahsı tanımam. Burada bir evim var, o evi kiraya vermiştim. Kızımdan öğrendiğim kadarıyla kiraya verilen kişi bunların yakınıymış. İncelenirse, her ay kira parası gelmiştir bana. Bu adamın kim olduğunu bilmem; avukat olan kızım vasıtasıyla emlakçılar üzerinden her ay kiram yatırılmıştır. Menşeini, kaynağını bilemem. Remzi Kartal da Vanlıdır; o Van milletvekiliydi. Aynı aşiret mensubuyuz. Yurt dışına çıktıktan sonra irtibatım yoktur; benzer bir ideolojiye ve dünya görüşüne sahip değilim. Onun ailesini tanırım; Van'dadır. Van'a gittiğimde kendilerine taziye dileklerimi sundum. Neredeyse bundan da bir sonuç çıkaracaklar; bunlar insani yaptığımız işlerdir" dedi.

'ÇAĞRILSAYDIM KOŞA KOŞA İFADE VERMEYE GELİRDİM'

Özer "Bir konser yapmışız; bu konseri Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ile düzenleyip açılışı birlikte yaptık. İlk konser, kaymakam ve eşi ile 46 dernekle birlikte gerçekleştirildi. Onlarca sanatçı davet edildi. Rojda'yı hayatımda görmedim, o sahne harici. Sağda solda şarkı türkü söyleyen birisidir. Onlarca kişi davet edilmiş ve ben davet etmedim; oradaki memurlar bu işlerle ilgilendi. Kim gelecek, ne zaman gelecek, memurlar ayarlamıştır. Festivale 450 bin kişi katılmıştır. Orada gruplardan 3-5 kişi neyse, Öcalan ile ilgili slogan atıldığı söylenmiştir. Slogan atıldıysa emniyet gözaltına almalıydı. Görmedim, duymadım; görseydim, duysaydım müdahale ederdik. Koca bir alan, 70-80 bin kişinin geldiği bir alan; kim ne yapmış, nerede ne slogan atmış, ben nasıl takip edeyim? CHP'nin belediye başkanıyım; milyonların katıldığı mitingler yapılıyor. Sağa sola insanlar slogan atıyor. Slogan atanların hepsini nasıl bileceğiz, müdahale edeceğiz? Hukukun, adaletin düzgün işlemesi gerekir. Bu olmadığında toplumsal zedelenme olur ve toplumu çürütür. Bu konuda adil bir karar vermenizi umuyorum. Saat 05.30'da şafak operasyonu ile gözaltına alındım. Ben 1,5 milyonluk şehrin belediye başkanıyım; çağrılsaydım koşa koşa ifade vermeye gelirdim. Makam odam aranmıştır; avukatım refakat etmek istediğini beyan etmesine rağmen içeri alınmamıştır. Yüzlerce kişinin içeri girip çıktığı, yüzlerce derginin girdiği bir makam odası. Ben ne dergi geliyor, kim geliyor, bilmiyorum. Oraya gelen bir dergiden sorumlu niye tutuluyorum? Dergide ne yazıyor, bilmiyorum; suç mu, değil mi, bilmiyorum. Bunlar da iddialardır" diye konuştu.

Editör: Ebru Kont