B) Belirlemeler ve Yorumlar
I)       Üniversitelerimize Dair Belirlemeler:
Üniversitelerimizin Kentimizin Sorunlarına Yaklaşımı ve Etkileri:
Gaziantep Üniversitesi kuruluş tarihi bakımından (1973) birçok üniversiteye göre daha köklü bir geçmişe sahip olduğu halde (Selçuk, Niğde, Cumhuriyet, Süleyman Demirel Üniversiteleri?) istenilen düzeyde gelişememiştir. Hem öğrenci, hem fakülte sayısı bakımından niceliksel bir gerilik söz konusudur.
Ayrıca, üniversitemiz niteliksel anlamda da kentimizde varlığını pek hissettirememiştir. Gerçi, son birkaç yıldır ?Bahar Şenlikleri? adı altında önemli sayılabilecek kültür-sanat aktivitelerine yer verilmiş olsa da bu tür aktivitelerin sayısı arttırılmalı, zenginleştirilmeli, alanı genişletilmeli; kısacası üniversitemiz kentimizde varlığını hissettirmelidir. Çünkü Gazi kentimizin üniversitemizdeki bilimsel akla ve üniversite gençliğinin enerjisine ihtiyacı var?
Üniversitemizin konuya bilimsel çözüm önerileriyle yaklaşımı, ?eğitime dair sorunlarımız?ın çözümünde yol açıcı olacaktır. Bu anlamda, alanında uzman ve konuya duyarlı öğretim görevlilerimizce ?eğitim, aile, çocuk psikolojisi, eğitimcinin eğitimi?? vb. konularda konferans, seminer, panel, forum düzeyinde çalışmalar yapılabilir ve bu çalışmalar daha sonra görsel ve yazınsal medya kuruluşları aracılığıyla kamuoyu ile paylaşılabilir. Hatta bu çalışmalar kitapçık halinde düzenlenip dağıtılabilir. Yine İl Milli Eğitim Müdürlüğü burada teşvik edici bir rol üstlenebilir. Yeter ki istensin?
Yeni açılan vakıf üniversitelerimiz içinse söz söylemek erken? Kuruluş aşamasındaki bu vakıf üniversitelerimiz de kentimiz adına bir zenginlik sayılmalı, kendi kabuğuna hapsolmuş kurumlar olmayıp Gazi kentimize başta ?eğitim? sorunları olmak üzere her alanda katkı sunabilecek durumda olmalıdır. Bu kurumlarla ilişki ağı yine İl Milli Eğitim Müdürlüğü üzerinden gerçekleştirilebilir. Eğitim Fakültesinin Yetersizliği: 1973 yılında ODTÜ bünyesinde kurulan Gaziantep Üniversitesi, 1987 yılında tüzel kimliğine kavuşur. Ancak 15 yıl sonra da olsa 2002 yılında kurulan ve 2003-2004 eğitim-öğretim yılında öğrenci almaya başlayan eğitim fakültesinin yapılandırılmasının bu kadar gecikmiş olması hem düşündürücü hem de üzücüdür. Eğitime dair bu kadar ciddi problemler yaşayan bir kentin sorunlarının tespitine ve çözümüne dair bu alanın akademisyenlerinin katkısından yoksun kalması da önemli bir eksikliktir. Hâlihazırda sınıf, Türkçe ve ilköğretim matematik öğretmenliği ve bu yıl yeni açılan PDR bölümüyle sınırlı sayılabilecek alanlarda hizmet veren eğitim fakültesinin hem bölüm bakımından zenginleştirilmesi hem de kentimizin eğitim sorunlarının çözümü adına daha fazla söz sahibi olması bir zorunluluktur. II)    Kulüp ve Cemaatlere Dair Belirlemeler: Bazı olayların tarihsel altyapısını bildiğimiz zaman o olayları anlamlandırmak daha mümkün hale gelebilir. Bizim gibi ?bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olanlar ülkesi?nde ise bu çok daha önemli bir hal alır. Ancak konunun geneli çok daha detaylı olup uzun tartışmalara gebedir ki asıl konumuzdan çok da uzaklaşmadan gelelim gazi kentimizle bağlantısına:
Gelinen noktada, bu tür yapıların sadece eğitim alanında değil; birçok alanda önemli sayılabilecek siyasi ve ekonomik bir güce kavuştuğu herkesçe görülmektedir. Ve ilimizdeki eğitim problemleri kendine özgü birtakım sancıları bağrında barındırıyor olsa da bunları ülkemizdeki siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel çalkantılardan ve genel eğitim sisteminden kaynaklı problemlerden bağımsız değerlendirmek düşünülemez. Şüphesiz ki bu cemaat ve kulüpler, kendi dünya görüşleri, anlayışları ve inançları çerçevesinde bireyler yetiştirme çabasındadırlar. Demokrasi, bir yönüyle de ?içine sindirme rejimi? olduğuna göre ve tabii ki demokrasilerde ifade ve örgütlenme özgürlüğü vazgeçilmez ilkelerden olduğu için ve bu özgürlükler devlet güvencesi altında olduğundan bu tür yapılar, tüzel olarak kurumlaşmalıdır.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü?nün doğrudan ya da dolaylı çabalarıyla bu yapıların akil adamlarından kentimizin ?eğitim sorunu?na dair çözüm sunmaları noktasında katkı istenmeli, özel durum ve tutumlarından dolayı dışlayıcı değil; kapsayıcı olup sorunun çözümünde rol almaları sağlanmalıdır.
Bu haftanın kitap önerisi Metis Yayınları?ndan çıkan Murathan Mungan?ın mevsime uygun güzel şiir kitaplarından biri olan ?Yaz Geçer...? adlı kitabı olsun.
(Devam Edecek...)