III) Diğer Belirlemeler: * Gaziantep?in teşvik yasasından yararlanamamış olması, (Teşvik kapsamına alınmayan kentimizin eksik ve zayıf olduğu alanlarda teşvik kapsamına alınmasının zorunlu ve de elzem olduğunu vurgulamak gerekiyor.)
* Okul yapımı için MEB?in ilimize ayırdığı ödeneğin diğer illerin geneline göre daha az olması,
* Bilgisayar, internet vb. teknolojik pratiklerden MEB, okul ve öğrencilerin hala yeterli düzeyde yararlanamaması,
* Birçok okulda memur yetersizliğinden kaynaklı kütüphanelerin kapalı olması,
* Öğretmenlerimizin çağın gereklerine uygun olarak akademik ve pratik anlamda kendilerini geliştirmemesi/geliştirememesi, (?Eğitimcinin Eğitimi Projesi? gündemleştirilebilir.)
* Okul rehberlik birimlerinin nicel ve nitel olarak yetersizliği,
* Velilerin eğitim-öğretime olan ilgisizliği,
* Okullarda yaşanılan disiplin dışı olaylardaki artış ve öğrenci devamsızlıklarının engellenememesi,
* Milli ve mahalli bayramlar için yapılan hazırlıkların haftalarca sürmesi,
* TV?deki birçok programın zararları konusundaki bilgisizlik/vurdumduymazlık
* İlimize daha çok göç yoluyla gelen mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının okullara devamında sorun yaşanması vs vs vs? Sonuç? Yukarıda toparlamaya çalıştığım sorun, çözüm ve belirlemelere dair söylediklerimin şüphesiz ki tek muhatabı İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz değildir. Velev ki İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün bir başına üstesinden gelebilmesi de mümkün değildir. Ancak, bir kentte ?eğitim problemleri?nden bahsedildiğinde akla gelen ilk kurum olması münasebetiyle bu sorunların belirlenmesi ve çözümünün koordine edilmesinde merkez üssün İl Milli Eğitim Müdürlüğü olması gerektiği de aşikârdır? Ve kentler de insanlar gibi canlıdır? Kentlerin de idealleri, ümitleri, ütopyaları vardır, olmalıdır? Olmalıdır ki bünyesinde barındırdığı herkesi ve her kesimi motive etsin, herkese ve her kesime yön versin, herkesi hedefe doğru koştursun!.. Biliyorsunuz ki kentimizde bir dönem kaldırım taşlarının renkleri, kent takımlarımızın bayraklarının caddelere asılıp asılmaması, Antep fıstığının üretim kalitesi, kent merkezimize yapılan kavşakların yeterliliği vb. konular tartışma gündemine taşındı. Bunlar önemsiz demiyoruz, tabii ki bunlar da konuşulsun, tartışılsın. Ancak, eğitim gibi temel bir alandaki yetersizliklerimiz yukarıda bahsettiklerimiz kadar bile gündemleşip tartışma masasına yatırılmadı. Atıl bir konu olarak görüldü. Ülkemizde/kentimizde çok değer veriliyormuş gibi gösterilip üzerinde çokça tartışılan; ama sonra rafa kaldırılan birçok konu var ki bunlardan birisi de -maalesef -eğitim? Bu nedenle, aynı güneşle uyanıp aynı yıldızlara bakarak uyuyan tüm Gazianteplileri -kentimiz ve çocuklarımız için- bu kenti sahiplenmeye, ortak bilinç ve duyarlılıkla bir araya gelerek gereken çabayı, fedakârlığı göstermeye davet etmeliyiz. Tabii ki bu yazının/çalışmanın sahibi 2006 yılında İl Genel Meclisi tarafından ve sonrasında yapılan çalışmalardan haberdardır. Ama bu tür çalışmalar, görüldüğü üzere kamuoyuyla paylaşılıp bütünleştirilemediği zaman hedeflere ulaşmak daha da zorlaşmaktadır. Kurtuluş Savaşı?nda yirmi bin insanımızın cansiperâne savunduğu, 6317 insanımızın şehit olduğu, havasını teneffüs ettiğimiz, suyunu içtiğimiz bu kent bizim; bin bir çileyle büyütüp okula gönderdiğimiz, iş dönüşü akşam sofralarında varlıklarıyla mutlu olduğumuz, bu ülkenin aydınlık geleceği olan bu çocuklar bizim diyebiliyorsak ?eğitim?e dair sorunlarımızı çözmemiz gerekiyor. Her şeyden önce bu kente yaşayan/çalışan bir eğitim emekçisi olarak konuya dair düşünce, eleştiri ve önerilerimi paylaştığım bu çalışmanın kentimizin eğitim sorunlarının çözümüne dair rafa kaldırılan bir dosya olmaktan öte, anlam kazanıp üzerinde tartışılan, zenginleştirilen bir metin olması dileğiyle Gazi kentimizin ?eğitim? ile ilgili makûs talihini yenip değiştireceğine olan inancımı vurgulayarak bitirmek istiyorum. Çağımızın en büyük hastalıklarından olan ?tembellik?, yaşadığımız bunca problemin çözümsüzlüğünün en önemli nedenlerinden sayılabilir. Bu nedenle haftanın kitap önerisi edebiyatta tembelliğin sembol kahramanlarından İlya İliç Oblomov?un hikayesini anlatan, İş Bankası Kültür Yayınlar?ndan çıkan, İvan Gonçarov?un ?Oblomov? adlı klasik romanı olsun.