Taşdoğan, bu uygulamayla küçük yaştaki Suriyeli çocukların entegrasyonunun okullarda yapılmak istendiğini fakat bunun problemlere neden olduğunu belirterek, "'Eğitimde maalesef yazı boşa geçirmişler, yaz tatilinde sınıflarına yabancı öğrencilerin alınması ve öğretmenlerin eğitiminden geçmesi gerekiyordu. Milli eğitim bakanlığı yanlış yapmıştır, yanlışında da ısrar etmektedir" dedi.

BU YÖNTEM DOĞRU DEĞİL

Lise seviyesinde olan Suriyeli çocuklara geçici eğitim merkezlerinde önce 6 ay boyunca Türkçe eğitim verildiğini, Türkçeyi öğrendikten sonra liselere kayıt yaptırıldığını belirten Taşdoğan, "Ama ilkokulda olan çocuklar daha küçük yaşta oldukları için onların entegrasyonunun okullarda yapılması isteniyor. Ve dolayısıyla çocukları devlet okullarına yazıyorlar. Eğitim modeli açısından doğru yapıyorlar, ancak bunun altyapısını yapmadıklarından problem ortaya çıkıyor. Zaten Türkiye'nin sorunlarından biri öğretmenlerdeki kalite düşüklüğü. Öğretmenlerin bu konudada hiç bilgisi, deneyimi, tecrübesi yok. Türkiye'de en iyi matematik anlatan öğretmen olabilirsiniz, ama dil öğretme ve başka dilde birine matematik anlatmayla ilgili tecrübesi olmayan bir öğretmen derse girdiğinde bunu anlatma şansı yoktur. Bu yöntem doğru değil. Yaz boşa geçti. Yanlış bir modelleme. Bu yöntemi uygulayabilirsin ama bunu uygularken altyapısını yapmak lazım." dedi.

YANLIŞ MODELLEME

'Yazı boşa geçirdik, yaz tatilinde sınıflarına yabancı öğrencilerin alınacağı öğretmenlerin eğitimden geçmesi gerekiyordu' diyen Taşdoğan şunları söyledi:"Öğretmenlerin ayrıca bir eğitim almaları gerekiyordu. Çünkü aldıkları üniversite eğitimlerinde böyle bir eğitim yok. Dolayısıyla burada milli eğitim bakanlığıyanlış yapmıştır, yanlışında da ısrar etmektedir. Böyle bir konuda eğitimi olmayan öğretmenlerin sınıfına verilen çocuklar yanlış modellemedir. Dünya bu işi nasıl çözüyor, dünya bu işi başka şekilde çözüyor. Bugün Almanya, İngiltere, İtalya gibi yerlerde Avrupa devletlerinde mülteciler bu kadar rahat sosyal hayata entegre edilmiyor. Çünkü ileride doğacak problemleri yaşadılar gördüler bir başka önlemler alıyorlar. Bizimde başka önlemler almamız gerekiyor. Entegrasyon çalışmasının dışında önlemler almamız gerekiyordu. Bu entegrasyon uyum çalışmalarını daha farklı şekillerde yapmamız gerekiyordu."

TOPLUMUN DOKUSU BOZULUYOR

Bizim de tıpkı İtalya'nın yaptığını yapmamız gerektiğini anlatan Taşdoğan şöyle konuştu:"İtalya'da mültecileri bir bölgede tutuyorlar, eğitimlerini tamamlatıyorlar, dillerini öğretiyorlar, ondan sonra sosyal hayatın içine alıyorlar. Bizde ise mülteciler bizim doktorumuzu,esnafımızı, öğretmenimizi Arapça öğrenmeye zorluyor. Doktora gidiyor, doktora derdini Türkçe anlatmaya hiç gayret etmiyor , biz Arapça öğrenmeye çalışıyoruz. Esnafa gidiyorlar, esnafı arapça öğrenmeye zorluyorlar. Öğretmenimiz ucundan kıyısından Arapça öğreniyor. Bunlar toplumun dokusunu bozuyor" dedi.

AÇIK KAPI POLİTİKASINDAN VAZGEÇİLMELİ

Suriyeli öğrencilerin devlet okullarına alınmasının hükümetin bunların artık misafir olmadığını kabul ettiği anlamına geldiğini dile getiren Taşdoğan, "Eğer entegrasyon çalışması yapılacaksa, ilkokullara çocuğu koymak doğru ama bunları entegre etmek ne kadar doğru o ayrı bir tartışma. Derhal bu ısrardan, açık kapı politikasından vazgeçilmeli, tampon bölgeler oluşturulmalı. Kilis'in içerisinde 124 bin, Gaziantep'in içerisinde 400 küsur bin kişi ve Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki nüfuslar bu tampon bölgeye götürülmeli. Oraları uluslararası yardım alanlarına da açmalıyız. Çünkü bu model bizi ileride mülteci sorunuyla başbaşa bırakacak. Mülteci sorunu bugün dünyada sorunlar sıralamasında ilk üçte. Durduk yere başımıza mülteci sorunu aldık bundan kurtulmamız gerekiyor" şeklinde konuştu. Meral KINACILAR