Eğitim zor bir iş dünyanın her yerinde. Ancak bizim ülkemizde daha da zor. Eğitimin ne için olduğunu bile bilmeyen bir kitleye eğitimin gerekliliğini ve önemini anlatmak düz duvara konuşmak gibi bir hissiyat veriyor zaman zaman.

Üzücü olan ise düz duvarın genişliği. Okumaktan ve okuduğunu anlatmaktan aciz bir toplum olarak neyi nereden öğreneceğimizi bilmemekle birlikte içi boş dışı fiyakalı tiplerin bilirkişi tarzında ortalıkta dolandığı, ne oldum delisi tiplerin prim yaptığı, yaptığı işten çok paketi ile iş yapanların caka sattığı bir toplumun temel taşlarını sağlamlaştırıyoruz toplum olarak.

Bilginin ve kültürün açlığını çekerken her geçen gün artan bilgisizlik ve kültürsüzlük girdabında boğuluyoruz.

Ağzı bir dolu seviyesiz ve kısır kelimelerle dolu olan kişilerin küçük beyinleriyle toplumun seviyesini ve geleceğini tükettiği bir ortamda eğitim ve eğitimin önemine dair savunmalar yapmak artık yürek istiyor maalesef. İnsanların kazançlarını ve gelirlerini bağladıkları bu kör sistemin ve bu sistemin ortaya çıkardığı kişilerin eğitim gibi engin bir kavramı tüketmesine müsade etmeleri de bundan olsa gerek.

Vicdanı ve aklı hür insanların çıkıp, siyaha siyah beyaz beyaz demesine ihtiyacımız var hep birlikte.

Eğitimi özgür ve özgün bırakmamız, geleceğimizi kaybetmememiz için günümüzü kaliteli bir şekilde doldurmamız ve pes etmeden inandığımız doğruları savunarak sadece ben anlayışından kurtulup biz kafasına sahip olmamız gerekmektedir.

Aksi takdirde toplumumuza özgün gelenek ve göreneklerin yanısıra değişen dünyaya ve rekabet ortamına hazır olmaları gereken bir gelecek nesil bile kalmayacaktır. Korkmayınız bilmemek ayıp değildir. Yeter ki öğrenecek bir vizyona ve dolacak bir beyne sahip olunuz.