Gaziantep Eczacı Odası Başkanı İrfan Demirci, eczanelerin çözüm bekleyen sorunları olduğunu belirterek, “İhtiyaçlar göz önüne alınmadan plansız programsız açılan eczacılık fakülteleri mesleğimiz için istihdam sorunu yaratıyor. Maalesef ilaç alım protokolündeki ekonomik parametreler ve ilaç fiyat kararnamesi güncellenmiyor. Eczacılar zaman zaman yapılan sağlık personeli iyileştirmelerinden ne yazık ki yararlanamamışlardır. Ek göstergelerden kamuda çalışan eczacılarımızın da yararlanması, kamuda daha fazla eczacı istihdamı sağlanması, hastanelerde çalışan eczacılarımızın çalışma ortamlarının düzeltilmesi, sözleşmeli olarak kamuda çalışan meslektaşlarımızın bir an önce kadroya alınmasını istiyoruz” dedi.RİSK ALTINDAYIZKoronavirüs sürecinin eczacıları da olumsuz etkilediğini belirten Demirci, bu süreçte eczacıların özveriyle çalıştığını söyledi. Demirci, “Kendimizi ve ailelerimizi risk altında tuttuğumuzu biliyor, ancak olanca çabamızla, hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan elimizden gelenin daha iyisine ulaşmak adına uğraş veriyoruz. 10 milyonlarca maskenin eczaneler aracılığıyla vatandaşlara dağıtımı yapıldı, halen de dağıtım devam etmekte. Pandemi süreci başladığından bu yana, günde 400-500 insanla temas etmek zorunda kalan başka bir sağlık profesyoneli sınıfı olmamıştır. Böylesi kaotik bir ortamda önceliğimiz halk sağlığına katkı sunmak olmuştur, ancak acil durum olarak adlandırılabilecek bugünler geçtikten sonra, bu ve diğer konular ile ilgili yanlışlar ve eksiklikler hem kendi içimizde, hem kamu ile tartışılmaya açılmak zorundadır” diye konuştu.ECZACILAR HAKSIZ ELEŞTİRİLERE MARUZ KALDIMaske dağıtımında eczanelere haksız ithakların ve karalama çalışmalarının olduğunu dile getiren Demirci, “Fiyatlandırılmasında hiçbir dahli olmayan eczacılarımız, maskeleri fahiş fiyat ile vatandaşa sundukları, fırsatçılık peşinde oldukları yönünde ağır suçlamalara maruz kalmışlardır. Eczanelerde satılan maskelerin, eczanelere hangi fiyattan ulaştığını bilmeden yapılan bu yorumlar, hiçbir yetkili merci tarafından da düzeltilme yoluna gidilmemiş, bu haksız ve yaralayıcı algı kirliliği karşısında eczacılar yalnız bırakılmıştır. Oysa biz eczacılar, salgın sürecinin başlangıcından itibaren, halk sağlığının korunmasına katkı sunmaktan başka bir refleks göstermedik, bunun için bir karşılık, hatta bir teşekkür bile beklemedik. Tek bir vatandaşımıza bile, salgından korunmak konusunda yardım edebilmenin, gösterdiğimiz bütün fedakarlıklara değeceğinin düşünüyoruz.”BİZİM İÇİN GURUREczacıların, eczanelerinde aldıkları koruyucu tedbirler ve yaptıkları bilgilendirmeler ile toplumda salgına karşı korunma konusunda farkındalık yarattığını söyleyen Demirci, ”Birinci basamak sağlık hizmet sunucusu olan eczaneler, içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde toplum sağlığını korumada en önde mücadele eden vazgeçilmez birer hizmet noktasıdır. Raporlu ilaçların reçetesiz olarak hastalara sunulması ve ücretsiz maske dağıtımı hizmetleri bunun en somut örneğidir. Hastane eczacıları, sosyal güvenlik kurumlarında emek veren eczacılarımız, il sağlık müdürlüklerinde yer alan eczacılarımız, ilaç depolarında görevli eczacılarımız ile biz çok büyük ve güçlü bir aileyiz. Bu büyük ailenin pandemi sürecinde vermiş olduğu emek ve gösterdiği özveri, bizim için bir gururdur” diye konuştu.SORUN ÇOKEczacıların sorunlarına değinen Demirci şöyle konuştu:”İhtiyaçlar göz önüne alınmadan plansız programsız açılan eczacılık fakülteleri mesleğimiz için istihdam sorunu yaratmaktadır. Son bir yılda açılanlarla birlikte 51 eczacılık fakültesi sayısına ulaşılmıştır. Eczanelerin giderek ağırlaşan ekonomik sorunlarının başlıca temel nedenleri ilaç alım protokolündeki ekonomik parametreler ve ilaç fiyat kararnamesinin güncellenmemesidir. Zaman zaman yapılan sağlık personeli iyileştirmelerinden ne yazık ki yararlanamamışlardır. Geçtiğimiz yaz çıkan Torba Yasa ile tabip ve diş hekimlerinin yararlanabildiği ek göstergelerden kamuda çalışan eczacılarımızın da yararlanması, kamuda daha fazla eczacı istihdamı sağlanması, hastanelerde çalışan eczacılarımızın çalışma ortamlarının düzeltilmesi, sözleşmeli olarak kamuda çalışan meslektaşlarımızın bir an önce kadroya alınması taleplerimiz dikkate alınmalıdır.“ İLAÇ DOĞRU ELLERDE‘Dünyanın yaşadığı küresel salgın ilacın doğru ellerde olduğunu bir kez daha bizlere gösterdi’ diyen Demirci, “Dünyanın süper gücünün başkanının kendisini komik duruma düşürerek, dezenfektanların damar yoluyla verilmesini önermesi bu süreçte hafızalarımızda yer etti. Ancak bu bizlere bir kez daha gösterdi ki, ilaç reklamdan uzak ve eczanede olmalı. Bu biçimiyle insanlık ve hastalar için sağlık kaynağı olabilir. Yine insan sağlığı olarak kullanılan ilaç dışı ürün diye tanımlanan vitamin, destekleyici ürünler de aynı biçimde akademik yeterliliği olmayan kişi ve yapılardan, reklamdan uzak eczanede olmalıdır. Tüm bunların yanında salgınla birlikte ağırlaşan ülkemizin yaşadığı ekonomik krizle artan döviz kurları önümüzdeki günler için ilaç teminine ilişkin dikkatle izlenmesi gereken bir süreçtir. Unutulmamalıdır ki ilaç, kolayca bulunabilir ve erişilebilir olmalıdır.” dedi.İLACI, AŞIYI, TIBBİ MALZEMEYİ KENDİMİZ ÜRETMELİYİZ Bugün ilaçta parasal düzeyde yüzde altmışlara varan oranda dışa bağımlı olduğumuzu belirten Demirci, “Aşı ve tıbbi malzemede ise daha yüksek oranda ithalatımız var. Türkiye‘nin bugün yapması gereken en temel konulardan birisi bu alanları ulusal politikalarla kendimiz üretir hale getirmektir. Bunu yapabilmek için de ekonomik teşvik kadar, özerk ve özgür anlayışlara sahip liyakat esaslı çalışabilen üniversitelere ihtiyacımız vardır. Küresel salgın sürecinin öğrettikleri arasında tedavi kadar ilaç, aşı ve tıbbi malzemenin ne denli önemli olduğudur. İlaç tıpkı gıda ve silah gibi stratejik bir üründür onu üretmek ve geliştirmek, yeteri kadar sahip olmak zorundayız” dedi. Meral KINACILAR