90lı yıllardan aklımda kalan El alem sürekli giydiriyor bize diye başlayıp, Biz her şeyin iyisini yeriz, biz her şeyin en güzelini giyeriz AİDS meyidis iplemeyiz yavrum benim be, ne milletiz Az çalışarak çok para kazanan, çok çalışarak az para kazanan… İkisinin arasında tek bir fark var, biri yaslanılan, biri yaslanan... Diye devam eden bir Ercan Saatçinin bir şarkısı vardı.. Bazı söylemler yıllar geçse de üzerinden geçerliliği devam ediyor.

Sahi biz çok mu saf, çok mu müsrif yada çok mu zengin bir milletiz. Gelen soyuyor giden soyuyor, ama hiç fark etmiyoruz. Yada fark ediyor ses etmiyoruz. Sanırım en iflah olmaz hastalığımız sessiz ve tepkisiz oluşumuz. Bir çok Avrupa ülkesinde, Uzak Doğuda Latin Amerikada Hükümet küçük hizmet kalemine dahi zam yapsa resmen kıyametler kopuyor.

Biz de öyle mi ? hep bir ağızdan nerdeee der gibiyiz.

Gerçekten de nerede o günler nerede o halk o bilinç. Biz maalesef kendi kuyruğumuza basılana, kendi çıkarlarımıza dokunana kadar hiç bir mevzuda gıkımızı çıkarmayız.

Ne zaman bize zararı dokundu hoplar dururuz. O kadar boş bir hoplama ki bu, kimseyi bulamazsınız yanınızda. Çünkü daha önce hoplayıp bağıranlara kulak vermediniz.

Hükumet kamu çalışanlarına ve emekliler 2015 toplu sözleşmesinde 2016 yılı için % 6+5 zam yaptı, bu zam daha önce aldıklarının, enflasyon aracılığı ile cebimizden aldıklarının yanından bile geçmez.

Ama istediğimize değil verilene bakmak durumundayız. Çünkü Kamu Çalışanları olarak ciğeri kediye emanet etmişiz. Hükümet talimatlarıyla STKcılık oynayan bir sendikayı tüm renklerine, parelelliğini ve pazarlamacı özelliklerini bile bile bizim adımıza pazarlık yapsın diye yetkilendirmişiz...

Yani kendi ayağımıza kendimiz kurşun sıkmışız.

Şikayete serzenişe hakkımız yok gibi. 2016 yılı girdi, Hükümet gerek seçim süresince vaadleri

Gerekse diğer kalemlerden verdiği ne var ne yok 1 Ocak itibariyle yapılan zamlarla sildi süpürdü götürdü... Kısacası hükümet kaşıkla verdiklerini kepçeyle aldı elimizden. Gaziantepte ulaşıma yapılan zamlarsa akıllara zarar… Yıllık enflasyon %8.25 iken bizdeki %25 ler de...

Bizde yine gık yok...

İnsanoğlunun yaradılışından bu yana hırsızlık dediğimiz lanet şey süre gelen bir sanat.. Evet hırsızlık bir sanat, herkesin yapamayacağı bir sanat. Çünkü hırsızın dili, dini, milliyeti olur vicdanı olmaz,

Vicdan sahibi bir insandan kötülük beklenmeyeceği için hırsızlığı sanat edinmişlerin için kendi nefisleri dışında bir şey olamaz. Çünkü; Soyulan sömürülen her zaman orta tabaka halktır.

Hırsızlık öyle cebinizden para çalmak değil sadece bazen vaktiniz, bazen emeğiniz bazen de geleceğiniz çalınır. Hani malınız çalındığında gösterdiğiniz tepkiyi emeğiniz çalındığında

da gösterseniz. Saygı ve övgüye layık olacaksınız ama neredeeee...

ARAÇ SİGORTALARI ÜZERİNDEN SOYGUN

Kapitalist sitem bizi sömürmeye ümüğümüzü sıkmaya devam ediyor. Banka faizleri, kart aidatları, devlete dayatıp uygulattırdıkları haraçlar. Elektrik, su, doğal gaz vb. daha neler neler. En son arabalarımızı yaptırmak zorunda olduğumuz araç sigortaları. Geçen yılla bu yıl arasında %100 ile 300 arası zam yapılmış. Bu zam değil resmen resmi soygun, Yani devlet eliyle vatandaşın soyulması uluslararası küresel şirketlere peşkeş çekilmesi demek. Eyy vatandaş karış karış vatanın satılıyor. Kuruş kuruş PARAN ÇALINIYOR UYANIK OL... Şarkıdaki gibi olmasın Toprak olup gideceğiz oooo oo