Önemli tespitlerin yapıldığı raporda eğitimden, doğurganlık oranına, sanayiden iş hayatındaki müteşebbis güce, kültürden, milli servete her konuda bilginin verildiği toplantı Gaziantep Kulübü Kurucu Başkanı Necati Binici’nin açılış konuşması ile başladı. Binici, “Gaziantep ile ilgili 20 yıl sonrasına bakıldığında Suriyeli Nüfusunun kent nüfusunun yüzde 50’sini oluşturacağı öngörülüyor. Türkiye’de 1,62 olan doğurganlık hızı, Suriyelilerde 5,3. 20 yıl sonra Gaziantep’te nasıl yaşayacağız?’’ diye sordu. Gaziantep Kulübü Başkanı Kübra Kayın ise 41 STK’nın imzasıyla hazırlanan raporu okudu. Kayın, “’2023 yılı itibari ile Gaziantep’te ticaret ve üretim sektörlerinde faaliyet gösteren 5000’nin üzerinde Suriyeli firma bulunmaktadır. Bunun yanında kayıt dışı faaliyet gösteren çok sayıda işletme, küçük esnaf ve atölye vardır” dedi. 


ÖNEMLİ BİR RAPOR

Gaziantep Kulübü Kurucu Başkanı Necati Binici açılış konuşmasında önemli mesajlar verdi. Hazırlanan raporla ilgili bilgi veren Binici, “Hazırlanan raporda Türkiye’de doğurganlık hızı 1,62 olduğu Suriyeliler de ise doğurganlık hızının 5,3 olduğu belirtirtti. Binici, “yapılan çalışmada 2o yıl sonra Gaziantep nüfusunun yüzde 50’si Suriyeli olacağı mesajı veriliyor. Raporla ilgili herkesin desteğini bekliyoruz” diye konuştu. 


41 STK’nın imzasıyla Gaziantep Kulübü Alleben Toplantıları kapsamında “Şehrimizde değişen Nüfus Yapısı ve Etkileri” başlıklı rapor hazırlandı. Hazırlanan rapor kapsamında bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Gaziantep Kulübü Başkanı Kübra Kayın,  Gaziantep Kulübü Kurucu Başkanı ve TOSYÖV başkan yardımcısı Necati Binici, Gaziantep Kulübü eski Yöneticileri Sıtkı Severoğlu, Tarık Aytekin, Erol Karabay, Tuğcan Otel Yönetim kurulu başkanı İbrahim Tuğsuz ve davetliler katıldı. 

41 STK İMZA ATTI

Binicinin konuşmasının ardından Gaziantep Kulübü Başkanı Kübra Kayın, 41 STK’nın imzasıyla hazırlanan raporu okudu. Kayın, ‘’Suriye’de baş gösteren iç karışıklıklardan sonra ilk gelişlerin başladığı Nisan 2011 tarihinden bu yana hükümetimiz tarafından açık kapı politikasının uygulanması ile ülkemize düzensiz ve kontrolsüz olarak gelen Suriyelilerin zaman içinde kadim şehrimizin eşsiz tarihi ve kültürel değerlerine, sosyal ve iş hayatına olumsuz etkilerine tanık olmaktayız. Suriyelilerle “Geçici Koruma Rejimi” kapsamında geçici sığınmacı olarak 13 yıldan beri birlikte yaşamakta, yaşamsal her şeyi paylaşmaktayız. Bu insan olmanın gereği gönüllü ve isteyerek yaptığımız bir davranıştır. Geçici koruma rejimi; uluslararası standartlara uygun olarak ortaya konmuş bir düzenleme olup ülkeye giriş yapan ani ve kalabalık mülteci hareketlerinde yapılması gerekenleri içermektedir. Bu kapsamda Suriyelilere sınırsız kalış ve kendi istekleri dışında zorla göndermemeyi, acil insani ihtiyaçlarının karşılanması ile oluşturulan kamplarda barınma, iaşe, sağlık, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması amaçlanmaktadır. Kısa bir zamanda milyonlarca sığınmacının ülkemize gelmesi, bu konuda yasalarımızın ve uluslararası benimsenmiş kuralların göz ardı edilerek, palyatif uygulamalarla bugüne gelinmiş olması, baş edilemez sorunlarla karşı karşıya kalmamıza neden olmuştur.’’

FAKÜLTELERDEN MEZUN OLAN SURİYELİLER

Suriye uyruklu öğrencilere üniversitelerde özel kontenjanlar açıldığını aktaran Kayın, ‘’Fakültelerimizden mezun olmuş Suriyeliler ise bambaşka bir sorun oluşturmaktadır. Hukuk Fakültesini bitirip avukat olmuş, T.C. vatandaşı olmuş, Baroya kabul edilmiş, avukatlık ofisi açmış ama Türkçe bilmeyen Suriyeli avukatlarımız mevcuttur. Türkçe bilmeden Türkiye’deki bir hukuk fakültesinden mezun olunabilmesi oldukça düşündürücüdür.’’

İŞ DÜNYASINDA ŞAŞIRTAN VERİ

Kayın, ‘’2023 yılı itibari ile Gaziantep’te ticaret ve üretim sektörlerinde faaliyet gösteren 5000’nin üzerinde Suriyeli firma bulunmaktadır. Bunun yanında kayıt dışı faaliyet gösteren çok sayıda işletme, küçük esnaf ve atölye vardır. Bu gayri resmi firmalar vergi vermemekte, SGK primi ödememekte, diğer firmaların yaptırmak zorunda olduğu ruhsat, iş güvenliği sağlığı vb. yükümlülüklerle ilgili masrafları olmamaktadır. Bu durum haksız rekabete neden olmaktadır. Geçici koruma altındaki çok sayıda Suriyeli ise kayıtlı ve çoğunlukla kayıtsız işgücü olarak iş hayatına katılmaktadırlar.’’

YAŞAM ÇEKİLMEZ HALE GELDİ

Suriyeliler kendi kültürlerinden ödün vermeden yaşadığını söyleyen Kayın,  raporla ilgili şunları özetledi: “Gaziantep’te yaşam; yerli nüfus için gittikçe çekilmez hale gelmektedir, Yolda, toplu ulaşım araçlarında, parkta, evde, işte çevreyle uyumlu olamamakta, kendi kültürlerini, alışkanlıklarını olduğu gibi sürdürmekte ve biz Gazianteplilerin yaşam alanını daraltmaktadırlar”

EĞİTİMDE HAKSIZ REKABET


“Türk öğrencilerimiz üniversiteye girerken yıllar süren yoğun bir hazırlık sonunda seviye tespit sınavına girerek fakültelere yerleştirilirken, Suriyeli öğrenciler YÖS sınavı haricinde sınavsız bir şekilde fakültelere girebilmektedir. Dolayısıyla üniversitelerimizde sürekli artan, haksız rekabet oluşturan Suriyeli öğrenci potansiyeli ile karşı karşıyayız. Önceleri az sayıdaki yabancı öğrenci bir şekilde entegre olurdu. Kalabalık olduklarında buna ihtiyaç duymadıkları, kendi dillerini, kendi kültürlerini içimizde yaşamaya devam ettikleri gözlenmektedir. Gittikçe artan bir şekilde kültürel ve sosyal alışkanlıklarımız, kadim kültürümüz olumsuz şekilde etkilenmektedir.’’

Yerli Radar para basıyor Yerli Radar para basıyor

YARDIMA BAĞIMLI BİR YAŞAM

“09.01.2020 itibari ile sayıları 454.002 olarak ifade edilen ancak sayılarının çok daha fazla olduğu bilinen Suriyelilerin il ve ilçelere dağılmış olduğu görülmektedir. Bu rakamın sadece 12.464’üne Gaziantep’te ikamet izni verilmiştir. Bunların yüzde 83’ü kısa dönemli ikamet izni alırken, yüzde 12’si çalışma iznine sahiptir. Dolayısıyla Gaziantep’te yaşayan Suriyelilerin yaklaşık yüzde 97’si geçici koruma kapsamında ve yardıma bağımlı bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. 


HASTANELERE AKIN EDİYORLAR

“Geçici koruma altındaki Suriyeli sayısının bu denli yüksek olması, kamu harcamalarının da artmasına yol açmıştır. Bilindiği gibi kamu mallarının tüketiminden hiç kimse dışlanamamaktadır. Bir başka deyişle kamu harcamalarının bedeli tüm toplum tarafından ödenirken herhangi bir maliyete katlanmayanlar da yapılan harcamalardan fayda elde edebilmektedir. Dolayısıyla Geçici koruma altındaki Suriyeli bahsi geçtiğinde negatif tepki verenlerin, çoğu kez geri planda bu iktisadi gerekçeden hareket ettiği görülmektedir. Geçici koruma altındaki Suriyeliler Türk hastalara oranla kamu hastanelerini 8 kat daha fazla kullanmaktadır. Saha çalışmasında karşılaşılan şikâyetlerden biri de Suriyelilerin yoğun olarak kamu hastanelerini kullanması ve Türk hastaların özel hastaneleri kullanmak zorunda kalmalarıdır”

GÖÇMEN SAĞLIĞI MERKEZİ

“Gaziantep’te Suriyeli Sığınmacılara yönelik sağlık hizmeti veren ve aile sağlığı merkezleri gibi çalışan “göçmen sağlığı merkezi” adı altında 12 adet merkez vardır. Burada ağırlıklı Suriyeli hekim ve sağlık personeli çalışmaktadır. Ayrıca Suriyeli sığınmacılar Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının sağlıkla ilgili yükümlü olduğu muayene ücretini ve ilaç katılım payı ücretini ödemezken, bizim insanımız bu ücretleri ödemektedir. Bu durumun da Suriyelilerin sağlık sistemini kullanım sıklığını ve maliyetini arttırdığı yönünde endişemiz mevcuttur. Gaziantep’te sağlık sistemine ayrılan bütçenin büyük bir kısmı Suriyelilere harcanmaktadır”

DEMOGRAFİK YAPI BOZULDU

“Türkiye’de 2022 yılı verilerine göre doğurganlık hızı 1.62 olmuştur. Bu durum, doğurganlığın nüfusun yenilenme düzeyi olan 2.10'un altında kaldığını göstermektedir. Suriye’de Suriyelilerin doğum oranı 2,7 iken Türkiye’deki Suriyelilerin doğum oranı 5,3 seviyesindedir. Önümüzdeki 20 yılın projeksiyonunu çıkardığımızda Gaziantep’in nüfusunun %50’sinin Suriyeli olacağı görülmektedir. Demek ki, Türkiye’deki yaşam Suriyeliler için giderek daha kolay ve sürdürülebilir hale gelmiştir. Dolayısıyla ne kadar kişiyi ülkesine geri gönderirseniz gönderin, bu nüfus artışıyla aynı sayılarla karşılaşmanız neredeyse kesindir. Bu durum ekonomik, sosyal ve siyasi yükün hiç eksilmemesi ve demografik yapının bozulması anlamı taşıyacaktır.’’                        

ÖNLEM ALINMALI

Sonuç olarak Gaziantep şehrinde sığınmacılar dezavantajlı mahallelerde yoğunlaşmışlardır. Dolayısıyla mevcut siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel problemlere sahip bu mahallelere yenilerinin eklenme olasılığı yüksektir. Bu durumun önümüzdeki yıllarda toplumsal olaylara neden olması da olasıdır. 

MEVCUT POLİTİKADAN VAZGEÇİLMELİ

“Türkiye’nin acilen mevcut politikasından vazgeçip, halkın problemlerini çözecek ülkemizin gerçekleri ve halkımızın yararlarını gözetecek, geçici koruma altındaki Suriyelilerin geri dönüşünü sağlayacak politikalar üretmesi gerekmektedir. Sığınmacılarla ilgili imzalanan uluslararası anlaşmalar gözden geçirilmeli ve sığınmacıların geri dönüşünü sağlayacak müzakerelere ivedilikle başlanmalıdır’’ dedi. 

Editör: Ebru Kont