?Gelecek, düş artı zamandır.
Düş var olan en gerçek şeydir.?
Stefano Elio D?Anna
Düş kurmak bizim en etkili geleceğimizi inşa etme aracımızdır. Düşlerinizdeki sınırları görüp aştıkça, günlük yaşamınızın da bu yönde gelişip zenginleştiğini fark edeceksiniz. Sanıldığının aksine biz istediğimiz gibi sınırsız bir düş kurma becerisine sahip değilizdir. Düşlerimiz bizim hafızamızla sınırlıdır. Bir Amerikalı, hafta sonu Dülükbabada kebap yellemeyi düşlemez. Çünkü onun hafızasında, ne kebap ne de Dülükbaba yer alır. Düşlerimizi sınırlandırmada inançlarımız başta gelir. Tabii ki inançlarımız da hafızamızda yer alır. Bu inançlar içinde en önemlisi kendimizle ilgili olanlardır. Eğer kendimizi, dış koşullara uymak zorunda olan, sınırlı bir şekilde tanımlıyorsak, düşlerimizde bu yönde gelişecektir. İşte size birkaç örnek.
Askerdeyken dört arkadaş bir gün bahçede oturmuş, birkaç saatlik boş vaktimizi nasıl değerlendirebiliriz diye düşünüyorduk. Bulunduğumuz yerden ayrılma şansımız yoktu. Aslında oturup beklemekten başka yapabileceğimiz bir şey de yoktu. Birden aklıma düş kurmak geldi. Haydi düş kuralım sırayla dedim. Herkes kabul etti ve bir arkadaşımız başladı. Deniz kenarındaydı güneşli bir yaz günü. İki ağaç arasına bir hamak kurdu ve hamak üzerine bir cibindirik. Ben araya girip neden cibindirik diye sordum. Sivrisineklere karşı dedi. ?Yahu hayal kuruyoruz sivrisineklerin ne işi var şimdi?? diye sordum. Hepimiz güldük ve o cibindirik olmadan devam etti. Ancak bir iki cümleden sonra iyice gerginleşerek, ?bu ? sivrisinekleri gitmiyor ki? diye bağırdı. O, düşünde sivrisineklerden kurtulamamıştı.
Bir gün on bir yaşındaki yeğenimle, aynı şeyi yaptım. Birlikte düş kurmaya başladık. Yine deniz kenarında, ama oldukça modern bir ev. Ben onun bilgisayar tutkusunu bildiğim için, bir de son derece gelişmiş bir bilgisayar ekledim hayalimize. Yeğenim karşı çıktı buna. Bilgisayarlar radyasyon yayıyor dayı olmaz dedi. Çünkü annesi( kızkardeşim), kanser hastasıydı! Evet ama madem ki hayal kuruyoruz, öyleyse bir cihaz geliştirelim ve bu cihaz bizi radyasyondan korusun dedim. Çekinceli bir şekilde kabul etti.
Gördüğünüz gibi bizim düşlerimiz sandığımız gibi sınırsız değil, tam tersine tamamıyla sınırlıdır. Biz düşlerimizde bu sınırları görüp aştıkça, bilincimizde bir genişleme olacaktır ve bu da doğal olarak yaşamımıza yansıyacaktır. Son olarak size, düşlerle ilgili sınırlarımızı çarpıcı şekilde gösteren bir söz aktarmak istiyorum.
? Fakir bir insan, bir apartman dairesi düşler, zengin biri, bir villa ya da malikane düşler ancak Versailles Sarayını düşlemek için bir kral olmak gerekir!?
Düşlerde özgürleşmekle başlayalım bugün yarınlarımıza!