Sevgili okurlarımız. Bu köşede ara sıra eski tarihlerde yazdıklarımı hatırlatıyorum. O zamanın Gaziantep’i ile şimdikinin Gaziantep’inin fotoğrafını çekip sizlere sunuyorum.. Biliyorum bazılarını rahatsız ediyorum şehrimizin sorunlarını dile getirmekle.. Ama ne yapalım onlar rahatsız olacaksa, biz gerçekleri saklayalım mı.. Gaziantep’i daha iyi yönetmeleri için önerilerde bulunmayalım mı.. Sorunları çözüm odaklı olarak dile getirmeyelim mi.. Bu gazete 25 yıldan beri çizgisini bozmadı da şimdi bazıları rahatsız oluyor diye mi bozacak sevgili okurlarımız..Bir şey var sadece söyleyeceğim.. 1977 yılından beri sigortalı basın çalışanı birisi olarak, ilk kez hiçbir suç unsurunun olmadığı bizzat hukukçularımız tarafından ifade edilmesine karşın, yazmış olduğum köşeden dolayı ilin Valisi tarafından savcılık kanalıyla terörle mücadele müdürlüğünde ifade vermek durumunda kaldım.. Arkasından Basın ilan kurumuna yapılan şikayet veya ihbar sonucu, gazetemizin ilanının kesilmesi durumuyla karşı karşıya kaldık.. Savunma istediler onlara da gönderdik.. Benim yazdıklarıma benzer, hatta daha ileri boyutta ulusal ve yerelde bazı arkadaşların haber ve yazılarına ses çıkarmayanlar, gözünü bu gazete ve şahsıma dikmiş olacaklar ki, tek bir hukukçunun suç unsuru görmediği yazımdan dolayı resmen susturmak istiyorlar.. Fazla uzatmak istemiyorum sadece sizleri bilgilendirme adına söylüyorum.. Bu şehirde gidici olanların, kalıcı olanlara yönelik kişisel tavır taşıyanların yarınlarda tayinleri çıkıp gittiğinde “Gaziantep’te ne hizmetleri vardı” diye sorulacak olursa, “kentte özellikle iş dünyasının şikayetlerine yol açan tehditci, kısa sürede servete kavuşan sopacı gazetecileri izleyen, ama şehrin sorunlarını dile getiren gazeteciyi şikayet etmiş, terörle mücadele müdürlüğünde ifadesini aldırmıştı. ” şeklinde hatırlanacağını çok iyi biliyorum..GELECEĞİMİZ OLAN ÇOCUKLAR İÇİN TBMM'NİN RAPORUTarih: 27 Mart 2007Neyse dönelim şimdi size 12 yıl 6 ay önce yazdığım çok hassas konuya.. Şimdikiyle kıyasladığınızda bir adım bile ileri gidilmediğine şahit olacaksınız.. Hatta yer darlığımdan önümüzdeki hafta yazacağım bir konuyla daha iyi anlayacaksınız.."Bu konuya sakın göz ucuyla bakıp burun kıvırmayın, usulen okuyup geçmeyin... Daha da önemlisi, okuduktan sonra boş vermeyin... Çünkü hepimizi ilgilendiriyor. Hatta çocuklarımızın geleceğini daha fazlasıyla ilgilendiriyor... Yeter ki ciddiye alması gerekenler tedbir alsın... Harekete geçsin... Evet, şimdi gelelim gerçeklerimize... Cumartesi günkü manşetimizi "Durum Vahim" şeklinde verdik... Buna gerekçe olarak da, TBMM Okullarda Şiddet Eğilimi Araştırma Komisyonu üyelerinin şehrimizde yaptıkları çalışmalarından çıkan sonucu gösterdik... Ve büyük bir şaşkınlıkla şehrimizde 18 yaş altı nüfus oranının 400 binlere dayandığını öğrendik. Bu çocukların çok rahat biçimde uyuşturucu bulabildiklerini ve kullandıklarını duyduk.. Kenar semtlerdeki internet kafelerin çocuklar için bir bataklık haline geldiğine şahit olduk... Şu anda şehrimizde cezaevinde yatan 60 çocuktan 16 tanesinin cinayet işlediğini, tüm çocuklarımızın suç örgütleri tarafından rahatlıkla kullanıldığını öğrenmiş olduk... İsterseniz lafı daha fazla uzatmayalım ve okumayanlar veya okuyup anlamayanlar için komisyon üyelerinin 3-4 günlük araştırma sonrası Gaziantep için yaptıkları tesbitlere bir göz atalım:MAALESEF GÖZLER BÜYÜKLERE TAKILDIĞI İÇİNGENÇLER VE ÇOCUKLAR UNUTULMUŞ !Komisyon Başkanı Halide İncekara, "Gaziantep'te 10'un üzerinde bir takım çete başları, gençleri organize ediyor" diyerek, görüşülen çocukların komisyon üyelerine, bunun gerekçelerini 18 yaşın altındakilere ceza verilmediği için çetelerin böyle bir yola başvurduğunu itiraf ettiklerini, ayrıca yine aynı çocukların Gaziantep'te uyuşturucuya ulaşmanın çok kolay olduğunu söylediklerini belirtiyor... İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş ise, "Gaziantep'te internet kafeleri dolaştık. Kenar mahalleler diyebileceğimiz yerlerdeki internet kafeler, çocuklar için batakhane gibi. Filtre sisteminin olmadığı, çocuklara planlı bir şekilde internet kafede hazırlanan bir takım sitelerin servis yapıldığını gördük. Gittiğimiz bir internet kafe, filtresiz programlar yüzünden 14 gün ceza almasına rağmen açıldığı ilk gün yine aynı ahlaksızlığı yaptığını belirledik" diyor.GAZİANTEP SINIFTA KALMIŞ !Komisyonun raporuna göre, bu konuda koordine olan, bütün birimleri bir arada çalışan, genç nüfusu önüne koyan şehirlerin büyük bölümü bu problemi çözdüler. Gaziantep'i yönetenlerin dikkatli olması gerektiğini belirten raporda, "Bütün kurumlar aynı anda çalışmalı. Yerel yönetimlerin imar planları içinde park alanı dışında çocukların meşgul olacakları yerler yapmalı. Gençler sanata teşvik edilmeli" deniliyor.ÇOK YAKINDA EVLERDE KİLİTLİ KALIRSAK ŞAŞMAYALIMRaporda benim yıllardan beri ifade etmeye çalıştığım gerçeklere de yer veriliyor ve "Eğer aileden başlayan eğitim silsilesi gerçekleştirilmez, çocukları sahiplenecek çalışmalar olmazsa, bir kaç yıl içinde hepimiz evlerimizi kilitli tutmak, kendimizi korumak için tedbir almak zorunda kalabiliriz" görüşü hakim oluyor.SOKAKLARA ÇIKIN VE GERÇEĞİ YAŞAYINKomisyon üyeleri bunlarda yetinmemiş ve özverili bir yaklaşımla, "Biz siyasetçiler, kentlerimize geldiğimizde sadece bir kaç kişiyi dinleyip, sokaklara çıkmıyorsak yazıktır bizlere. Ufacık spor sahalarıyla, bir basket potasıyla çocuğu meşgul eden sahaları oluşturmadıysak bu çocuklar yarın hepimize beddua edecekler" diye konuşuyor.USULEN KURULACAK KOMİSYONLARA HAYIR !Bu kadarı yeter değil mi ? Aslında yetmez...Bu konuyla ilgili sayfalar dolusu yazmak gerekli... Başta bu ilin valisi olmak üzere, milli eğitim, belediyeler, emniyet yetkilileri ve sivil toplum kuruluşları ciddi biçimde bu konuya el atmalı... Bugüne kadar maalesef bu işler, sayın yetkililerimize hep angarya geldi. Usulen komisyonlar kuruldu, usulen toplantılar yapıldı, usulen kararlar alındı ve bu günlere gelindi...BU KENTİ DÜŞÜNENLER HAREKETE GEÇSİN ! DÜŞÜNMEYENLERDEN MEDET UMMAYALIMAslında biraz gerçekçi olmak gerekirse, bu konuya Gaziantep'te yaşayanlar ile artık yaşamını bu kentte sürdürmek, çocuklarını da kente yararlı olarak yetiştirmek isteyen bürokrat kesimin daha duyarlı davranması gerekir. Ne yazık ki, bu kentte tayinle gelmiş olanların bazılarının bakış açıları çok farklı... Bu nedenle kentin geleceğini ilgilendiren her türlü uygulamalarda çok kararlı adımlar atamıyorlar... Bugüne kadar hizmet ettiği şehrin tüm sorunları için çözüme yönelik çaba sarfedenleri de gördük, son yıllarda "aman yahu, nasıl olsa yarın tayinim çıkar ne diye uğraşayım ki?" diyenleri de... Bunu söylüyorum, çünkü yaşadıklarımız bize Gaziantep'te işlerin böyle yürüdüğünü gösterdi. Zaten öyle olmasaydı, şimdi ne bunları yazabilirdik, ne de TBMM, okullarda şiddeti araştırma komisyonun üyeleri Gaziantep ile ilgili genç nüfusun büyük bir tehlike oluşturacak hale geldiğini araştırıp rapor edebilirdi...
Son sözüm şu; Bu kentte yaşamak isteyen, yaşayan ve kentin geleceğini düşünen kim varsa, bu sorunların çözümünde katkıda bulunsun... Özellikle büyükşehir belediyesi, odalar ve sivil toplum örgütleri, milli eğitimle birlikte çözüme yönelik projeler üretsin... Gençlerimiz ve çocuklarımızın suç örgütlerinin eline düşmesine, uyuşturucu ve fuhuş batağına saplanmasına engel olacak uygulamalar başlatılsın... Aksi takdirdesini söylemeye gerek yok, çünkü neler olacağını herkes biliyor..."HEPİNİZE İYİ HAFTALAR