İlköğretim öğrencilerine (Antep Savunması Öyküleri) Antep nasıl gazi oldu ?-Zor oyunu bozar ağam Sıddık! Ne yapsın polis efendi tek başınaymış!-Yiğidi öldür hakkını yeme ağam, İngilizler böyle bir şey yapmadılar, degill mi ya!-Haklısın Memik! Amma bunlar ellik Ermenisiymiş…Mutasarrıflık olayı yazılı olarak hemen protesto etti. :“..mahalli idareye karışmayacağınıza söz vermiştiniz. Oysa daha birinci gün. Akyol Karakolumuzdaki bayrağımızı zor kullanarak..”Fransız Albay sertti. Dirayetsiz* olduğu kadar düşmanca duygularla doldurulmuştu Türklere karşıÇünkü duyduklarına göre Türkler barbardı, cahildi, görgüsüzdü, ahmaktı, tembeldi…Ellik Ermenisi : Antep dışından gelen,başka yerde oturan Ermeni.Fransız komutan bildiriyi aynı gün, aynı saat yanıtladı. Görsünlerdi bakalım günlerini Türkler:!Bildiri : “Galip Devletler Kongresi kararları gereğince bundan böyle hiçbir resmî binaya Türk Bayrağı çekilmeyecektir. Aksine hareket edenler asılacaktır,kesilecektir ...”Ama birkaç gün sonra gene de şanlı bayrağımız her yerde üzgün,boynu bükük de olsa dalgalanıyordu…30 Aralık 1919.Ilıkça,sönük güneşli bir gün olacak ve On binlerce Anteplinin Belediyenin,Belediye Hanının,Arastanın önünde toplanacak. Bazı pencerelere *Dirayetsiz : Yeteneksiz,beceriksi bayraklar asılacak, Fransızların o zamana kadar yaptıkları yapacakları haksızlıklar,zulümler ve ahlâksızlıklar protesto edilecektir.Herkes yakınıyor.Ancak gene de fazla taşkınlık yapmadan,yakıp yıkmadan Belediye’nin önünden taa Baş Karakol’a kadar yürüyüp bayrakları,sancakları,davulları,zurnaları,tefleri,ilâhileri ve çeşitli gösterileriyle istilâcıları protesto edecekler…Ettiler deBu kez sinmek sırası Ermenilere ve Fransızlara gelmişti. VURUN ANTEPLİLER NAMUS GÜNÜDÜR “ Ocak 12.Antep’te kar yükseklerde iki karışı bulmuştu. Fransız İşgâl Komutanlığı Antep’ten bir dağ topçu takımı ile iki Fransız Bölüğünü Sakçagöz’e göndermek kararını aldı. Çünkü , daha önce de anlattığımız gibi,Fransızların da yiyecekleri bitiyor. Bir yerlerden yiyecek işlerini ayarlamak gerek.İki Fransız Bölüğü Antep’ten günün erken saatlerinde hareket etti.Bunlar,Sakçagöz’ünde Maraş’a gidecek olan Tibelot Koluyla buluşup onlara katılacak. Karlı, soğuk bir gün, akşama kadar ancak Büyük Araptar köyüne ulaşabildiler… Köy halkı da, topları, tüfekleri ve kötü niyetleriyle gelen bu kefereye kucak açacak değildi herhalde. Ama Fransızlar da dışarıda, soğuk çadırlarda kalmak istemiyorlar. Nazik askerler yorulmuşlar,bir de şimdi çadır madır kursun,konserve karavanaya talim mi etsinler yani?! Olacak iş mi?!Fakat Fransız komutan buyuruyor:“Askerlerime yer açın,evleri boşaltın!”. “Aman Komutan Bey, dediler köyün aklı başında ileri gelenleri, akıllı ol, bu kış kıyamette evimizi barkımızı nasıl boşaltırız,Çoluk çocuk nereye gideriz bu ayazda“Ya öyle mi, bakın şimdi nasıl kuzu kuzu boşaltırsınız! Hadi bakalım aslan Ermeni askerler,sizler çıkartın şu köylüleri evlerinden, yerleşin bir güzel oralara. Bakın sağda solda bir sürü koyun, tavuk, inek, öküz, kaz, dana mana var… Zahire ambarları da doludur bu köylücüklerin,hem yiyin,için, hem de iyi bir şeyler bulursanız anlayın işte….Geceyi burada geçiriyoruz… Haa, bu arada beni de unutmayın,bu kıyağımı da!”demiş olacak ki komutanları,askerler daldılar köyün daracık,kısa sokaklarına, çıkarttılar köylüleri evlerinden dışarıya silâh zoruyla, yerleştiler evlere,kuruldular odalara,minderlere, ocak başlarına.Kestiler koyunları,kuzuları,tavukları,kazları kızarttılar tereyağlarında bir güzel, kimisi ızgarayı yeğledi tabii, midelerine dokunabilirdi halis tereyağı! Yumurtanın ,balın,tereyağın ,sütün;yoğurdun,hesabı mı olurmuş!.Ye yiyebileceğin kadar,aksırıncaya,tıksırıncaya kadar tıkın!Evlerinden çıkartılan ,kış kıyamet günü sokak ortasına atılan köylüler ne yapsınlar, baktılar olacak gibi değil, ne insanlıktan, ne uygarlıktan anlıyor bu sefil yaratıklar, bu soğukta donda ,buzda,ayazda, yaşlı, genç, çoluk çocuk , kucakta bebekleri, sırtladılar yorganları, sarındılar bir şeylere,vurdular kendilerini dağlara,kuytulara.. Dillerinde ilenç*, ruhlarında isyan, gözlerinde yaş! / SÜRECEK