İlköğretim öğrencilerine(Antep Savunması Öyküleri) NİYE ÖNCE DÜŞÜNEMEDİK ?Antep savaşanlarının,yiyecekleri olduğu gibi cephanesi de iyice azalmıştır.Kendi aralarında konuşuyorlar:“Yok ağam Şükrü bu böyle olmayacak.”“Nasıl ağam?”“Bu kadar az cephaneyle biz kış boyunca nasıl dayanak?La baksana ,düşman burnumuzun dibine gelene kadar kurşun sıkmaya çekiniyoruz, kurşunumuz biter diye!”“Haklısın da nedir bunun çaresi?”“Bizim Tüfekçi Yusuf, Tüfekçi Tevfik var ya?”“Ey?”“Onlar bu işi yapar!”"Yapabilirler mi dersin ?”“Yusuf Usta İngiliz Levvis hafif makineli tüfeğini Türk mermisine göre değiştirmedi mi ağam?”“He ya! Hem de aslan gibi!”“Yahu, şimdiye kadar aklımız nerdeymiş?”“Hiç sorma! NeysegGeç olsun da güç olmasın yav!”“Öyle de.Baksana herifçi oğulları Ermeniler aylardan beri bu işi yapıyorlar da biz aymadık yav.Kafamız çalışmadı!”“Deme gitsin.Neyse hayırlısı neyse o olsun!”“Lohanlı Mustafa Nureddin Usta yapar bu işi!” İMALÂTHANE VE ÇOCUKLAR… “ Evet,Ben Lohanlı Mustafa Nureddin YıldırımTaburu 4.Bölük Komutanı. Tüfekçilikten anlarım.Onun için beni İmalatı Harbiye Fabrikasına müdür yaptılar.On bir Aralığı on ikiye bağlayan gece kolları sıvadık. Kara Nazır’ın sabun hanesınde ve hemen yanındaki mağarasında bir bomba ve fişek imalât hanesı kurdurdum,daha doğusu kurduk. Şehirde genç, yaşlı, ne kadar tüfekçi, demirci, tenekeci, tamirci, marangoz, barutçu, çilingir, kalaycı, gibi zenaatkâr varsa topladık. Uygun makineleri getirdik. Çocuklara, kadınlara, ihtiyarlara ber hay ettik. Ne kadar boş kovan, fişek bulursanız toplayın getirin.”dedik. Niye ki caddelerde sokaklarda çakıl taşından çok fişek, kovan var. Önce fişek kovanı imâline başladık. Şimdi bunun içini doldurmak lâzım. Bunun için de barut, kapsül, kurşun gerek. Barut’u güherçile, kükürt ve söğüt kömüründen yaptık. Bunun ustası Hıyam Köyünden Cafer usta.Mağaraların duvarlarında, Kale’nın burçlarında biriken küfleri topladık eritip süzdük, güherçile yaptık.Kasabada ne kadar kükürt varsa imalathaneye toplayıp getirdik. Söğüt kömürü de yaptık. Birleştirdik barut yaptık.Kasabada ne kadar kurşun, tutya varsa topladık, yaptığımız kalıplarda mermi döktük. En önemlisi ise kapsül işiydi. Nasıl yaptık? Kasabada nerde, ne kadar gaz tenekesi varsa toplattık.Tevfik Usta bir makine imal etmişti. Bu makinede bunları pul pul kestirdik. Sonra başka bir makinede çukurlaştırıp kapsül haline getirdik. Buluşlar, keşifler hep zor zamanlarda yapılır.Peki şimdi kapsülü ateşleyecek maddeyi nasıl yapacağız? Çalış lan kafa? Kafa kafaya verdik. Aha şöyle olur, aha böyle olur derken kloriyepotas ile zırnık ve daha başka maddeler karıştırarak bunu da yaptık.Fişekhanede, sen de yüz, ben deyim daha fazla şehit ve yoksul çocukları barut dolduruyor her gün. Sonra kurşuna takılarak bir makineden geçirilip kutulara yerleştiriyorlar. Öyle ki fişek imalathanesi günde 6000 fişek yapabiliyor…Bir de tamirhane kurduk.Burada da bozulan tüfekleri tamir ettiriyoruz. Bu kısmın amiri de tüfekçi Yusuf usta.Bir de dökümhane kısmı yaptık.Burada da el bombası dökülüyor. Burada da kuyumcu Sait,Mısırlı Mahmut,müzik öğretmeni Hilmi efendiler çalışıyorlar .Yanlış anlamayın,Altından,gümüşten el bombası yapmıyorlar haa!Bu dökümleri tamirhanede tesviye ettiriyoruz.Fıstık gibi oluyor..Bir de düşmanın patlamayan mermileri var ya...Tehlikeli iş amma,onları da yanlarından deliyoruz,içindeki dinamitleri alıp,bombalara dolduruyoruz.Bu bombalar için Tevfik usta,bir fitil makinesi imal etmişti .Fitilleri buradan temin ediyoruz,bombanın tapa taksimatı müsademeli ,o da harat* Mehmet Ali baba tarafından tahtadan çevrildi.