Zaman zaman siyasetin içerisinde olduğu gergin atmosferi eleştiriyoruz.Çoğu zaman da hoşumuza gitmeyen hususları eleştirirken dozunu kaçırıyoruz.Aslında kendimiz için söylenmesini istemediğimiz şeyleri, karşı olduklarımıza söyleyerek sözlerimizin esiri oluyoruz.Yeni anayasa değişikliği ile ilgili görüşmelerde bir kez daha şahit olduk ki, Seviyeyi ve resmiyeti, devlet ciddiyetini en çok bu hususta hassas olması gerekenler itibarsızlaştırıyor. Büyüklerimizin hal ve hareketleri bazen sokaktaki insanlara rahmet okutuyor, Öyle olunca ister istemez siyasete ve siyaset mekanizmasına olan güven sarsılıyor.Sosyal hayatta bile insanlar daha önce ki söylemlerinin pişmanlığını yaşayarak, birçok defa bunun sıkıntısını çekmek zorunda kalıyorlar.Olur olmaz yada abartılı iddialarından, sözlerinden dolayı muhattaplarının yüzlerine bakamadıkları zamanlar oluyor.Toplumda "arkasından söylediğim sözler yüzünden adamın yüzüne bakamadım" gibi deyimler bu konulardaki hassasiyetin ne kadar önemsendiğinin göstergesi.Hal böyle olduğu halde değerli siyasetçilerimizin birbirlerine sarf etmiş oldukları sözler, toplumun psikolojisini dahi etkiliyor.Eyvallah siyaset akıl ve mantık işidir, öylede olmalıdır, ancak milleti temsil edenler kendi hisleri ile değil toplumun kendilerine destek vermeyenlerin dahi hisleri ile hareket etmek durumundadır.TBMM olup bitenler, basın medya önünde söylenen sözler sahiplerinden çok siyaset kurumuna zarar veriyor.Dün küfür hakaret edip bugün yan yana gelmek mantık çerçevesinde düşünürsek çok etik değil ama dünden bugüne siyasetin doğasında var, Dün kara dediklerimize bugün ak, ak dediklerimize kara diyor ve bunun mantıklı bir açıklamasını yapamıyorsak ciddi bir sıkıntı içerisindeyiz demektir.İdeolojik yapılar sağlam fikir yapıları ve duruşları ile itibar kazanırlar.Halkımız dün farklı bugün farklı konuşup hareketlerde bulunanlara iyi gözle bakmaz.Bizim toplumuz basit bir tartışmada bile dün bugün karşılaştırması yapar, yalpalamayı istikrarsızlığı kabul etmez.Ve hatta kendi hatalarının cezasına razı olurken yanlış yönlendirmelere, yarı yolda bırakılmalar tahammülsüzdür.Hele hele ak'ına ak, karasına kara dediği, değer verip, önder kabul ettiği kişilerin kendini yarı yolda bıraktığını düşünmek bile istemez.Siyaseten başarıyı ölçmek isterseniz bu hususta istikrarlı olanların, kendisini destekleyenleri yanıltmayanların başarısını sürdürdüğünü görürüz.Aslında istikrarın diğer adı samimiyettir, siz davanızda inancınızda samimi iseniz kaybetmek gibi bir ihtimaliniz yoktur.Çok kaybediyorsanız bilinki samimiyetinizde bir sıkıntı var demektir bilmem anlatabildim mi.Eğer söz söyleyen adam, söylediği şeye samimiyetle inanıyor ve samimiyetle anlatıyorsa, taşlardan mavi çimen çıkardığını iddia etse de, kendisine inanacak kimseler bulunur. Dale Carnegie