18 YILDA NEREYE GELDİK?Uygur, 17 Ağustos 1999 Gölcük Depreminin üzerinden 18 yılın geçmesinin ardından nelerin değiştiğini sorarak: “1999 Marmara depremlerinden sonra getirilen düzenlemeler ile yapı üretim süreci yeniden düzenlenmiş, bina ve bina türü yapılar için zemin ve temel etüt çalışmaları 3194 sayılı yasa ve buna bağlı çıkarılan Planlı Alanlar Yönetmeliği ile zorunlu hale getirilmiştir. Ancak günümüzde Odamızın tüm uyarılarına rağmen, bazı yerleşim biriminde ruhsat düzenlemekle görevli Belediye ve İl Özel İdareleri tarafından kentsel ve kırsal yerleşim biriminde yapılan yapılarda, zemin ve temel etüdü raporu istemeksizin ruhsat vermeye devam etmekte, bu kurumları denetlemekle görevli İçişleri ve Çevre ve Şehircilik Bakanlıkları duruma seyirci kalmaya devam etmektedirler” ifadelerine yer verdi.“GEÇİCİ RAHATLIK DÖNEMİ”Geçmişten çıkarılan dersler sonucu daha modern ekipman ve iletişim araçlarına sahip olunduğunu kaydeden Uygur: “Ancak görünen o ki hala “yara sarma” politikalarımız devam etmekte, bir türlü çağdaş afet yönetimine geçiş sağlanamamaktadır. Bugünler bir sonraki 1999 Depremi gibi katastrofik bir afete kadar “geçici bir rahatlık dönemidir” ancak bu aldatıcı bir durumdur. Oysa afet yönetiminde en çok çekinilen (çekinilmesi gereken), en korkulan (korkulması gereken) an, afetin unutulmaya, gözardı edilmeye başlandığı andır. Çünkü afet unutulduğu an daha etkili vurur. Çünkü afet unutulduğu an, daha önce harcanan tüm emeği silip atar, herşeye yeniden başlamak zorunda kalınır. Bugün gelinen noktada temel sorun etkin bir afet yönetiminin oluşturulmasını sağlayacak anlayışın bulunmamasıdır. Bu bağlamda artık vaktin iyice daraldığı gözönüne alınarak aşağıdaki önerileri dikkate alan bir mücadele programının oluşturulması gerekli görülmektedir” dedi. HABER MERKEZİ