Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu şehrimize gelerek iki günlük çalışmasına gazetecilerle başladı. Anatolian Otel'de gazetecilerin çözüm süreciyle ilgili görüş ve değerlendirmelerini dinleyen Yılmaz Ensarioğlu başkanlığındaki akil insanlar heyeti, daha sonra üniversite rektörleri ve bazı sivil toplum kuruluşlarıyla da bir araya geldi. Heyet, diğer illerde olduğu gibi şehrimizde de protesto edildi. Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Yılmaz Ensarioğlu, kazasız belasız kalıcı bir çözüm ve barış sürecine ulaşabilmek için çalıştıklarını belirtirken, Etyen Mahçupyan, Türkiye'nin tam demokrasiye gidememesi durumunda bölüneceğini, Kezban Hatemi ise, ülkede güçlü muhalefet olmamasından ve akil insanlar üzerinden siyaset yapılmasından yakındı. Ahmet Faruk Ünsal ise, çözüm sürecine bir şans verilmesini istedi.
BARIŞA ULAŞMAK İSTİYORUZ
Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu dün Yılmaz Ensarioğlu başkanlığında şehrimize geldi. Kezban Hatemi, Ahmet Faruk Ünsal, Etyen Mahçupyan ve Fazıl Hüsnü Erdem'in de bulunduğu heyet Anatolian Otel'de basın mensuplarıyla biraraya geldi. Toplantıda konuşan Yılmaz Ensarioğlu, "Bugün basını dinlemek, sizin fikir ve görüşlerinizden bilgi sahibi olmak istedik. Biz Başbakan'a en radikal grupların bile görüşlerini aktarıyoruz. Çözüm sürecinde yaptığımız görüşmelerde ortaya çıkan fikirleri hükümete iletmekle görevliyiz. Gaziantep bulunduğu Güneydoğu'nun parçası olmasına rağmen ekonomik ve sosyal kalkınması ile diğer bölge illerine göre farklı. Gaziantep Güneydoğu'nun bir parçası olsa da Güneydoğu ile Türkiye'nin diğer bölgeleri arasında bir geçiş, ara bölge görevi yapıyor. Bünyesinde bölgeden çok sayıda kişiyi da barındıran, bölgenin sanayi merkezi durumundadır. Bölge illerinden farklı olarak kendi içinde çeşitliliği, çoğulculuğu barındıran bir kent. Siz konuşun biz dinleyelim. Ancak şahıs isimleri zikretmeyin. Buradaki psikoloji nedir, geleceği nasıl görüyorsunuz bunları öğrenmek istiyoruz. Kazasız belasız bu çözüm süreciyle barışa ulaşılmasını istiyoruz" ded" dedi.
MEDYA ABARTIYOR
Bir basın mensubu Reyhanlı'daki patlamanın çözüm sürecine yönelik bir saldırı olup olmadığını sorarken, bir diğeri, akil insanlar heyetinin gittikleri yerlerde niçin protesto edildiklerini, toplumda kendileriyle ilgili yanlış bir algının oluşup oluşmadığını sordu. Ensarioğlu, "Reyhahlı'daki saldırı çözüm süreciyle ilgili de olabilir, ancak dış kaynaklı, komşu ülkedeki gelişmelerle alakalı olduğu kesin. Bizim protesto edilmemize gelince, medya sayesinde fazla abartılıyor. Protesto eden kişi sayısı fazla değil. Toplumun büyük kesimi sürece destek veriyor" dedi. Bir başka basın mensubu PKK'nın silahlarıyla birlikte gitmesini eleştirerek, "PKK niye silahını teslim edip, toplum içine katılmıyor?" diye sordu. Bir başka gazeteci ise Akil insanlar heyetinin gittikleri heryerde niye bayrak sorunu çıktığını belirterek, "Bayrakla bir sorununuz mu var" dedi. Akit Gazetesi'nden Mehtap Yılmaz söz alarak, "Diyarbakır'da doğdum, Antep'te de yaşadım. Önyargıları kaldıralım. İlk kez kan durdu.Umut görüyorum. Kan duracaksa biz feda olalım" dedi.
İŞÇİ PARTİSİ İL BAŞKANI DIŞARI ÇIKARTILDI
Ensarioğlu'nun konuşmasının ardından salonda mikrofonu eline alan İşçi Partisi İl Başkanı Murat Kanlı kendisini tanıtarak konuşmak istedi. Ensarioğlu ve diğer heyet üyelerinin toplantının basın mensuplarıyla yapıldığını söyleyerek bunu kabul etmemesi kısa süreli tartışmaya yol açtı. Murat Kanlı, '45 yaşındayım. Türk-Kürt arasında hiçbir zaman düşmanlık olmadı. Terörle mücadelenin yeri burası değil, Barış adı altında ülkemiz bölünmek isteniyor. Karayılan kadar Kürt, Şahinbey kadar Türküz" dedi. Kezban Hatemi İşçi Partisi il başkanının dışarı çıkarılmasını istedi. Bunun üzerine Kanlı, "Neden gizli yapıyorsunuz? Niye bizi dışarı çıkarmak istiyorsunuz? Apoyla mı anlaştınız? Apo'nun serbest bırakılması konusunda mı anlaştınız?" Salonda bulunan bir kadın da, "Çözüm sürecine halk karşı, halktan kopuksunuz. Çözmek bölmek midir? Bunların birgün hesabını Türk milletine vereceksiniz" dedi. Bir öğretmen emeklisi de, "Ben bir vatandaşım bu konuda konuşmak istiyorum, fikrimi söylemek istiyorum" dedi. Kanlı ve beraberindeki bir grup partili gösterilen tepki üzerine salondan çıkarıldı. Kameraları dışarı çıkartan akil insanlar heyeti, gazetecileri dinlemeye devam etti. Bir soru üzerine, Hatemi, "Kameralara kurban oluyoruz. Kamera olunca herkes şov yapıyor. Diyalog ortamında herkes konuşsun, biz konuşmaya geldik. İnsanların kaygıları var, bunları gidermek için buradayız" dedi.
OTEL DIŞINDA PROTESTO
Toplantı devam ederken, Türkiye Kamu-Sen, İşçi Partisi ve MHP'liler otelin önünde akil insanlar heyetini protesto etti. Yaklaşık 150 kişilik kalabalık ellerinde Türk bayrakları ile otel önünde toplandı. Polisin güvenlik önlemi aldığı protestocu grup, basın açıklaması yapıp İstiklal Marşı okuduktan sonra otel önünden ayrıldı. Türkiye Kamu Sen Gaziantep İl Temsilcisi Bekir Avan, MHP İl Başkanı Mustafa Erzin'in de katıldığı protesto gösterisi sırasında yaptığı konuşmada, "Sizler Akil değil, gayri meşrusunuz. Hüseyin Çelik bu süreç için Türk milletini ikna, Kürtleri tatmin süreci değil. Hüseyin Çelik de bizim için hain kalacaktır. Mecliste PKK istemiyoruz. Bu ülkede Kürt sorunu yoktur. Bölücülerin dayatmak istediği Anayasa vardır. Akil adamlar kanunsuzdur. Türkiye Cumhuriyeti muz cumhuriyeti değildir. Anayasası, kanunları vardır. Teröristler elini kolunu sallayarak gidiyor. Baştakiler suç işliyor. Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyorum. Gayri meşru adamlar, milletin aklıyla alay etmektedirler. Devletin tek bir dili vardır. Anayasanın ilk üç maddesi ve bununla alakalı 4. maddesi değiştirilemez. Bu sürece destek veren hain olur. İkna edeceksiniz gidin Kandil'dekileri ikna edin. Ve Türk milleti henüz son sözünü söylememiştir" dedi. Grup, sık sık Ak Parti, Akil insanlar ve PKK aleyhine sloganlar attı.
BERABER YAŞAYAMAZSANIZ AYRILIRSINIZ
Akil İnsanlar heyeti üyesi Etyen Mahçupyan'ın konuşması ise oldukça ilginçti. Mahçupyan, ortak kaygılar olduğunu, bunların düşünmemeye dayandığını belirterek, "Bu bizim alışkanlığımız. Bizim meselelerimizi hep başkaları çözmüş. Kendimiz düşünmüyoruz, hep bir başkası ne düşünüyor diye onu merak ediyoruz. Hiç bir ülke ilelebet payidar kalacak, asla bölünmeyecek diye bir şey sözkonusu değildir. Bölünme denen şey mutlaka olur. Bölünme olmaz, genişleme de olabilir. Belki Türkiye'nin sınırları daha da genişleyebilir, belki adı Türkiye de olmayabilir. İdeolojik takıntılarla siyaset yapılmaz. Bir ülke tamamen demokrasiye gidemezse bölünür. Beraber yaşayamazsanız ayrılırsınız. Türkiye demokrasiye gidemezse kesinlikle Kürtleri kaybeder. 90 yıldır yanlış yapmışız. Kırmızı çizgiler deniyor, kırmızı çizgiler meşru mu? PKK'nın kırmızı çizgilerinin de devam etmesi mümkün değil. Pazarlık konuşuldu ne diyorlar, bu iş anayasada bitecek. 30 yıldır devam eden süreç sonunda her iki tarafta yenildi, aptalca davrandı. Bunlar olmasaydı daha zengin ve daha huzurlu olurduk. Hep savaşlar örnek veriliyor. Osmanlı 1. Dünya Savaşına girmeseydi, Çanakkale Savaşı olmazdı" diye konuştu.
BAHÇELİ'NİN DE ÖNÜNDE KOŞARIM
'Batıdan daha önce demokrasiye sahip olsaydık, bugün bunlar yaşanmazdı' diyen Kezban Hatemi de, "Ergenekon'u savunanla nereye gidebiliriz? Basın olarak muhalefete ve sivil topluma baskı uygulayın. Devlet yeniden şekilleniyor, yapılanıyor, bunu destekleyelim. Bu ülkede gerçek anlamda STK'lar yok. Seninkiler ve benimkiler var. Deprem sırasında bir araya geldik, kenetlendik. Ben en başta Sabiha Gökçen Havaalanı'nda çocukların, hatta o sıralarda İşçi Partililerin emrinde yürüdüm. Irak'a karşı 'Savaşa Karşı Hayır' grubundaydım. Ondan sonra ne oldu, dağıldı. Ülkemizde kanın akmasının önlenmesi hepimizin sorunu. Ben burada o bağıran İşçi Partisi'ndeki arkadaşımın da barıştan yana olduğu kanaatindeyim. Ama diyalog kuramıyoruz, empati yapamıyoruz. Biz düşman değiliz ki. Siz değerli gazeteciler bölgede ne gördünüz de biz göremedik. Onları anlamak istiyoruz. Yani arkadaşlar yapmayın. Biz tüm siyasi partilerle görüşmek için talepte bulunduk. MHP görüşmedi. Bu ülkede güçlü muhalefet yok. Ak Parti'ye üye değiliz. Devlet Bahçeli de barış süreci başlatsa en önde koşarım" dedi.
FELÇLİ ANNEMİ BIRAKIP GELDİM
Hatemi siyasi partilerin Akil İnsanlar Heyeti üzerinden muhalefet yapmasına tepki gösterdi. Türkiye'de güçlü yapıya sahip muhalefet bulunmadığını ileri süren Hatemi şöyle konuştu:"Bu ülkede güçlü muhalefet yok, olmayınca da en ufak şeyden şüphe ediliyor, güven duyulmuyor. Örneğin; Akil İnsanlar üzerinden muhalefet yapılıyor. Bizim üzerimizden muhalefet yapmayın, bu hepimize zarar veriyor. Akil insanların kim olduğuna değil, ne yaptığına bakalım. Bizlere bu görev verildiğinde; 'Gidin şunları, şunları sorun' denilmedi. Aksine, anlatılmayan veya aktartılmayanların bildirilmesi istendi. Biz yapılamayanları dinliyor ve götürüyoruz. Biz köprü olmaya çalışıyoruz. Yoksa AK Parti'nin oy oranını da biliyorsunuz. İl ve ilçelerdeki parti temsilcilikleriyle bunu yapamaz mı? Bal gibi de yapar, hatta daha iyisini yapar. Bu sürece katkı sunmak için ben felçli annemi bırakarak bölgeye geliyorum. Barış için sonuna kadar varım ve benimle el ele olanlarla bu yolda yürümeye hazırım. Bu ülke bizim, bu ülkede güzellik ve barış olsun. AK Parti'ye veya Başbakan'a yapacağınız muhalefeti bizim üzerimizden yapmayın. Akil insanlar üzerinden yapılan muhalefet herkese zarar veriyor. Biz köprü olmaya çalışıyoruz. AK Parti'nin oy oranı belli, istese bu çalışmayı il ve ilçe temsilcilikleri üzerinden bal gibi yapar. Barış için bu görevi aldık. Bunun için AK Parti veya Başbakan'a yapılacak muhalefeti bizim üzerimizden yapmayın" dedi. Hatemi öte yandan heyet üyelerinin sadece ulaşım ve konaklama ücretlerinin ödendiğini, diğer masrafları ise kendilerinin karşıladığını kaydetti.
ŞANS VERMEK LAZIM
Heyet üyesi Ahmet Faruk Ünsal ise ülkemizde 30 yıldır yaşanan çatışma sürecinde sona gelindiğini söyledi. Devletin güvenlik adına her şeyi yaptığını belirten Ünsal, "On binlerin üzerinde insanlar cezaevine atıldı. Binlerce insan Irak dağlarında ve Türkiye'de dağlarda dolaşıyor. Bu yöntemle geldiğimiz noktada, problemin üzerinden gelemedik. Devletiyle şiddet üzerinden problemini çözmek isteyen tek grubu Türkiye'de yok. İrlanda'da da bu yapıldı, İspanya'da da, Latin Amerika, Güney Afrika'da benzer problemler oldu. Hiçbir yerde şiddetle sonuca ulaşılmadı. Nihayetinde ilk defa başka bir yöntem uygulanıyor. Bu iyi bir şey, dünyada bu işler nasıl çözülüyorsa Türkiye'de benzer çözüm arıyor. Buna şans vermek lazım. Bakın 3-4 aydır hiçbir gencimiz hayatını kaybetmiyor" dedi. Gerek soru soran, gerekse çözüm süreciyle ilgili düşüncelerini açıklayan gazeteciler arasında da zaman zaman gerginlik yaşandı. Siyasi parti ve sivil toplum örgütleriyle de biraraya gelen akil insanlar heyeti, bugün işadamlarıyla buluştuktan sonra akşam şehrimizden ayrılacak.
REKTÖRLERLE DE GÖRÜŞTÜ
Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Grubu üyeleri, Gaziantep temasları kapsamında üniversite rektörleri ve akademisyenlerle bir araya geldi. Gaziantep Üniversitesi Rektörlük binasında düzenlenen toplantıya Gaziantep Üniversitesi Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir ve Zirve Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Töremen ile çok sayıda öğretim üyesi katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, çözüm sürecinde üniversitelerden görüş alınmasından memnuniyet duyduklarını belirterek, "Türkiye'nin kendi iç sorunlarına dair, terör sorununa dair herkesin katkı vermesi kaçınılmazdır. Üniversiteler toplumun sorunlarına topluma katkı sağlamalıdır. Bu vizyondan hareketle bu çerçevede hareket ediyoruz. Türkiye'nin ayak bağları çözüldükçe, Türkiye'nin dünyada önü açılır. Bu sürece katkı vermenin çalışması içindeyiz" dedi.
AKADEMİSYENLERİN GÖRÜŞLERİ ÖNEMLİ
Heyet başkanı Yılmaz Ensarioğlu ise çözüm sürecinde kamuoyunun talep ve beklentilerini tespit ettiklerini ifade ederek, akademisyenlerin görüşlerinin önemli olduğunu söyledi. Her kentte farklı aktörlerle görüş alışverişinde bulunduklarını anlatan Ensarioğlu, "Gaziantep, sorunu çok derinden yaşayan şehirlerle ülkenin geri kalanı arasında geçiş şehri konumunda. Çatışmaların yoğun olduğu yıllarda dahi adı olaylarla anılmamış ama geçtiğimiz ayda yaşadığımız gibi menfur hadisenin de meydana geldiği şehrimiz. İyi bir potansiyeli, 3 tane de üniversitesi var. İlk kez ülke olarak daha önce yaşamadığımız tecrübeyi yaşıyoruz. Bu tecrübeyi bilim insanlarının rehberliği ve desteği olmadan sağlıklı yürütmek, kalıcı bir çözüme, kavuşturmak adına üniversitelerin yapacağı çok şey var" diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından basına kapalı olarak gerçekleşen toplantının ardından heyet üyeleri STK temsilcileri ile bir araya geldi.
Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu şehrimize gelerek iki günlük çalışmasına gazetecilerle başladı. Anatolian Otel'de gazetecilerin çözüm süreciyle ilgili görüş ve değerlendirmelerini dinleyen Yılmaz Ensarioğlu başkanlığındaki akil insanlar heyeti, daha sonra üniversite rektörleri ve bazı sivil toplum kuruluşlarıyla da bir araya geldi. Heyet, diğer illerde olduğu gibi şehrimizde de protesto edildi. Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Yılmaz Ensarioğlu, kazasız belasız kalıcı bir çözüm ve barış sürecine ulaşabilmek için çalıştıklarını belirtirken, Etyen Mahçupyan, Türkiye'nin tam demokrasiye gidememesi durumunda bölüneceğini, Kezban Hatemi ise, ülkede güçlü muhalefet olmamasından ve akil insanlar üzerinden siyaset yapılmasından yakındı. Ahmet Faruk Ünsal ise, çözüm sürecine bir şans verilmesini istedi.BARIŞA ULAŞMAK İSTİYORUZAkil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu dün Yılmaz Ensarioğlu başkanlığında şehrimize geldi. Kezban Hatemi, Ahmet Faruk Ünsal, Etyen Mahçupyan ve Fazıl Hüsnü Erdem'in de bulunduğu heyet Anatolian Otel'de basın mensuplarıyla biraraya geldi. Toplantıda konuşan Yılmaz Ensarioğlu, "Bugün basını dinlemek, sizin fikir ve görüşlerinizden bilgi sahibi olmak istedik. Biz Başbakan'a en radikal grupların bile görüşlerini aktarıyoruz. Çözüm sürecinde yaptığımız görüşmelerde ortaya çıkan fikirleri hükümete iletmekle görevliyiz. Gaziantep bulunduğu Güneydoğu'nun parçası olmasına rağmen ekonomik ve sosyal kalkınması ile diğer bölge illerine göre farklı. Gaziantep Güneydoğu'nun bir parçası olsa da Güneydoğu ile Türkiye'nin diğer bölgeleri arasında bir geçiş, ara bölge görevi yapıyor. Bünyesinde bölgeden çok sayıda kişiyi da barındıran, bölgenin sanayi merkezi durumundadır. Bölge illerinden farklı olarak kendi içinde çeşitliliği, çoğulculuğu barındıran bir kent. Siz konuşun biz dinleyelim. Ancak şahıs isimleri zikretmeyin. Buradaki psikoloji nedir, geleceği nasıl görüyorsunuz bunları öğrenmek istiyoruz. Kazasız belasız bu çözüm süreciyle barışa ulaşılmasını istiyoruz" ded" dedi.MEDYA ABARTIYORBir basın mensubu Reyhanlı'daki patlamanın çözüm sürecine yönelik bir saldırı olup olmadığını sorarken, bir diğeri, akil insanlar heyetinin gittikleri yerlerde niçin protesto edildiklerini, toplumda kendileriyle ilgili yanlış bir algının oluşup oluşmadığını sordu. Ensarioğlu, "Reyhahlı'daki saldırı çözüm süreciyle ilgili de olabilir, ancak dış kaynaklı, komşu ülkedeki gelişmelerle alakalı olduğu kesin. Bizim protesto edilmemize gelince, medya sayesinde fazla abartılıyor. Protesto eden kişi sayısı fazla değil. Toplumun büyük kesimi sürece destek veriyor" dedi. Bir başka basın mensubu PKK'nın silahlarıyla birlikte gitmesini eleştirerek, "PKK niye silahını teslim edip, toplum içine katılmıyor?" diye sordu. Bir başka gazeteci ise Akil insanlar heyetinin gittikleri heryerde niye bayrak sorunu çıktığını belirterek, "Bayrakla bir sorununuz mu var" dedi. Akit Gazetesi'nden Mehtap Yılmaz söz alarak, "Diyarbakır'da doğdum, Antep'te de yaşadım. Önyargıları kaldıralım. İlk kez kan durdu.Umut görüyorum. Kan duracaksa biz feda olalım" dedi.İŞÇİ PARTİSİ İL BAŞKANI DIŞARI ÇIKARTILDIEnsarioğlu'nun konuşmasının ardından salonda mikrofonu eline alan İşçi Partisi İl Başkanı Murat Kanlı kendisini tanıtarak konuşmak istedi. Ensarioğlu ve diğer heyet üyelerinin toplantının basın mensuplarıyla yapıldığını söyleyerek bunu kabul etmemesi kısa süreli tartışmaya yol açtı. Murat Kanlı, '45 yaşındayım. Türk-Kürt arasında hiçbir zaman düşmanlık olmadı. Terörle mücadelenin yeri burası değil, Barış adı altında ülkemiz bölünmek isteniyor. Karayılan kadar Kürt, Şahinbey kadar Türküz" dedi. Kezban Hatemi İşçi Partisi il başkanının dışarı çıkarılmasını istedi. Bunun üzerine Kanlı, "Neden gizli yapıyorsunuz? Niye bizi dışarı çıkarmak istiyorsunuz? Apoyla mı anlaştınız? Apo'nun serbest bırakılması konusunda mı anlaştınız?" Salonda bulunan bir kadın da, "Çözüm sürecine halk karşı, halktan kopuksunuz. Çözmek bölmek midir? Bunların birgün hesabını Türk milletine vereceksiniz" dedi. Bir öğretmen emeklisi de, "Ben bir vatandaşım bu konuda konuşmak istiyorum, fikrimi söylemek istiyorum" dedi. Kanlı ve beraberindeki bir grup partili gösterilen tepki üzerine salondan çıkarıldı. Kameraları dışarı çıkartan akil insanlar heyeti, gazetecileri dinlemeye devam etti. Bir soru üzerine, Hatemi, "Kameralara kurban oluyoruz. Kamera olunca herkes şov yapıyor. Diyalog ortamında herkes konuşsun, biz konuşmaya geldik. İnsanların kaygıları var, bunları gidermek için buradayız" dedi.OTEL DIŞINDA PROTESTOToplantı devam ederken, Türkiye Kamu-Sen, İşçi Partisi ve MHP'liler otelin önünde akil insanlar heyetini protesto etti. Yaklaşık 150 kişilik kalabalık ellerinde Türk bayrakları ile otel önünde toplandı. Polisin güvenlik önlemi aldığı protestocu grup, basın açıklaması yapıp İstiklal Marşı okuduktan sonra otel önünden ayrıldı. Türkiye Kamu Sen Gaziantep İl Temsilcisi Bekir Avan, MHP İl Başkanı Mustafa Erzin'in de katıldığı protesto gösterisi sırasında yaptığı konuşmada, "Sizler Akil değil, gayri meşrusunuz. Hüseyin Çelik bu süreç için Türk milletini ikna, Kürtleri tatmin süreci değil. Hüseyin Çelik de bizim için hain kalacaktır. Mecliste PKK istemiyoruz. Bu ülkede Kürt sorunu yoktur. Bölücülerin dayatmak istediği Anayasa vardır. Akil adamlar kanunsuzdur. Türkiye Cumhuriyeti muz cumhuriyeti değildir. Anayasası, kanunları vardır. Teröristler elini kolunu sallayarak gidiyor. Baştakiler suç işliyor. Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyorum. Gayri meşru adamlar, milletin aklıyla alay etmektedirler. Devletin tek bir dili vardır. Anayasanın ilk üç maddesi ve bununla alakalı 4. maddesi değiştirilemez. Bu sürece destek veren hain olur. İkna edeceksiniz gidin Kandil'dekileri ikna edin. Ve Türk milleti henüz son sözünü söylememiştir" dedi. Grup, sık sık Ak Parti, Akil insanlar ve PKK aleyhine sloganlar attı.BERABER YAŞAYAMAZSANIZ AYRILIRSINIZAkil İnsanlar heyeti üyesi Etyen Mahçupyan'ın konuşması ise oldukça ilginçti. Mahçupyan, ortak kaygılar olduğunu, bunların düşünmemeye dayandığını belirterek, "Bu bizim alışkanlığımız. Bizim meselelerimizi hep başkaları çözmüş. Kendimiz düşünmüyoruz, hep bir başkası ne düşünüyor diye onu merak ediyoruz. Hiç bir ülke ilelebet payidar kalacak, asla bölünmeyecek diye bir şey sözkonusu değildir. Bölünme denen şey mutlaka olur. Bölünme olmaz, genişleme de olabilir. Belki Türkiye'nin sınırları daha da genişleyebilir, belki adı Türkiye de olmayabilir. İdeolojik takıntılarla siyaset yapılmaz. Bir ülke tamamen demokrasiye gidemezse bölünür. Beraber yaşayamazsanız ayrılırsınız. Türkiye demokrasiye gidemezse kesinlikle Kürtleri kaybeder. 90 yıldır yanlış yapmışız. Kırmızı çizgiler deniyor, kırmızı çizgiler meşru mu? PKK'nın kırmızı çizgilerinin de devam etmesi mümkün değil. Pazarlık konuşuldu ne diyorlar, bu iş anayasada bitecek. 30 yıldır devam eden süreç sonunda her iki tarafta yenildi, aptalca davrandı. Bunlar olmasaydı daha zengin ve daha huzurlu olurduk. Hep savaşlar örnek veriliyor. Osmanlı 1. Dünya Savaşına girmeseydi, Çanakkale Savaşı olmazdı" diye konuştu.BAHÇELİ'NİN DE ÖNÜNDE KOŞARIM'Batıdan daha önce demokrasiye sahip olsaydık, bugün bunlar yaşanmazdı' diyen Kezban Hatemi de, "Ergenekon'u savunanla nereye gidebiliriz? Basın olarak muhalefete ve sivil topluma baskı uygulayın. Devlet yeniden şekilleniyor, yapılanıyor, bunu destekleyelim. Bu ülkede gerçek anlamda STK'lar yok. Seninkiler ve benimkiler var. Deprem sırasında bir araya geldik, kenetlendik. Ben en başta Sabiha Gökçen Havaalanı'nda çocukların, hatta o sıralarda İşçi Partililerin emrinde yürüdüm. Irak'a karşı 'Savaşa Karşı Hayır' grubundaydım. Ondan sonra ne oldu, dağıldı. Ülkemizde kanın akmasının önlenmesi hepimizin sorunu. Ben burada o bağıran İşçi Partisi'ndeki arkadaşımın da barıştan yana olduğu kanaatindeyim. Ama diyalog kuramıyoruz, empati yapamıyoruz. Biz düşman değiliz ki. Siz değerli gazeteciler bölgede ne gördünüz de biz göremedik. Onları anlamak istiyoruz. Yani arkadaşlar yapmayın. Biz tüm siyasi partilerle görüşmek için talepte bulunduk. MHP görüşmedi. Bu ülkede güçlü muhalefet yok. Ak Parti'ye üye değiliz. Devlet Bahçeli de barış süreci başlatsa en önde koşarım" dedi.FELÇLİ ANNEMİ BIRAKIP GELDİMHatemi siyasi partilerin Akil İnsanlar Heyeti üzerinden muhalefet yapmasına tepki gösterdi. Türkiye'de güçlü yapıya sahip muhalefet bulunmadığını ileri süren Hatemi şöyle konuştu:"Bu ülkede güçlü muhalefet yok, olmayınca da en ufak şeyden şüphe ediliyor, güven duyulmuyor. Örneğin; Akil İnsanlar üzerinden muhalefet yapılıyor. Bizim üzerimizden muhalefet yapmayın, bu hepimize zarar veriyor. Akil insanların kim olduğuna değil, ne yaptığına bakalım. Bizlere bu görev verildiğinde; 'Gidin şunları, şunları sorun' denilmedi. Aksine, anlatılmayan veya aktartılmayanların bildirilmesi istendi. Biz yapılamayanları dinliyor ve götürüyoruz. Biz köprü olmaya çalışıyoruz. Yoksa AK Parti'nin oy oranını da biliyorsunuz. İl ve ilçelerdeki parti temsilcilikleriyle bunu yapamaz mı? Bal gibi de yapar, hatta daha iyisini yapar. Bu sürece katkı sunmak için ben felçli annemi bırakarak bölgeye geliyorum. Barış için sonuna kadar varım ve benimle el ele olanlarla bu yolda yürümeye hazırım. Bu ülke bizim, bu ülkede güzellik ve barış olsun. AK Parti'ye veya Başbakan'a yapacağınız muhalefeti bizim üzerimizden yapmayın. Akil insanlar üzerinden yapılan muhalefet herkese zarar veriyor. Biz köprü olmaya çalışıyoruz. AK Parti'nin oy oranı belli, istese bu çalışmayı il ve ilçe temsilcilikleri üzerinden bal gibi yapar. Barış için bu görevi aldık. Bunun için AK Parti veya Başbakan'a yapılacak muhalefeti bizim üzerimizden yapmayın" dedi. Hatemi öte yandan heyet üyelerinin sadece ulaşım ve konaklama ücretlerinin ödendiğini, diğer masrafları ise kendilerinin karşıladığını kaydetti.ŞANS VERMEK LAZIMHeyet üyesi Ahmet Faruk Ünsal ise ülkemizde 30 yıldır yaşanan çatışma sürecinde sona gelindiğini söyledi. Devletin güvenlik adına her şeyi yaptığını belirten Ünsal, "On binlerin üzerinde insanlar cezaevine atıldı. Binlerce insan Irak dağlarında ve Türkiye'de dağlarda dolaşıyor. Bu yöntemle geldiğimiz noktada, problemin üzerinden gelemedik. Devletiyle şiddet üzerinden problemini çözmek isteyen tek grubu Türkiye'de yok. İrlanda'da da bu yapıldı, İspanya'da da, Latin Amerika, Güney Afrika'da benzer problemler oldu. Hiçbir yerde şiddetle sonuca ulaşılmadı. Nihayetinde ilk defa başka bir yöntem uygulanıyor. Bu iyi bir şey, dünyada bu işler nasıl çözülüyorsa Türkiye'de benzer çözüm arıyor. Buna şans vermek lazım. Bakın 3-4 aydır hiçbir gencimiz hayatını kaybetmiyor" dedi. Gerek soru soran, gerekse çözüm süreciyle ilgili düşüncelerini açıklayan gazeteciler arasında da zaman zaman gerginlik yaşandı. Siyasi parti ve sivil toplum örgütleriyle de biraraya gelen akil insanlar heyeti, bugün işadamlarıyla buluştuktan sonra akşam şehrimizden ayrılacak.REKTÖRLERLE DE GÖRÜŞTÜAkil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Grubu üyeleri, Gaziantep temasları kapsamında üniversite rektörleri ve akademisyenlerle bir araya geldi. Gaziantep Üniversitesi Rektörlük binasında düzenlenen toplantıya Gaziantep Üniversitesi Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özdemir ve Zirve Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Töremen ile çok sayıda öğretim üyesi katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, çözüm sürecinde üniversitelerden görüş alınmasından memnuniyet duyduklarını belirterek, "Türkiye'nin kendi iç sorunlarına dair, terör sorununa dair herkesin katkı vermesi kaçınılmazdır. Üniversiteler toplumun sorunlarına topluma katkı sağlamalıdır. Bu vizyondan hareketle bu çerçevede hareket ediyoruz. Türkiye'nin ayak bağları çözüldükçe, Türkiye'nin dünyada önü açılır. Bu sürece katkı vermenin çalışması içindeyiz" dedi.AKADEMİSYENLERİN GÖRÜŞLERİ ÖNEMLİHeyet başkanı Yılmaz Ensarioğlu ise çözüm sürecinde kamuoyunun talep ve beklentilerini tespit ettiklerini ifade ederek, akademisyenlerin görüşlerinin önemli olduğunu söyledi. Her kentte farklı aktörlerle görüş alışverişinde bulunduklarını anlatan Ensarioğlu, "Gaziantep, sorunu çok derinden yaşayan şehirlerle ülkenin geri kalanı arasında geçiş şehri konumunda. Çatışmaların yoğun olduğu yıllarda dahi adı olaylarla anılmamış ama geçtiğimiz ayda yaşadığımız gibi menfur hadisenin de meydana geldiği şehrimiz. İyi bir potansiyeli, 3 tane de üniversitesi var. İlk kez ülke olarak daha önce yaşamadığımız tecrübeyi yaşıyoruz. Bu tecrübeyi bilim insanlarının rehberliği ve desteği olmadan sağlıklı yürütmek, kalıcı bir çözüme, kavuşturmak adına üniversitelerin yapacağı çok şey var" diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından basına kapalı olarak gerçekleşen toplantının ardından heyet üyeleri STK temsilcileri ile bir araya geldi.