NİHAYET DİLİMİZ VE DERDİMİZDEN ANLAYAN BİRİ OLDU

Sünenin zararını, Keklik'in faydasını bir önceki yazılarımla öğrenmiş olduk. Birisi elimizdeki ekmeğe göz dikerken bir diğeri ekmeğimizin bütün olması için çaba sarf etmekte. Anlaşılan biri düşmanımız bir diğeri can dostumuz. İnsan hiç can dostuna kıyar mı? Elbet ki kıymaz. Öyleyse nedir bu can dostumuz Keklikten alıp veremediğimiz. Sünenin yok olması için doğada bizim için mücadele eden Kekli, Bıldırcın ve diğerlerinin korunması ve yaşatılması için hepimize iş düşmekte. Yani kendimiz için bir şeyler yapmak istemiyorsak gelecek ve gelecek neslimiz için yapalım. Yoksa yarin geç olacak. İşte bu nedenle "Gaziantep İl Genel Meclis Başkanı Menderes Karaduman" isyanında haksız değildir. Geçmiş yıllara baktığımızda bakın nasıl mücadele yapılmış.

"Bir Çuvalı 5 kuruşa" süne toplatılmış.

1930’lu yıllarda devlet, para ile süne toplatmış. Bir çuvalın, 5 kuruş ödemiş. O dönemlerde "bir çuval süne getir,5 kuruşu götür" lafı köy kahvelerinde espri konusu olmuş. Devlet yıllardır farklı yöntemlerle mücadelesini sürdürmekte. Bu yeteri olur mu elbet ki olmaz. Benim çiftçim "devlet hem süne ile mücadele etsin hem de süneli buğdayımı iyi fiyattan satın alsın" mantığından vazgeçmedikçe. Artan nüfusun gıda tüketiminin başında buğdaydan oluşan yiyecek ve ekmek gelmekte. Halk ekmeğinin sofrasında bütün olmasını ister. Köylünün cüzdanı kabarık olmasını isteyecektir. Ekmeklerin bütün cüzdanların kabarık olunması isteyen sorumluluğunu da bilecek. Bunun için de herkse kendine düşen görevi üslenmesi yerinde olur.

Devlet geçmişte farklı yöntemlerle süne ile mücadele yaptı. Günümüzde ki mücadelesinden birisi, keklik, bıldırcın üreterek doğaya salıverme yöntemini uygulamakta. Devletin ürettiği bu faydalı kuşları avcılar ve özellikle köylüler avlanma usulü ile yok etmekteler. Bu bana Nasrettin hocanın "bindiği dalı kestiği" ne. Bizde Nasrettin hocadan kalmaz bir hata içindeyiz. Bu duruma doğrudan doğruya aymazlık denir. Ne zaman ayarız acaba. Bu çağda bunları görmemek, anlamamak insanlığın yüz karasıdır.

Çiftçi, köylü kardeş, avcı arkadaş lütfen artık anlayışlı olalım. Özellikle doğanın dengesi için yararlı av hayvanlarının avından vazgeçelim. Doğada özgür kalsınlar. Ekmeğimizin baş düşmanı süne ile savaşıp dursunlar. Ekmeğimiz bütün, elimiz para görsün. Yaptığımız araştırmalarda bakınız o kuşlar bizler için neler yapmakta. Bunlardan sadece birkaçını paylaşalım.

KEKLİK: Günde 2000’den fazla süne- kımıl tüketmekte.

BILDIRCIN: Süne, kımıl, böcek tüketir. Ağaç kabuklarının altındaki böcek ve zararlıları, 1000 karınca vb yemekte.

SIĞIRCIK: 1000 sığırcık bir ayda 20 ton çekirge tüketmekte. GÖK KUZGUN: Bir günde vücut ağırlığının yarısı kadar böcek tüketmekte.

LEYLEK: Çok miktarda fare, yılan, göçeme, çekiğe vb tüketir. BAYKUŞ: Fare, böcek vb yanı sıra yavrulama mevsiminde günde 45-52 fare tüketmekte.

İBİBİK: Çok miktarda kabuk böceği ve tırtıl tüketmekte.

KIZIL ŞAHİN: Günde25-30 fare tüketmekte.

KUKUMAN: Fare, böcek çekirge vb türleri tüketmekte.

KERKENEZ: Fare, böcek tüketmekte.

ATMACA: Fare tüketmekte.

KARA LEYLEK: Fare, böcek tüketmekte.

EBABİL: Yavrulama zamanında 28 binden fazla uçan böcek, sinek ve benzerlerini tüketmekte. Sinek torbasında devamlı 900 civarında sinek taşımakta. Sinek bulamadığı zaman 1000 km gibi uzaklara giderek sinek ihtiyacını karşılamakta.

Kuşlar çok oburdurlar, bir kuşun günlük böcek tüketiminin kendi ağırlığından fazladır denilmekte. Şöyle bir düşünürsek, bir insan kendi ağırlığından fazla yiyecek tüketmiş olsa ne olurdu acaba. Diğer yandan bakıldığında özellikle çiftçinin baş düşmanları olan süne, fare, çekirge vb benzeri yiyeceklerle beslenen bu kuşların avlanıyor olması akıl alır gibi değil. Ne avladığımıza dikkat etmek gereklidir. Bir çiğnem et için, çocuklarımızın, torunlarımızın, tabiatın geleceğini hiçe saymaktayız. Ve cebimiz girecek parayı ve soframıza girecek ekmeği sokağa atmaktayız. İşte bu nedenle süne ile mücadelede avlanma yasaklarına harfiyen uyulması kaçınılmazdır. Bu konuda Gaziantep İl Genel Meclis Başkanı Menderes Karaduman’ın düşüncelerine katılmaktayım. Düşüncesinin mecliste karara alınması taraftarındayım. Bu hepimiz için iyi olacaktır.

Keklik avlanmasın, süne yaşamasın.

Bu yazımı Meclis toplantısından önce yayınlamak istedim fakat kısmet olmadı.