TEMA Vakfı ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Gaziantep Şube Başkanlığı yaptığım dönemlerde Keklik'in Süne mücadelesindeki başarısını devamlı dile getirmişimdir. Hatta konumumuz gereği o zamanlarda İl Çevre Av komisyonlarına katılırdım. Bu komisyonlarda avcılar, Çevre İl Müdürlüğü temsilcileri ve bir de ben olurdum. Komisyonun ana görevi avlanacak kuş ve hayvan sayıları ve avlanma zamanlarını belirlemekti. Bir avcının avlanma süresin içinde bir günde, hangi kuştan ve hayvandan ne kadar avlanmasına müsaade edilen sayıyı belirlemekti. Avcılar sayıyı yükseltirken ben düşürmeye çalışırdım. Onlar çoğunlukta idiler ben sadece, dönemin Çevre İl müdürü Sayın Mesut Nizplioğlu'nun desteğini alabiliyordum. Ben sayıyı ne kadar düşürebilirsem doğa için o kardı. Çoğunluk arasında bir kişi ne kadar başarılı olabilir ki. Bu konuda başarılı olamadığımı teyit ediyorum. Yıllardır bu konu üzerine kendimde bir eziklik vardı. Gazetemizin 17 Ağustos 2013 tarih ve Meral Kınacılar arkadaşımızın "Kekliklerin korunması" ile ilgili haberi okuyunca kendi kendime "Nihayet dilimizden ve derdimizden" anlayan biri çıktı dedim. Ve yüreğime bir ferahlık geldi. Umarım bu ferahlık kalıcı olur. Bende ki yılların eziklik izleri silinir. Gaziantep İl Genel Meclis Başkanı Menderes Karaduman'ın Keklik ile ilgili haklı isyanı, eminim ki gazetemizden daha önce okumuşsunuzdur. Konuyu kısa başlık altında sizlerle paylaşmakta fayda görüyorum. "Gaziantep İl Genel Meclis Başkanı Menderes Karaduman, üretilip doğaya salınan kekliklerin avcılar tarafından gelişi güzel vurulmasına tepki gösterdi. Karaduman, kekliklerin avlanmamasıyla ilgili önümüzdeki eylül ayı meclis toplantısında meclise kekliklerin korunmasıyla ilgili önerge vereceğini söyledi. Özel İdare'nin de destekleriyle üretilen kekliklerin doğaya salındıktan sonra avcılar tarafından avlandığını, buna bir sınırlama getirilmesi gerektiğini belirten Karaduman, "Avcıyım diye önüne geleni vuruyorlar. Doğaya bırakılan keklikler gelişigüzel avlıyorlar. Doğada keklik kalmadı. Bu işe bir düzen getirilmeli. Avlama süreleri düzenlenmeli. Herkes keklik avlayamamalı. Yazık değil mi? Bir taraftan sen keklik üretimine ağırlık ver, diğer taraftan birileri bu emekleri boşa çıkarırcasına keklik avlasın, doğanın dengesini bozsun" dedi. Karaduman, Türkiye'de en fazla kekliğin üretildiği Gaziantep'te gelişigüzel keklik avlanmasının önüne geçilebilmesi için önümüzdeki mecliste kekliklerin korunması için meclise bir önerge vereceğini söylerdi" Haber kısaca Kekliklerin gelişi güzel avlanması üzerinedir. Peki; neden Keklik avına bu kadar karşı çıkılıyor diyenler elbet ki olacaktır. Ah Keklik'in faydalarını bir bilseler ne avlanırlar nede avlanmaya müsaade ederler. Avcılık İslam dininde helal kılınmıştır. Helal kılındığı yılara ve günümüze bakıldığında avlamayı gerektiren faktörlerün ortadan kalktığını göreceğiz. O yıllarda yokluk vardı. Yolculuklar uzun ve zor şartlarda aşılırdı. Yolculuk süresince yiyecek bulma şansı neredeyse yoktu. Bu nedenlerden dolayı avlanma helal kılınmış. Günümüze bakılınca Şükürler olsun her türlü nimet her yerde mevcut. Avlanmak meşru bir iş ve mübahtır. Cenabı-ı Hak Kur'an-ı Keriminde insanların deniz ve karada avlanabilmelerini bildirmiş, bu yollarda nimetlerinden faydalanabileceklerini belirtmiştir. Bu hususta Maide Süresinin 96. ayetinin mealinde öyle buyurmuştur. "Deniz avı ve yiyeceği istifadeniz için size helal kılındı. Kara avı ise, ihramda bulunduğunuz müddetçe size haram kılınmıştır. Kıyamet Günü huzurunda toplanacağınız Allah'tan korkun ve yasaklarını çiğnemekten sakının." Sırf spor, eğlenme ve zevk için avlanmak dinen haram olmasa da bu işle meşgul olmak insanın canlılara olan merhamet ve şefkat duygularını törpüler, kalbe katılık ve gaflet verir Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bir hadis-i şerifte bu hususa şöyle işaret ederler:
"Çölde oturan kimse sert tabiatlı olur. Avcılıkla meşgul olan kimse gafil olur. Bir sebep ve ihtiyaç yokken sultana yaklaşan kimse de fitneye maruz kalır."
 Bu arada "Yerdekilere merhametli ve müşfik davranın ki, göktekiler de size acısın" mealindeki hadis-i şerifi de hatırdan uzak tutmamak gerekir. Avlanma başlıca üç maksat için yapılır. 1. Etinden, dişi, boynuzu ve derisinden, tehlike ve zararlarından kurtulmak için. Bu hususlara bakıldığında çağımızda sadece Tehlike ve zararlarını gerektirenlerin avlanması doğrudur. Ekolojik denge denen bir hadise vardır. Tabiatta yaratılan ne varsa hepsi birbirine bağlıdır. Bir canlı türünün neslinin tükenmesi bu dengeyi bozar. Gaziantep İl Genel Meclisi Başkanı Menderes Karaduman'ın ve bizim Keklik avlanmasına neden karşı çıktığımızı ilerleyen yazımızda beraber bilgilenelim. Keklik ile süneyi iyi tanıyalım. Devam edecek.