Üç çeyrek yüzyıldan fazla bir zaman önce Antebe gelen Gazi böyle karşılanmamalıydı! Bugün adını verdiği Gaziantep'te yer yerinden oynamalı, büyük-küçük herkes sokaklara dökülerek 78. yıl önce olduğu gibi karşılamalıydı Gazisini...
Ama öyle olmadı. Bir avuç insandan oluşan kalabalık, Atası ve hemşehrisi Gazi'sini rütbesiz bir askerini karşılar gibi karşıladı.
Her yıl biraz daha azaldığı gözlenen kalabalık için bu defa ne bahane edecek merak ediyorum...
İki damla yağan yağmur mu? Kim inanır?
Hafta içiydi herkes işinin başındaydı, gibi mazeret üretenler çıkarsa onlara sorarlar :
İşsizliğin olağanüstü yaşandığı Gaziantep'te, müşteri sıraya mı girdi herkesin yapacağı bir iş mi var?
Cumhuriyetçiler, korkusundan sokağa çıkamadı dedirtecek bir görüntü sergilendi dün. Ne memleket sevdası, ne Gazi'ye duyulan şükran açıkça ortaya konularak sevinç çığlıkları atılamadı!
Bırakın caddedeki yürüyenleri, onların ne yaptığını merak ederek pencerelere, balkonlara çıkarak bayrak sallayan kimse de yoktu! Birkaç kişinin katılımıyla Gaziantep Lisesi önünden başlatılan Ulu Gazi Gazikent'e hoş geldin yürüyüşüne birkaç erkek katkı vermeseydi kalabalık yok denecek kadar az olacaktı...

YÜRÜYÜŞTEKİ AMAÇ GÜÇ GÖSTERİSİ MİYDİ?

Yürüyüşe katkı sağlayacaklarına inanılan aydıncıklardan yoksun başlatılan yürüyüşün siyasi bir maksadı mı vardı?
Sanmıyorum...
Ata'sının Gazikente gelişini kutlamak istiyen insanlar, bu haklı gururu herkesle birlikte paylaşmak ve bunun zevkini çıkartmak istiyordu. O kadar...
Ama umulduğu gibi olmadı.
Bir kaç Kadın Derneği yöneticisinin birkaç üyesini katabildiği
yürüyüş, bireysel bir kalabalıktan öteye gidemedi...
Yukarıda da söyledim...
Böylesi kutlu bir anıyı paylaşmak isteyenlerin siyasi bir maksadı olamaz. Kimseye güç göstermek gibi bir düşüncenin taşındığını da hiç sanmıyorum. Adaşı memleketine gelmiş insanların duyduğu memnuniyet hissini herkesle paylaşmak istemesinden başka bir şey değildi sergilenmek istenen...
Hepsi bu...

CUMHURİYET VE KARŞITLARI KİM?

Yürüyüşten sonra bir kaç kişiyle konuştum. Demokratlıkta mangalda kül bırakmayanlar, neden yüreklerin ortaya konulamadığından söz ederken.. katılmadıkları yürüyüşü yorumladılar!
Oğlu, kızı, damadı kamuda çalışanlar var. Bunlar, kendi geleceklerini karartmamak için yürüyüşe katılmamış olabilirler. Devlet ihalesi almış olanlar, yurtlarda barınan ve burs almış öğrencisi olanlar var. Bu çekinceler yüzünden yürüyüş beklenen ilgiyi görmemiş olabilir.
Bir başkası tartışılacak bir başka şey söylüyor :
Memlekette korku imparatorluğu tesis edilmiş. Herkes biribirinden korkuyor!
Ne demek şimdi bu?
Yedi düvele kafa tutmuş bir ülke insanının yüreğindeki korkuya bakın.
İnanılır gibi değil...
Memlekette korku imparatorluğu tesis edilmiş miş. Herkes biribirinden korkuyor muş!
Pek doğru bulmuyor olsam da var gibi gösterilen cumhuriyetçilerle karşıtlarının kavgası ülke geleceği için büyük tehlikedir.
Kimsenin kimseden korkup çekinmesine gerek yok. Türkiyemizin cadde ve sokakları herkese yetecek genişliktedir.
İnsanlar gözlerinin önüne bakmayıp karınlarından konuşmaya devam ettiği sürece, bu ülkeyi yıkmak için düşmana ihtiyaç yoktur! Evel Allah, biz bize yeter de artarız bile...