Covid-19, hayatımıza gireli henüz bir buçuk yıl oldu. Bu dönemde ülke olarak samimi örflerimize, misafirperverliğimize, gündelik hayatta sevdiklerimize ve arkadaşlarımıza gösterdiğimiz samimi jestlerimize veda etmek zorunda kaldık. Her bireyin ‘Pandemi’ kavramına karşı tutumu faklı oldu. Kimileri bu durumun medya ve kamu tarafından abartılmış bir ‘hurafe’ olduğu fikrine ısrarla tutunurken kimileri ise aile üyeleriyle dahi güven duygusuyla yakın temas kuramayacak düzeyde psikozlar yaşamakta.Koronavirüs Psikolojik Sorunları TetiklediCovid pandemisinin dünyada tümüyle kontrol altına alınıp- alınamayacağı ya da bu enfeksiyonun dünya üzerinden tümüyle yok olup- olmayacağı tartışmaları ve öngörüleri şöyle dursun, mutlak bir gerçek var ki o da; koronanın hayatımıza kattığı değişikliklerin uzun vadede dahi tam anlamıyla silinmesinin mümkün olmadığı gerçeği. Enfeksiyona yakalanan kişilere ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Özellikle enfeksiyona maruz kalan bireylerde hastalığın seyri kişiden kişiye değişiklik gösterse de birçok hastada psikolojik ve/veya fizyolojik birtakım etkiler kalıcı olma eğilimi göstermekte.Hastalardaki Psikolojik Baskılar Ölüm Korkusu YaratıyorKliniğimizde “Post - Covid Sendromu”, “Covid Sonrası Sendromu” ya da “Uzamış Covid Sendromu” isimleri ile de adlandırılmakta olan bu hastalarda sık rastlanan Covid sonrası şikâyetlerle karşılaşmaktayız. Bunlar arasında; solunum sıkıntıları, aşırı halsizlik, bulantı- kusma, baş ağrıları başta olmak üzere eklem ve kas ağrıları, abartılı uykuya meyil hallerinin kliniğe ilk başvuruda sıklıkla varlığını gözlemlemekteyiz. Ruhsal düzeyde ise, hastalık döneminde edinilen ölüm korkusu, yataktan kalkmaya dahi engel olan endişe ve isteksizlik hali, kendini sakınma ve gündelik hayata dönüşle ilgili endişeler hatta fobiler gözlemlenmektedir.