İsveç’ten bir hanım kızımız sosyal medyadan bir klip yapmış/yaptırmış yardım istiyor. Babası İsveç’te hastalanmış, sonuçta bekledikleri ilgiyi görememişler hastayı eve göndermişler. Zaten bizde de yapılan işlem bu! Kızcağız da bize yardım edin diyor. Bildiğiniz gibi Sağlık Bakanımız bu kızın sesine ses vererek, masrafa falan bakmayıp, bir ambülans uçak gönderip hastayı, karısını, bir de bir kardeşi aldırıp memleketimize getirerek gerekli işlemleri yapmak üzere…Cumhurbaşkanımız da o kızı telefonla arayarak teşekkürlerine mazhar oluyor ve kendisi de kızımızın mutluluk sesini duymak nasip ettiği için Mevlâsına hamd ediyor, şükürler ediyor….

Bize bu günleri yaşattıkları için bizler de onlara ne desek az. Hükûmetimiz bu corona yüzünden zayıflayan ekonomimizi, güçlendirmek için bir yandan tarımda desteklerle gelecekte aç kalmamamızı sağlıyor öte yandan artan masraflarımızı da bir nebze olsun kesilen cezalarla karşılayabiliyor! İsveçteki bir vatandaşımız için bir üçük uçak göndermişiz, bunun lafı mı olur,biz de uçak çok! Siz bunun ülkemize nasıl bir presttij sağladığını düşünün. Tabii mhalif falan değilseniz !!!

Sağlık bakanlığımızın salgın konusunda hazırlıklı olduğu başka bir çok ülkeye göre daha tedbirli ve iyi davrandığı yabancı ülkelerce de kabul ediliyor. Hatta bizim henüz birçoklarımız maske dezenfektan bulamazken yabancı ülkelere tonlarca sıhhi malzeme yardımı yaptığımızı da öğreniyoruz.

Aksaklıklar olsa da gerçeği kabullenmek gerek, sağlık bakanlığının bugüne kadar ki performansı iyi gözüküyor. Başka ülkelere yardıma gelince öyle uygun görülmüş ki, yapılıyor…

Değerli büyüklerimiz herhalde, bayramda, seyranda içerdeki gazetecilerimizin, ya da fikir adamlarımızın, ya da siyasilerimizin yakınlarını arayarak onların da hayır duasını alırlar!

Tabii bu arada Türkiye’mizin kendilerini beğenmiş Avrupa Ülkelerinden bile daha ilerde olduğunu, en azından sağlık yönetimi bakımından onlardan kat be kat iyi olduğunu falan da övünerek vurgulamaktan kendimizi alamıyoruz. Bir çok ülke bize teşekkürlerini bildiriyor. Dünya gazeteleri harıl harıl bizim üstünlüğümüzü yazıyor!

Gazeteciler yazarlar derken aklım yıllar öncesine gidiyor. Mahmut Makal Bizim Köyden dolayı o günkü iktidarın gözünde, hedefinde anlamında gözünde!!! O sıralar İstanbul’da bir okulda görevli. Makal’ın tayinini doğuda bir yerlere çıkarıyorlar. Memurluk yapanlar bilirler: tayinlerde devlet önce “Yolluğunu” verir, sonra da on beş gün içinde görevinin başında olmasını bekler memurunun! Yolluk vermezler Makala. Makal telgrafı döşenir Milli Eğitim Bakanlığına:

“…..ya tayin emrini tebellüğ ettim. Yolluğumu hâlâ alamadım. Başkaca param da olmadığından bugün….. tarihinde, saat….da İstanbul,….mahalle,…sokaktaki evimden,….. ….e gitmek üzere yaya olarak yola düştüm. Görev yerime vardığımda görev başladığımı ayrıca bildireceğim.”

Şimdi bir o zamanki Türkiye’ye bakıyorum, bir de taa İsveçlerdeki bir vatandaşımızı özel uçakla aldırıp hastalığına çare bulmaya çalışan Böyük Türkiyeye!…

Hey be zalim Corona , gene de bizim ülkemizi başka ülkelere övünerek tanıtmak olanağı verdiğin için bize yararlı oldun…