CHP de şu ana kadar il ve ilçe teşkilatları için genel merkez, özellikle Kemal Kılıçdaroğlu atama yapmıyor ve Gaziantep’te bu partiyi aylardır başkansız ve yöneticisiz bırakıyorsa, herkes şapkasını önüne koymalı. Siyasette ender rastlanılan bu uygulamanın bir zamanlar CHP'nin kalesi denilen Gaziantep’te yapılıyor olmasına sessiz kalmak, suçu kabullenmek demektir. Yıllardır 70-80 kişinin “dön dolaş yine bana gel - al gülüm ver gülüm” diyen, “koltuk yoksa ben yokum” diyecek kadar kendi çıkarını düşünen, dedikodu üreten, onu da siyaset zanneden, istediği aday olmayınca başka partiye çalışacak kadar egoist olanların da yer aldığı, hatta yönettiği il ve ilçelerdeki durum, nihayetinde partinin genel başkanına YETER dedirtti. PARTİNİN HAFIZASINI BİLMEYEN YÖNETİCİLİK YAPIYOR Ve böylece koskoca parti şu anda Gaziantep gibi bir şehirde ayıbın da ötesinde bir konuma geliverdi. Biliyorsunuz hafta içinde Gaziantep’te kurulduğundan beri il başkanlığı yapanların listesini yayınladık. Çok iyi biliyorum ki, yıllardır partinin yönetim kademesinde olanların çoğu, vefat edenler dahil çoğunun isimlerini bilmiyordu. Oysa bir siyasetçinin yapacağı ilk iş, hangi partideyse, o partinin tarihini ve kent hafızasını öğrenmeli. Araştırmalı. Bilmeli. Bu sadece CHP’ye mahsus değil elbette. AK Parti çok eski olmadığı için diyemem ama bu sözüm MHP için de geçerlidir. Çünkü ziyaretime gelenlerin veya konuştuklarımın çoğuna partinin geçmiş il başkanlarını ve ülkü ocakları başkanlarını sorduğumda bilmediklerine şahit olmuşumdur. PARTİYİ BU NOKTALARA GETİRENLER LÜTFEN GERİ ÇEKİLSİN ARTIK Diyeceğim o ki, CHP’nin Gaziantep’te artık bir silkinişe ihtiyacı vardır. Elbette bu diriliş yeni isimler, yeni yüzlerle gerçekleşir. Bu benim şahsi görüşüm, katılan da olacaktır, katılmayan da. Ama artık bilindiklerle bu işlerin olmayacağı, onların bir kenara çekilip, yenilere yol açmasının zamanı gelmiştir demek zorundayım. Bunda da ağırlıklı olarak gençler ve kadınlar ön planda olmalıdır. Çok net ifade ediyorum, eski klasik ve bilindik siyasi anlayışı artık herkes unutsun. Kafada genç, fikirde genç, düşüncede genç olmalı bu partide görev yapacaklar…Hayatın gerçeklerinde, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılıkta, yöneticilikte, ilişkilerde, bilindik uygulamaları bir kenara bırakıp, partiyi halk ile bütünleştirecek, her kesimi kucaklayacak, küçük olsun benim olsun demeyecek, çok geniş mesleklerden oluşacak ekipler kuracak, Türkiye gerçekleriyle, Gaziantep gerçeğini önemseyip kentin sorunlarıyla uğraşıp gündeme getirecek, gençliğe tamamen kucak açacak bir zihniyete sahip genç kafalar. Bu nitelikte isimler CHP’de çok var. Maalesef yıllardır o isimlerin kapıdan içeriye girilmesine müsaade edilmedi. Bir türlü sosyal demokratlaşamadılar. Partinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisini devam ettiremediler. 6 OK’ un anlamını bile öğrenmeye gerek görmediler. Maalesef klasik anlayışla partiyi yönetmeye kalkıştılar. İşte sonuç gelinen noktadır. Umarız Kemal Kılıçdaroğlu, radikal bir karar alır, mevcutlara teşekkür eder, partiyi çok şey katacak yepyeni isimlere yönelir. Son sözüm; CHP’de “partiden ne alabilirim” diyen değil, “partiye ne katabilirim ne verebilirim” diyen isimler olmalı. TİCARET ODASI KENTİN SESİ OLDU Tuncay Yıldırım dönemiyle birlikte bir süre önce idari yönden yaşadığı kısa süreli şoklardan çabucak kurtulan ve Gaziantep’in sorunlarında kent halkının yanında bir anlayışa bürünen Gaziantep Ticaret Odasının çalışmalarını takdirle izliyoruz. Durmuyorlar, üretiyorlar. Sessiz kalmıyorlar gerektiğinde haykırıyorlar. Doğrusu sonuç da alıyorlar. Tuncay Yıldırım ve ekibinin bu çalışmalarını elbette beğenerek izliyoruz. Bugüne kadar yaptıklarını genellikle anlattık sizlere. Şimdi ise tam da olmasını istediğimiz, yapılması gerekeni gerçekleştirdiler. Çıkardılar kentin tüm raporunu, toplanıp gittiler Ankara’ya. Başkentte 2 gün boyunca ellerinde raporlarla her kapıyı çaldılar. Gaziantep’in fotoğrafını çıkarıp önlerine koydular. “Gaziantep’te SGK verilerine göre kayıtlı aktif 34.165 işyeri bulunuyor. Bu işyerlerinin 28.748’i ise Gaziantep Ticaret Odası üyesidir. Yani Odamız Gaziantep iş dünyasının %84’ünün temsilcisi niteliğindedir” dediler. Ama hemen ekleyip, “ Bu temsil aslında 30 bine yaklaşan firmanın çalışanları ve aileleri ile birlikte tüm şehrin temsiliyeti niteliğindedir. Gaziantep Ticaret Odası olarak, yaşadığımız bu olağanüstü salgın sürecinde, şehrin sesi olabilme sorumluluğumuzun verdiği yükün daha da arttığının farkında olarak hareket ediyoruz” şeklinde konuştular. Başta “Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün kapısını çaldılar. Sonra TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na gittiler. Sırasıyla Gaziantep milletvekilleri Nejat Koçer, Ahmet Uzer, Sermet Atay, Derya Bakbak, Mehmet Erdoğan, İmam Hüseyin Filiz, İrfan Kaplan, Mehmet Sait Kirazoğlu, Ali Şahin, Bayram Yılmazkaya, Müslüm Yüksel ile uzun uzadıya kentin sorunlarını konuştular. Daha sonra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan’a, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Mehmet Selim Bağlı’ya ve KOSGEB Başkanı Hasan Basri Kurt’a uğrayıp hazırladıkları raporu sundular. Haberimizde detayları okuyacaksınız. Benim söyleyeceğim tek şey; Gaziantep’te faaliyet gösteren tüm oda ve STK’ların kent sorunlarını ve yaşananları sık sık dile getirmeleri ve çözümünde takipçisi olmalarıdır. Teşekkürler Gaziantep Ticaret Odası… AYAKKABI MESLEĞİNDE ELEMAN YETİŞMİYOR Sektörden değerli bir arkadaşım yazmış. Bir zamanlar Türkiye’de hatta yurt dışında en çok ilgiyi gören ayakkabıcılık sektörünün geleceğinin yok edilişine göz yumulmamasını istiyor Nail Satıl arkadaşımız. Gelin yazdıklarını birlikte okuyalım: “Merhaba Ökkeş abi bir konu arzedecektim. Ayakkabıcılık mesleği ve bunun gibi bir çok meslekte şu an eleman yetişmiyor. Aileler bu konuda çok duyarsız. Çocuklar da kolay işler veya bir süre okuyup memur olmak istiyor. Okuyamayanlar ise daha sonra çok sıkıntı çekip fabrikalarda iş arıyor. Bu konu gerçekten çok ciddi. Üzerinde durulmuyor maalesef. Siz bir şeyler yazarsanız aileler, sivil toplum örgütleri ve kentin yöneticileri belki ilgilenecektir. Bununla ilgili bir çalışma yapabilir mi. Bizim ayakkabıcılar sitesinde daha önce siz yazdınız boş bir arazi var, burası meslek okulu yapılıp çocuklara teşvik verilip yarı eğitim, yarı çalışma şeklinde mesleğe kazandırılabilir. Böylece çocuk hem okuyacak hem de para kazanacak. Yoksa mesleklerin çoğu tekelleşecek ve küçük esnaf yok olup gidecek. Bakın Ziylan ve Carin gibi firmalar Şanlıurfa gibi kente yatırım yapıyorlar. Çünkü o ilde teşvik var. Bu konu ile ilgilenirseniz çok sevinirim.” Evet umarım Tuncay Yıldırım Başkan bu konuya da el atar öncülük ederek çok önemli bir sorun çözüme kavuşur. HEPİNİZE SAĞLIKLI HAFTALAR