Türkiye’de çocukların yüzde 20’si siber zorbalık mağduru!Yaptıkları bir araştırma kapsamında elde ettikleri verileri de seminerde paylaşan Baştürk, Türkiye’deki çocukların yüzde 20’sinin siber zorbalık mağduru olduğunu paylaşıyor. Yüzde 15’inin de siber zorba olduğunu ve mağdurlardan zorbaya dönüşüme sıkça rastladıklarını ekliyor. Siber zorbalığın ilk adımlarından biri olan küfür içerikli mesajlaşma ise yüzde 50’nin üzerinde bir orana sahip. Araştırmada, erkek çocukları daha çok "kızgınlıktan" zorbalık yaptığını paylaşırken, kız çocukları ise "üzüldükleri" için yaptıklarını ifade ediyorlar. İletişim uzmanı Prof. Dr. Emel Baştürk, bu sorunların çözümünün aileden ve çocuğa erken yaşta dijital okuryazarlık yetisinin kazandırılması olduğunu belirtiyor.Fanusta Yaşayan Çocuklar, Zorbalığa Daha Fazla Maruz Kalabiliyorlar!Ailelere düşenin çocuklarının karakterini ezmeden, yok saymadan, uygulanabilir kararlar almak olduğunu belirten Baştürk, anlayarak, dinleyerek, ihtiyaçları belirleyerek kararların birlikte alınması gerektiğini belirtiyor ve “oyun oynama demek yerine alternatifler sunmalıyız, birlikte rutinler oluşturmalıyız” diyor. Asıl amacın çocuğun zaman planlama becerisi geliştirmesi ve kullandığı zamanlarda da interneti güvenli şekilde kullanabilmesi olduğunu söylüyor. Özellikle içinde bulunduğumuz şartların da bu problemleri arttırdığını, bu nedenle evlere hapsolan çocuklara karşı kısıtlamaların da daha uygulanabilir olması gerektiğini savunuyor. Tamamen kısıtlanan, fanusta yaşatılan çocukların bu tip zorbalıklara daha fazla maruz kalabildiğini ve diğer çocuklara oranla da daha savunmasız olduğunu sözlerine ekliyor.Prof. Dr. Emel Baştürk, zorbalık yaşandığında ise, çocuğu suçlamadan önce ilk işin "güven vermek" ve "korumak" olması gerektiğini, durumu çözdükten sonra ise tekrar yaşanmaması için nerelerde yanlışlar yapıldığına birlikte bir çözüm getirmeyi öneriyor.“SİBER DÜNYADA DA EBEVENY YÖNLENDİRMESİ VE VARLIĞI ÖNEMLİ”Uğur Koleji Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Selen Balkaya, ”Eğitim ve bilişim teknolojileri üzerine birçok uygulamanın ve girişimin kuruculuğunda bulunmuş biri olarak Boğaziçi Üniversitesi işletme bölümünde “eğitim teknolojileri” üzerine yoğunlaştırdığım doktora sürecimde de “siber zorbalık” yine gündemimizin en üstünde konumlanıyordu. Aileleri ve velilerimizi "ısrarcı ve baskıcı" bir tutumu benimsemek yerine özellikle rehberlik birimleriyle koordineli olarak çocuklarına “anlayışlı bir biçimde” siber dünyada olan tehlikeleri anlatmaları konusunda yönlendiriyoruz. İzleyici rolünden çıkarak çocuklarıyla siber dünya konusunda da yönlendirici ebeveyn ilişkisini sağlıklı bir şekilde kurmaları için velilerimizi yönlendirmekteyiz” dedi.