Geçen hafta yazmış ve “Korona niye çoğalmasın” başlığı altında insanların bakış açısıyla yaklaşımını dile getirerek “Çünkü insanlar, ülkeyi ve şehirleri yönetenlerin tedbir açısından örnek teşkil edecek uygulamalardaki çifte standartını gördü ve umursamaz davranmaya başladı” demiş, bunu da örnekleriyle sıralamıştım. Okumayanlarınız varsa mutlaka okuyun.. Şimdi söyleyeceklerim daha farklı.. Maalesef Türkiye’de olduğu gibi her geçen gün, Gaziantep’te de rakamlar inanılmaz şekilde yükseliyor. Gastronomi ve ihracat haberleri bile Korona’nın gölgesinde kaldı.. Bu şehirde bırakın hasta sayısını, ölenleri bile rakamsal olarak kimse doğru dürüst bilmiyor. Geçmiş yıllarda mezarlıkta ölen kişinin neden öldüğü yazılırdı, şimdi o da yazılmıyor. Sadece resmi kayıtlarda yazılıyor, onu da halk görmüyor, sadece şehrin üst düzey yöneticileri biliyor.. HALKIN KENT YÖNETİCİLERİNE ELEŞTİRİSİGelelim asıl söyleyeceklerime.. Sakın kimse darılıp gücenmesin.. Çünkü Gaziantep kendi haline bırakılacak ve sürü bağışıklığına terkedilecek bir memleket değil.. Bu şehirde yaşıyorsak, bu şehirde öleceksek, bu topraklara gömüleceksek, o zaman bırakın gazeteciliği, önce vatandaşlık görevimi yapmalıyım.. Zaten gazetecilik filan kalmadı bu şehirde.. Maalesef, son dönemlerde Gaziantep’te yaşayanların büyük bölümü, zengini fakiri, esnafı, memuru aklınıza ne geliyorsa sayın, hepsinin ortak bir şikayeti ve eleştirisi var.. İster kabul edilsin ister edilmesin, o da şehir bu halde iken, kenti yönetenlerin tek icraatı olarak, açılışlar, törenler, ağaç dikme ve birçok etkinlikleriyle gündeme gelmeleri.. Elbette bunlar da olacak, ama şehir yangın yeri iken, hastanelerde yatacak yer bulunamazken, Pandemi kurulu bile en son 1 Ekim 2020 tarihinden bu yana, yani yaklaşık 45 gündür toplanamazken, yöneticilerimizin gündeme bu şekilde gelmeleri, tepki boyutunu ciddi biçimde arttırıyor.. COVİD İLAÇLARI KARABORSADA BİLE BULUNMUYORBu çerçeveden hareketle biz vatandaşlar, kenti yönetenlerden, özellikle Vali Sayın Davut Gül ile Sayın Fatma Şahin’in, biraz sosyal faaliyetlerine ara verip bu çaresizlik üzerine çözümler üretmesini bekliyoruz.. Çünkü Gaziantep yangın yeri.. Hastaneler dolu, insanlar çaresiz.. Bırakın devlet hastanelerini, özel hastanelerde bile yer bulunamıyor. Buna hasta olan doktor ve sağlık çalışanları dahil.. Test deseniz işiniz çok zor.. İlaç deseniz karaborsa da bile bulunmuyor.. Doktorlar ve sağlık çalışanları perişan, yorgun ve hasta.. Hem de pozitif.. Filyasyon uygulaması bu şehrin yükünün altından kalkamıyor.. Çok yetersizler.. Sokaklar, işyerleri Covidli hastalarla dolu.. Evlerde en yakınlarınız bile pozitifli dolaşmaya başladı.. Bırakın Çemberin daralmasını, Gaziantep olarak resmen çemberin göbeğine düştük.. Düşünün işin vehametini.. GAZİANTEP, GAZİANTEPLİLİĞİNİ GÖSTERMELİGEREKİRSE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI GETİRİLMELİBir kere ne yapıp edip, acilen silkinmemiz lazım.. Hem de çok acil.. Ne olursa olsun Sayın Vali Davut Gül ve Fatma Şahin artık herşeyi bir kenara bırakıp çözümler üretmeli.. Mutlaka ama mutlaka sahra hastanesi için harekete geçilmeli.. Çok iyi bilinmeli ki, bu şehir kolları sıvadığında 15 günde sahra hastanesi kuracak güçtedir.. Kaldı ki Ortadoğu Fuar Alanı bu iş için çok uygun. Daha önce de gündeme getirildi ama askıya alındı. Bakanlık izni filan elbette gerekli ama, artık Gaziantep’in tüm gücünü kullanıp bu konuda kararlı olması gerekiyor.. Gaziantep Türkiye’ye rol model olacak nitelikte bir şehir olduğunu bir kez daha bu olayda gösterebilmeli.. Bakanlığa öneriler sunmalı. Çözümler üretici tavsiyeleri rapor olarak hazırlamalı. Kaldı ki şu anda bu şehirde Sağlık Bakanlığının Covid Koordinatörü çalışma yapıyor. Bu yetkiliyle de görüşülüp harekete geçilebilir.. Hiç yapılamıyorsa, o zaman elde mevcut Bossan hastanesi var.. Tahminim 600 yataklı olan bu hastane pandemi için geçici olarak kullanılabilir.. Dahası şehirde boş binalar değerlendirilebilir.. Bunlar ortak akılla olur elbette.. Ama öncülüğünü Vali Davut Gül ve Fatma Şahin ile Milletvekili arkadaşlarımız yapmalı.. Çünkü artık bıçak kemiğe dayandı.. Ortalama günde 1.500- 1.800 vaka sayısının olduğunun iddia edildiği, her ne kadar açıklanmasa da vefat edenlerin sayısının az olmadığı şehrimizde, ne kadar ağır yaptırımlar olursa olsun herkes razı olacak noktaya geldi.. Gerekiyorsa 14 günlük sokağa çıkma yasağı getirilebilir.. Buna kimse de böyle bir ortamda itiraz edemez.. Yeter ki alt yapısı iyi oluşturulsun.. EPİDEMİYOLOJİ DOKTORUNUN OLMADIĞI PANDEMİ KURULUSon bir şey daha var söyleyeceklerim arasında.. Yaklaşık 35 yetkiliden oluşan Pandemi kurulunda bir tane Epidemiyoloji doktoru bulunmuyor.. Sordum “Gaziantep'te var ” dediler. Peki niye Pandemi kuruluna alınmıyor dediğimde ses çıkarmadılar. Oysa Epidemiyoloji doktoru tam da bu günler için gerekli.. Toplumdaki hastalıkla ilgili durumların dağılımında, görülme sıklıklarında, bunları belirleyip, veri toplayan, kategoriye ayıran, sentez yapan, derleyen toplayan ve rapor hazırlayan bir uzmanın olmayışı ne kadar büyük eksik.. Kurulda bir Epidemiyolog olsa, şehrin istatiksel analizlerini planlar, çözümlerin gerçekleşmesini sağlamak için rehberlik yapar.. Ama yok maalesef.. Sayın Valimizin dikkatine sunuyorum.. KORKUT KÜÇÜKCAN İÇİN ADALET İSTEMEK HAKKIMIZDIRBir yıl oldu.. Hala yüreğimiz yanıyor. Bazılarına göre altı üstü bir mühendis.. Kimilerine göre bir sürü insan ölüyor ne var bunda ki büyütüyorsunuz sözleri.. Kimilerine göre ise tek suçlu Korkut.. Ben onu bunu bilmem.. Türkiye'de ve Gaziantepte LİYAKATLI insanlar kolay yetişmiyor. Bu şehir bir Korkut'u ne zaman bulabilir bilemeyiz ama yeni Korkutlar çıkabilmesi için Adalet beklentimiz büyüktür.. Kimseyi suçlamak istemiyoruz. Sadece bu işte kusuru olanlar, ayrımcılık yapılmadan adalet önüne çıkarılmalıdır.. Bu iş uzadıkça, suçlular korundukça, bu kentin duyarlı insanlarının öfkesi artacaktır.. Kimse bu olayın kapatılmasını istemiyor. Adalet Bakanlı bu şehirde Adalet istiyoruz seslerine kulak verilmesi gerekir..LÜTFEN SAĞLIĞINIZA DİKKAT EDİN