Kongre bittikten sonra yazdığım son yazıda "Artık önümüze bakacağız"demiş ve şu görüşlere yer vermiştim
"Bu ifadeler teknik direktör ve futbolcuların genellikle maçlardan sonra kullandıkları sözcükler.....
Ama biz bu sözcükleri bu günden itibaren kendimize de kullanacak ve "artık önümüze bakacağız"diyeceğiz...
Yanlışları hataları kendi deneyimlerimize dayanarak elbette yine değerlendireceğiz... Her zaman olduğu gibi, yapılacak iyi şeylerin de hakkını vereceğiz...
İbrahim Kızıl Başkanlığındaki yönetimin soluk almasını sağlayıcı yayınlarımız mutlaka olacak...
Hepsini yine her zaman olduğu gibi, GAZİANTEPSPOR adına, GAZİANTEPSPOR menfaatleri doğrultusunda destekleyeceğiz...
Çünkü şu anda Gaziantepspor'umuz onlara emanet...
Uyarılarımız kadar yol göstericiliğimiz olacak...
Başta İbrahim Kızıl olmak üzere, yetkili konumdakilerden isteğimiz, Gaziantepspor adına verecekleri kararları defalarca düşünüp öyle hayata geçirmeleri olacak...
Özellikle transferlerde hata yapmamaları gerektiğini çok iyi bilmeleri olacak...
Gaziantepspor'un bütçesini borçlara dayalı olarak büyütmenin, gelecekte bu kulübün başına bela olabileceği, borçlanma yönünden büyük tehlikeyle karşı karşıya kalacağı ihtimalini de göz önünde bulundurmaları özellikle gerek...
Yani işin özü; birşeyler yapayım derken, Gaziantepspor'u aşırı şekilde borçlandırıp bütçesini allak bullak etme yanlışlığına düşülmemeli...
Şu anda söyleyeceklerimiz kısaca budur...
Gerekli gördüğümüzde uyarılarımızı, eleştirilerimizi ve övgülerimizi sıralayacağız...
Yeni yönetimdeki tüm arkadaşlara görevleri hayırlı olsun...

Evet... Bunları söylemiş ve yönetimin yapacaklarını bekleyip görmek üzere köşemize çekilmiştik.
O günden beri spor konusunda tek kelime yazmadım...
Kongrenin üzerinden 17 gün geçti...
Tüm sporseverlerin olduğu gibi benim de aklımda kalan İbrahim Kızıl'ın "önümüzdeki çarşamba iki futbolcu getireceğim, tüm ulusal basın ayağa kalkacak" sözü oldu...
Herkes gibi biz de heyecanlandık...
Bir ara "Denilson"denildi, adamın ancak fotoğrafını görebildik...
Bir Zenga ile heyecanlandık ama dünyanın en büyük teknik direktörü gelmiş gibi bir hava yaratılmasına da endişeyle baktık...
Yine de Zenga'ya sempatiyle bakma ihtiyacı hissettik...
"Belki bir hareket getirebilir"diye...
Ama hareketin futbolcu kadrosu ile geleceğini, başarıya yönelik istikrarın sadece teknik adamda değil, kulüp yapısında olduğunu, heyecanın kaliteli futbolcu transferiyle geleceği gerçeğini de asla aklımızdan çıkarmadık...
Tıpkı "önümüzdeki çarşambayı" çıkarmadığımız gibi...
Kaç çarşamba geçti hatırlamıyorum...
Yine de "Çarşambalar tükenmez" diyor ve sabırla bekliyorum...