Adnan KESKİN, tabanın baskısıyla kendini bir anda Ankara’da bulan davetsiz misafir Mehmet GÖKDAĞ’ı karşısında görünce oldukça şaşırmış olmalı...

Hele GÖKDAĞ’ın,

-"Gaziantep’te hiçbir belediyeyi alamadık… Bir önceki yerel seçimlerle kıyaslarsak başarısız olduk… Zira Mustafa YILMAZ yüzde 30 küsur oy almıştı… Ancak bu seçimleri genel seçimlerle kıyaslamamız gerekir, bu durumda ise oyumuzu 2.5 puan artırdık… Bu tabloya rağmen, bırakın gidin diyorsanız bırakalım" şeklindeki sözleri, Adnan KESKİN’i epeyce duygulandırmıştır diye düşünüyorum...

Bir taraftan GÖKDAĞ’ın bu üzgün tavrını takdir edip gözleri dolan KESKİN, ona cesaret vererek,

"Git kardeşim, işinize gücünüze bakın, ÇALIŞın, ÇABALAyın, kendinizle ve örgütünüzle HESAPlaşın, görevinize devam edin. Önümüzde bir Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimi var" derken,

Diğer taraftan da,

-"Size ne oluyor kardeşim. İllerle ilgili bir planımız, programımız olsa, sizleri Ankara’ya biz zaten davet ederiz.

Bırakın GAZİANTEP’i, elindeki belediyeleri kaybeden MERSİN, ANTALYA, ORDUnun il, ilçe başkanlarına bile gidin denilmedi. Size sıra gelene kadar... "demiş olmalı...

MAVİ HALI

Ökkeş TİTİZ, geçtiğimiz hafta 200 civarında muhtarla mazbata almak için Adliyeye gider.

Görevliler, buyurun der ve hemen işlemlere başlarlar...

TİTİZ, bu arada görevlilerden salonu açmalarını ister...

Görevliler bu talebe pek sıcak bakmaz...

Ancak TİTİZ pes ede etmez ve

"Bizi de halk seçti… " diyerek ISRARla salonun açılmasını ister...

Sonunda başarır ve Fatma ŞAHİN için mazbata töreninin yapıldığı SALON Titiz ve yanındaki muhtarlar için de açılır...

İlahi, TİTİZ...

Şimdi sen, muhtarlık bürona SAKİNLİK vermesi için MAVİ halı da döşetirsin…

TAHMAZOĞLU

Ak sakalını sıvazlarken, Ak Parti’ye hiç oy vermediğini, fakat, TAHMAZOĞLU’nu camide gördüğü gün fikrinin değiştiğini anlatan yaşlı adamı, nüfus müdürlüğünün giriş katında kim var, kim yok dinliyordu...

Ak saçlı adam, kalabalığın etrafını sardığını görünce sesini alçalttı ve yanındakine TAHMAZOĞLU’na neden oy verdiğini anlatmayı sürdürdü:

-"Sabah namazı için camiye gitmiştim…

Camide bir elin parmakları kadar insan ya vardı, ya yoktu…

Selam verirken, biraz uzaktaki kişiyi belediye başkanına benzettim…

Namaz bitince bir baktım gerçekten belediye başkanı TAHMAZOĞLU…

Yanına gittim, selam verdim, selamımı aldı…

’Başkan, burası GÜZELVADİ…

Bu saatte, buralar sizin için, can güvenliğiniz açısından tehlikelidir.." dedim.

TAHMAZOĞLU, ’Dayı, Allah’ın dediği olur…

Kaderimde ne varsa o olur, sen tasalanma’ dedi. Sonra camiden birlikte çıktık…

Bana mahallenin bir sorunu var mı? diye sordu…

Ben de, sosyal tesis istedim. ’Tamam’ dedi ve mahalleden gitti. Kendi kendime, ’benim sözümle sosyal tesis mi yapacak?’ dedim…

Ancak aradan çok fazla bir zaman geçmedi…

15 gün sonra, mahallede sosyal tesis inşaatı başladı… İşte o gün, bugüne kadar hiç oy vermediğim Ak Parti’ye, Ak Parti’nin adayına oy vermeye karar verdim ve oyumu da verdim. Helali hoş olsun.."

Yaşlı adam sözünü bitirince, kalabalıktan ÖVGÜ ve YERGİ sözleri birbirine karıştı...

Zahirenin ambarı sabanın ucundadır…

Kalın Sağlıcakla...