ABD' liler nereye, ne zaman yoğunlaşsa birşeyler olmuş ya da olacak demektir. Zira tozu dumana katan bir şeytan oyununun içinde her halükarda onlar vardır. Bunları tespit etmek için siyasi bir deha olmaya lüzum yok. Sadece iyi bir gözlemci olmak ve size sunulmuş ip uçlarını birleştirecek kabiliyetiniz sonuç almanıza yetecektir. Başta ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un ziyareti Fener'de ki Ruhban okulundan tutun da, pkk terörüne kadar burnunu sokmadığı alan kalmadı. Emir mahiyetindeki görüş bildirmeler, yalan ve riya dolu pkk analizi. Aynı günlerde Bdp'lilerle yaptığı görüşmeler ve Aysel Tuğluk'un demokratik özerklik zırvası.
Kimin nereden güç aldığı, adım adım gelen sürecin nerede şekillendiği ortada değil mi?
Bir de zamanlamaya bakmayı deneyin. Clinton'un hemen akabinde yeni CİA Başkanı Orgeneral David Petraeus ilk ziyaretini Ankara'ya yapıyor. Petraeus, Süleymaniye'de Türk askerlerinin başına çuval geçirildiği zamanda Irak'taki Amerikan askerlerinin komutanıydı.
Belli ki, David Patreaus yeniden Türklerin başına çuval geçirmek üzere Ankara'da bulunuyor. Bu görüşmelerle ilgili olarak basına bilgi sızmıyor.
Ancak gündemde Libya ve Suriye'nin olduğu muhakkak, bir de Ağustos ayındaki yeni terfiler ve atamalar tabii. Amerikan siyasetine uygun bir komuta kademesi şimdiden oluşmuş gibi. Bir diğer önemli ziyaret Dünya Bankası Başkanı Robert B. Zcellick'ten, hazret 19-22 Temmuz tarihleri arasında Türkiye'de olacakmış. Zcellick, Irak'ın işgalini hararetle savunan Vulcan ekibinden önemli bir şahin.
Başkan Zcellick'le birlikte Avrupa ve Merkez Asya'nın Başkan Yardımcısı Philippe Le Hauerou ve Türkiye'den sorumlu İcra Direktörü Konstantin Huber'in de heyetlerde yer alacağı gelen bilgiler arasında. Hazine müsteşarlığından yapılan açıklamada Türkiye'nin ekonomi gündemiyle, Bölgesel ve Global rollerine Dünya bankasının vereceği şekil kibar bir dille ifade ediliyor. Aslında bu üç ayaklı ziyaretlerin birinde ABD siyaseti, diğerinde bu siyasete yön veren istihbarat ayağı ve Amerikan derin devletinin bölgesel faaliyetleri, üçüncüsünde ise bu siyaset zincirinin ekonomik alt yapısı oluşturma istem ve arzusuyla yoğun kobi faaliyetleri var. İçerdeki yansımalarına gelince, ABD Dışişleri Bakanlığıyla temaslarda bulunan ve yol haritasına uygun olarak yeni çıkışların direktifini alan Bdp'liler, Aysel Tuğluk ve Emine Ayna'nın salyalı histeri nöbetleri hiçte tesadüf değil. Şimdi anladınız mı?
Amerikayla pkk arasındaki derin ve karmaşık ilşkiler yumağını, İmralıda'ki sadece bir paçavra, tabii Kandildekiler de, TBMM'dekiler de.
Amerika pkk'dan elini çeksin. Pkk'nın ömrü 48 saat, daha fazlasını iddia edenin aklına şaşarım.