İSYANCILARA KARŞI TÜRK ORDUSU-KIZIL ORDU IŞBIRLIĞI


Moskova, isyanların yarattığı tehdidi kendisine de yönelik gördüğünden Türkiye'yle dayanışma içinde oldu. İhsan Nuri Paşa, anılarında Sovyet Kızıl Ordularının Türk birliklerini desteklemek için Aras Nehri'ni geçtiğini ve Küçük Ağrı'nın yamaçlarını top ateşine tuttuğunu anlatır. Bölgedeki İngiliz diplomatları da SSCB'nin isyanı bastırması için Türkiye'ye yardım ettiğini saptamaktadır

İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılp Tarihi Enstitüsü Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek'in Rusya'da devlet arşivlerinde yaptığı çalışmaların son ürünü Sovyet Devlet Kaynaklarında Kürt İsyanları'nı irdelemeye devam ediyoruz.

Moskova, Kürt isyanlarının yarattığı tehdidi kendisine de yönelik gördüğünden Türkiye'yle dayanışma içinde oldu.

SSCB'nin beyni olarak tanımlanabilecek Komünist Parti Polit Bürosu'nun 25 Ağustos 1930 tarihli oturumunda Askeri Devrim Konseyi'nin (RUSR) ve Sovyet İstihbarat Teşkilatı OGPU'nun silahlı Kürt birliklerinin sınırı aşmasına karşı önlemler almakla görevlendirilmesi kararı bunun önemli göstergelerindendir. Sovyet sınır birlikleri bu temelde Türk Ordularının harektlarına doğrudan destek olmuştur. Türk yetkililer, SSCB sınırının isyancılara kapalı olduğunu uluslararası basında dile getirirken, bölgedeki İngiliz diplomatları da SSCB'nin Kürt isyanını bastırması için Türkiye'ye yardım ettiğini saptamaktadır.

'Sovyet istihbaratı aynı zamanda Türkiye ile İran arasında herhangi bir çatışmanın doğmaması için de görevlendirilmiştir...

'Ağrı isyanları sırasındaki Türk-Sovyet işbirliğine, isyanın en önemli lideri İhsan Nuri Paşa da tanıklık etmiştir. İhsan Nuri Paşa, anılarında Sovyet Kızıl Ordularının Türk birliklerini desteklemek için Aras Nehri'ni geçtiğini ve Küçük Ağrı'nın yamaçlarını top ateşine tuttuğunu anlatır. Sovyet birlikleri Kürt isyancılara ateş açarak Türk askerlerinin esir düşmesini de engellemişlerdir. İhsan Nuri Paşa'nın ifadesiyle Sovyetler, kendilerine sığınan Türk askerlerine çok değer vermiş, silahlandırıp onları Nargara köprüsünden Iğdır'a göndermiştir.

'İran Kürdistanı Demokratik Partisi'nin Genel Sekreteri Sadık Şerefkendi ise Ağrı isyanlarının en sıcak döneminde SSBC'nin Sovyet Ermenistanı'ndaki milli hareketin liderlerine büyük baskı uyguladığını, Aras Nehri bölgelerinde Türkiye'yle sınırlarını kapatarak Sovyet Kürtlerinin ve Ermenilerinin Ağrı isyancılarını desteklemesini engellediğini belirtir.

Simko ve Berzenci deneyimleri

Ezilen bir dünya ülkesinde etnik sorunu silah kullanarak çözmeye çalışanlar kaçınılmaz olarak, mücadele ettikleri devletten daha büyük bir kuvvet bulmakta ve ona dayanmaktadırlar.

Mehmet Perinçek'in kitabı bu tarihi gerçeği kanıtlayan çok sayıda örnek ile doludur. Koçgiri, Şeyh Sait, Ağrı isyanlarını örgütleyenlerin o günün emperyalist devletlerinin desteğini almak için yürüttükleri çabalar biliniyor. Ama daha çarpıcı olanı; Kürtlerin yakın tarihinde önemli rolleri olan Şeyh Mahmut Berzenci, İsmail ağa Şikaki (Sımko) gibi isyan liderlerinin trajik hayat öyküsüdür.

Simko İran devletine karşı ayaklanmış, 1. Dünya Savaşı yıllarında ilk başta Rusya, savaşın sonlarına doğru İngiltere ile ilişkiye geçmiş, 1920'lerde Türkiye tarafına geçmiş, Türkiye'nin 1925 sonrasında Güney sınırlarının bir istikrar kavuşmasından sonra Türkiye'de de kalamamış ve dayanacak bir dış kuvvet bulamayınca İran'da isyanlar içinde geçen hayatı sonlanmıştır.

Şeyh Mahmut Berzenci 1. Dünya Savaşı'nda önce Osmanlı orduları ile birlikte İngilizlere karşı savaşmış, 1923 yılında esir tutulduğu Basra'dan Kürdistan Emiri olarak Süleymaniye'ye dönmüştür. İngilizlerin amacı Türkiye'yi parçalama operasyonunda kullanacakları kendi deyişleriyle tampon bir Kürt devletini Şeyh Mahmut aracılığıyla kurmaktır.

Şeyh Mahmut bir müddet sonra İngilizlerle anlaşmazlığa düşer, dağlara çekilir. 1930'lara doğru İngiltere ile yeniden anlaşmak zorunda kalır ve Irak'ın güney bölgesine sürgüne gönderilir.