Kurtuluş Savaşı'nda hizmeti tespit edilen 8 şehit ve gazinin mirasçısına İstiklal Madalyası verilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı. Kararnamede bu askerlerden Gaziantep - Ökkeş oğlu 1319 (1903) doğumlu Kamil’in Gaziantep Askeri Fırını civarında Mart 1336'da (1920) Fransızlar tarafından şehit edildiği bilgisine yer verildi. Mirasçı olarak da geçtiğimiz günlerde vefat eden kardeşi Kemal Dilek belirtildi

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan kararda, İstiklal MadalyasıKanunu'na göre Kurtuluş Savaşı'nda hizmeti tespit edilen ve "İstiklal Madalyası" verilmesi kararlaştırılan 8 şehit ve gazinin mirasçılarının isim listesi yer aldı.İsim listesi şöyle:
Hak Sahibinin Memleketi - Rütbesi - Adı ve Soyadı
Birliği - Şehitlik Tarihi ve Yeri
Madalya ile Taltif Edilecek Mirasçının Adı ve Soyadı
Akşehir - Ali oğlu 1307 (1891) doğumlu Ağır Topçu Çavuşu Abdullah Bacak
1. Fırka (Tümen), 1. Alay, 1. Topçu Tabur, 2. Bölük
Torunu Abdullah Narin
Vakfıkebir - Mehmet oğlu 1309 (1893) doğumlu Er Ömer Sağlam
K.3 Sıhhiye Bölüğü (6. Derece Harp Malulü)
Oğlu Ömer Sağlam
Vakfıkebir - Hasan oğlu 1315 (1889) doğumlu Er Hüseyin Usta
3. Fırka (Tümen) İstihkam Taburu
Oğlu Kazim Usta
Kalecik - Veli oğlu 1309 (1893) doğumlu Er Turhan Ural
İzmit Mühimmat Deposu
Oğlu Ahmet Ural
Ilgın - Halil oğlu 1303 (1887) doğumlu "Emir Oğulları"ndan Er Abdullah
1. Fırka (Tümen), 5. Alay, 3. Tabur, 9. Bölük - İnönü Meydan Muharebesi'nde (Kandilli Harbi) 3 Eylül 1338'de (1922) şehit
Torunu Nihat Yandımoğlu
Haymana - Hacı oğlu 1310 (1894) doğumlu Er Ali Yıldırım
61. Fırka (Tümen), 159. Alay, 3. Tabur, 10. Bölük (5. Derece Harp Malulü)
Torunu Cemal Yıldırım
Gümüşhane - Feyzi oğlu 1316 (1900) doğumlu "Sofi Oğulları"ndan Er Mustafa
3. Kolordu, 8. Alay, 1. Tabur, 2. Bölük - 1'inci Ordu Ağır Mecruhin Hastanesinde 29 Ağustos 1338'de (1922) şehit
Yeğeni Ahmet Soydaş
Gaziantep - Ökkeş oğlu 1319 (1903) doğumlu Kamil
Gaziantep Askeri Fırını civarında Mart 1336'da (1920) Fransızlar tarafından şehit edilmiştir.
Kardeşi Kemal DilekŞEHİTKAMİL KİMDİR? Kamil, alaca işleyen fakir bir babanın oğlu idi. Dedesi Kemal kendircilik yapar ailece kendir soyarak geçinirlerdi. 21 Ocak Cuma günü de, 14 yaşındaki Kamil annesiyle beraber dedesinin yanından çöp soymadan geliyordu. Kamil’in ve annesinin sırtında soydukları çöpler, Fransızlar’ın askeri fırın olarak kullandıkları binanın önünden geçerken, Kozanlı tarafından gelen 3 Fransız askeri kadının yolunu kesip peçesini açmak istiyorlar. Hatice peçesine uzanan eli ısırıyor ve bağırıyor; -Kamil yetiş!..Annesinin saldırıya uğradığını gören Kamil, sırtındaki çöpleri yere atıp koşuyor. Yerden bir taş alıp öndeki askere vuruyor. Bu sırada bir çığlık doluyor çarşıya…-Ah anam… Vurdular beni!.. Anası Hatice, tüfek süngüsümüy dü, uzun bir bıçakmıydı bilemedim, sapladılar yavruma, diye anlatıyordu. Kamil’in vuruldum sesini, anasınınçığlık ve feryadını duyan halk koşuyor. Fransız askerleri, hemen askeri fırına kaçarak kapıları kapatıyorlar. Olay yeri bir anda ana-baba gününe dönüyor. Küçük bir oğlanı vurmuşlar! Haberini duyanlar, kiminin elinde kazma, kiminde balta, kiminde satır, koşuyorlar askeri fırına… Fransızlar korku içinde fırının kapısını kapatmışlar, arkasına odun ve eşya yığmışlar. Pencereden de bir makineli tüfeği kalabalığa çevirmişler. Onlar korku, halk öfke ve heyecan içinde… -Açın kapıyı namussuzlar! Bir çocuğu süngülemek nasılmış, açında gösterelim size… Korkaklar, alçaklar…Kapılara,pencerelere baltalar, kürekler, et satırları ile vuruyorlar… Açabilseler Fransızların hepsini parçalayacaklar.Olay yerine Komiser Hakkı Efendi ile jandarma komutanı Çopur Kemal yetişiyor. Halkın arasına giriyorlar: -Kapıyı kırmayın, merak etmeyin, hakkınızı koymayacağız İntikamınızı alacağız. Siz şimdi dağılın, bizlere güvenin. Halk büyük bir heyecan ve üzüntü içinde Kamil’in kanlı cesedini alıp Musullu Sokaktaki evine getiriyor. Avlunun ortasına yatırdıkları Kamil sanki uyuyor. Evin içi, sokaklar, acılı, kinli ve öfkeli insanlarladolup taşıyor. Küçük şehidin cenazesi 22 Ocak günü muazzam bir törenle kaldırılıyor. Sanki bütün Antep geliyor cenazeyi götürmeye. Dükkanlar kapanmış, alışveriş durmuş, cenaze töreni, Fransızlara gözdağı verme gösterisine dönüşmüş. Fransız komutanAlbay Saint Marie, Kamil’in cenazesi eve götürüldükten sonra askeri vasıtalarla fırına gitmiş, oraya saklanan askerlerini alıp, kolejdeki karargahına götürmüştü. Olayın halkta yarattığı heyecanı ve muazzam cenaze törenini öğrenince telaşa kapılıyor. Olayın bir harp başlangıcı olması ihtimalinden çekiniyor ve Heyet-i Merkeziye’ye haber gönderiyor. Belediyeye gelip şehir halkı adına heyetten özür dilemek, Kamil’in babası Ökkeş Ağa’nın da gönlünü almak istediğini bildiriyor. Heyet-i Merkeziye şehirde harbin başlamasını henüz istemiyordu. Çünkü hazırlıklar tamamlanmamıştı. Ökkeş Ağa önce direndi. Sonra Heyet-i Merkeziye’nin ısrarına karşı koyamadı. İstemeyerek gitti belediyeye. Fransız komutan birkaç subayı ve tercümanı ile birlikte belediyeye gitmişti. Tercüman vasıtasıyla Ökkeş Ağa’ya başsağlığı diledi. Ufak bir tazminat olarak 200 altını uzattı. Ökkeş Ağa almadı. Bu olayın sebep olduğu öfke ve heyecan günlerce yatışmadı. Çarşı ve dükkanlar günlerce kapalı kaldı. Ve küçük şehitin acısı tüm Antep’i yasa boğdu. Ökkeş Dilek, oğlu Şehit Kamil'in Şehadeti üzerine, kendisine teklif edilen 200 Fransız Altınını kabul etmeme asaletini göstererek; "kana kan, cana can isterim" demiştir. Antep Heyet-i Merkeziye'si bu asil davranışı üzerine 50 altın yardım yapmıştır kendisine. Şehit Babası olarak Ökkeş Ağa'ya maaş bağlanmıştır.Ve Antep Şehit Kamil'e sahip çıktı. Şehit Kamil'in adı Merkez İlçelerimizden birisine verildi. Şehit Kamil Belediyesi, Şehit Kamil Caddesi, Şehit Kamil İlköğretim Okulu, Şehit Kamil Kültür Sitesi'ne adı verildi. Ayrıca Şehit Kamil'in Anıtı dikildi.