Gaziantep olarak geçtiğimiz hafta bence çok ciddi bir sınav verildi. Genç bir kızımızın feci şekilde ölümü, kentin hala tepkisel ruhunun kaybolmadığı işaretini verdi. Nitekim başta Adalet Bakanı olmak üzere Vali Davut Gül ve Fatma Şahin, Duygu’nun ailesiyle temasa geçti. Taziyeye gidildi.. Tabii ki bu olay ve gelişmelerde basın ve sosyal medya boyutu bunda çok etkendi. Hele Baro ve Tabibler Odasının çabası takdire değerdi. Bir kere daha işin başında olay yeni meydana gelmişken, Güney Dağdeviren arkadaşımızın Twitter’da yayınladığı ve beni de etiketlediği çok sert mesajından sonra herkes harekete geçti. Tabii olay Gaziantep sınırlarını aştı ve Türkiye genelinde kadınlara yönelik şiddetin odağına yerleşti.. Üstelik tam da İstanbul sözleşmesinin iptal edilmesi için çaba gösterenlerin seslerini yükseltmeye başladığı bir zamanda oluşu, kadına yönelik saldırıya tepki verenleri bir kez daha halkı duruma getirdi.. İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDE FATMA ŞAHİN'İ YANLIZ BIRAKANLARÖnce İstanbul sözleşmesi için Gaziantep olarak duruma şöyle bir göz gezdirmek istiyorum. Biliyorsunuz bu sözleşme Sayın Fatma Şahin’in bakanlığı döneminde 2005 yılında Bakanlar kurulunca imzalandı. Şahin o dönemde çocuk gelinler konusuna ağırlık vermiş ve temel eğitimde kız çocuklarının okullaşma oranının yüzde 98’e ulaştığını belirtmişti. Her ne kadar kızların okula gönderilmesiyle fahişe olacağını söyleyen bazı dinciler olsa da, bunlar etkisiz bırakıldı. Ne var ki birden bire son günlerde bu durum tersine döndü. Sözleşmenin iptali için harekete geçildi. Yazar Abdurrahman Dilipak’ın son derece saygısızca kaleme aldığı yazıda Fatma Şahin’e yönelik ifadeleri asla kabul edilir cinsten değildi.. Ne var ki, özellikle şehrimizdeki kadın kuruluşları dahil, AK Partililer, STK’lar, hatta Milletvekili arkadaşlarımız Sayın Şahin’e yapılan bu saygısızlığa ses çıkarmadı.. Aslında daha önce bazı konularda Türkiye’de, çıktığı televizyon yayınlarında yaptığı doğru konuşmalarda hedef haline getirilmesinde bile Fatma Şahin’in yalnız bırakıldığına şahit olduk.. Buna her zaman Fatma Şahin’in yanında gözüken Gaziantepli iş kadınları, dernek ve oda yöneticileriyle, AK Parti ile diğer partilerin kadın kollarını eklemeliyim.. KADIN MECLİSİ BAŞKANI O RAPORU NİYE GERİ ÇEKTİİstanbul sözleşmesi konusunda nedense Gaziantep etliye sütlüye karışmama politikası izledi.. İptal edilmesini isteyenlere AK Parti merkezde yapılan tepkilerin KADEM ile birlikte ses vermesine karşılık, Gaziantep STK’larının kadın yöneticileri, hatta partilerin kadın kollarının hemen hemen hiç sesi çıkmadı. Çıkan da cılız kaldı. Atatürk Düşünce Derneği hariç tabii.. Aslında daha vahimi var.. Çünkü Gaziantep Kent Konseyinde ilginç gelişmeler oldu. Kadın Meclisi harekete geçti ve İstanbul Sözleşmesine destek yönlü hazırlanan rapor, nedendir bilinmez son anda bizzat meclis Başkanı Ayşe Teymur tarafından geri çekildi. Yetmedi aynı Kent Konseyinde başkan yardımcısı ve Eğitim Birsen Başkanı Sayın Ahmet Gök ve bazı arkadaşları, tartışmalı toplantıda İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Kent konseyi yürütme kurulu, kadın meclisi başkanı Ayşe Teymur’un raporunu çekmiş olsa, kendisi bir rapor hazırlayıp TBMM’ne gönderme kararı aldı. Ertesi gün asıl büyük sürpriz yaşandı ve Sayın Fatma Şahin’in sürekli desteklediği aralarında dini vakıf ve derneklerin bulunduğu 59 STK, İstanbul sözleşmesinin iptal edilmesi gerektiğini belirten açıklama yaptı.. Biliyorsunuz, İstanbul sözleşmesinin iptalini isteyenlerin, erkek egemen bakış açıları, Türkiye’de kadınların tek sahibi olarak kendilerini görme saplantıları, dayak ve saldırıyı normal karşılamaları, hatta fetvalarda bile bunların normal olduğunu kabullenmeleri.. Ve en önemlisi çocuk yaşta kızların evlendirilmelerinin suç olmaktan çıkarılması.. Sayın Fatma Şahin bu anlayışa dur diyenlerin tarafında elbette.. Ama ilginçtir kendi şehrinde yalnız bırakıldı.. Kent Konseyine girmesi için çaba gösterdiği güvendiği isimler yazdıkları raporu geri çekti, bazısı tam tersi karşı tarafta yer aldı, hatta öncülük etti de diyebiliriz.. İşte Duygu Delen olayı aslında bir kez daha sözleşmenin devam etmesinin şart olduğunu ortaya çıkardı. Bu konuda tam olmasa da kadınlar sosyal medyadan iyi ses verdi. Demokrasi meydanında toplanma kararı getirilen yasak ile gerçekleşmedi.. Gerek de kalmadı bana göre sosyal medyada inanılmaz ses getirdiler.. Tabii bu seste olmasını beklediklerimize rastlayamadık.. KAPLAN AİLESİ ÖZELEŞTİRİ YAPMALIŞunun net olarak bilinmesini istiyorum.. Bu tür olayların siyasi yöne çekilmesini doğru bulmuyorum.. Bu insani ve vicdani bir hareket olarak kalmalı.. Tepkimizi ona göre şekillendirmeliyiz.. Çok iyi biliyorum ki, bu yönde eleştirilen AK Partili birçok arkadaşımız inanılmaz üzüntü yaşadı. Hatta Kaplan ailesinin aklı başında bir çok ferdi üzüntüsünü bizlerle paylaştı.. Her ne kadar bundan önceki kaza olayında şimdiki gibi davranılmasa da, bu olayda takındıkları tavır çok önemli. Aslında yeri gelmişken, özellikle Kaplan sülalesinin bu olay sonrası bir özeleştiri yapması gerektiğini düşünüyorum.. Büyükler başta olmak üzere, en küçüklerine kadar Gaziantep’te geldikleri noktayı yıpratacak, rendice edecek tutumlar içerisine gerilmemesi konusunda acilen toplanması şart oldu. Bir yandan kent ekonomisine önemli katkı sağla, bir yandan bu sülaleye asla yakıştıramadığımız olayların Kaplan soyadı nedeniyle içinde ol.. Tez elden bir özeleştiri yapmak zorundalar.. Aksi takdirde sempatikliği antipatikliğe döner haberleri olsun.. BABA PARASIYLA YAŞAYAN GENÇLERTOPLUMA YARARLI OLAMAZ Bu olay vesilesiyle birkaç laf etmenin zamanıdır.. Çocuklara harçlık vermek elbette gerekli. Ama gençlerin altlarına araba verilmesine, limitsiz para harcamalarına göz yumulmasına, gece yarılarına kadar alkollü vaziyette araç kullanmalarına, hatta bazılarının ehliyeti bile olmayışına ses çıkarmayan bazı anne ve babalara sesleniyorum.. O ailelerde anne ve babanın davranışları, çocukların genç yaşta altına araba verilmesi, ekonomik özgürlükler tanımaları, şu işlediklerinde onlara sahip çıkmaları durumu içinden çıkılmaz şekillere sokuyor.. Nitekim daha 1,5 yıl önce hem ehliyetsiz, hem alkollü, hem hız yaparak bir kadına çarpan ve ölümüne yol açan Mehmet Kaplan için ailesi harekete geçmişti. Daha vahimi çıkarıldığı mahkemede bu genç serbest bırakılmıştı. Aynı durumun normal bir vatandaşa uygulanmasının mümkün olmadığı inancı, kamu vicdanını ciddi biçimde yaralamıştı.. MEHMET KAPLAN O ZAMAN TUTUKLANSAYDI BELKİ DE BU OLAY YAŞANMAYACAKTIVe işte o serbest bırakılan Mehmet Kaplan, bu olaydan sonra kendine ders çıkarıp ailesini mahcup etmeyip, topluma yararlı bir evlat olmaya çalışacağına tam tersi bir görüntü sergilemişti. Lüks araba, kendisine tahsis edildiği iddia edilen lüks daire ve sınırsız harcama özgürlüğü, bu gencimizin aslında hayatının karartılması yolunda adeta teşvik edici uygulamalar olmuştu.. Sonuç ortada zaten.. Daha 20 yaşında gencecik bir erkek evladı.. Ama alkol bağımlısı olmuş. Kaldı ki Duygu ile sabah saat 10’da eve gidiyor ve alkol alıyor.. Bunu söylüyorum, çünkü olay sonrası yapılan kontrolde aşırı derecede alkol içeren bir içki aldığını Avukat arkadaşlarımız belirtti. Azıcık geri döndüğümüzde o trafik cinayetinde eğer Mehmet Kaplan tutuklansaydı, belki kendine gelecek, ailesi de daha farklı bir davranış içine girecekti.. Ve belki de Duygu Delen ile tanışmayacak ve bu genç kızımın hayatının baharında yaşama veda etmeyecekti.. ANNA VE BABALARA SESLENİYORUMTekrar ediyor ve özellikle ekonomik yönlü üst kategoride yer alan erkek çocuklu ailelerin dikkatine diyorum... Tam tersi orta halli, veya daha fakir kız aileleri de çağrım kapsamında… Sevgili analar babalar.. Özellikle kız çocuklu anneler.. Sizler her şeyi hisseder bilirsiniz.. Ne olur dikkat edin çocuklarınıza.. Çok net söylüyorum, bilhassa Gaziantep’te bazı zengin ve şımarık erkek çocukları çok kontrolsüz gidiyor.. Alkol ve uyuşturucu aldıkları açıkça söyleniyor. Sevgili Babalar, lütfen bu olaydan ders alıp her şeyinizi gözden geçirin.. Benim oğlum yapmaz demeyin.. Benim kızım böyle şeylere girmez demeyin.. Kendinizi bir sorgulayın, duygusal değil gerçekçi gözle bakın evlatlarınıza.. Çalışmadan üretmeden çocuklarınızı paraya boğmayın. Çocuklarınızın altına lüks araba verip onunla özel okullara saldığınızda neler yaptıklarını gizlice gidip görün.. Sözüm her aileye ve gençlere değil tabii. Öyle aileler ve gençler tanıyorum ki, inanın hayran kalıyorum.. Bu konuda yaşanmış hikayeleri ve detayları anlatmaya gerek yok.. Lütfen çocuklarınıza sahip çıkın.. Ama suç işlediklerinde olayı kapatmaya çalışmayın. ÖNEMLİ NOT: Öyle bir inanç var ki, birkaç ay sonra bu olay unutulur ve o genç serbest bırakılır deniliyor.. Dünkü gelişmelerden sonra ailenin de, devletin de bu yönde titiz davranacaklarına inanmak istiyorum.. Çünkü bu olay Gaziantep için bir sınavdır.. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR