Seçim atmosferindeyiz ve belki de benden daha farklı bir yazı ekliyorsunuz ama, müsaade ederseniz, ki sizlerinde ilgiyle okuyacağınız bir konuya değineceğim.. Yarın eşimle birlikte saldırıya uğradığımızın tam bir yılı doluyor..
Bu 365 gün boyunca bize saldıranlar ve azmettirenler yakalanmadı.. Bizler saldırıdan itibaren bu kişilerin bulunması için jandarma ve emniyet yetkilileriyle çok ayrıntılı şekilde bilgi alışverişimizi sürdürdük, bildiğimiz ne varsa söyledik.. Sizlerden gelen telefonlar sayesinde robot resimlere benzeyen kişilerin jandarma ve emniyette teşhisini yapmaya çalıştık.. Aleyhimizde konuşanlara, olayı farklı yönlere saptırmaya çalışanlara aldırış etmeden, yılmadan, bıkmadan doğru bildiğimiz yoldan yürüdük.. Bir ara bazı ipuçları bulduk ama nedense kapıları bir türlü aralayamadık.. Çünkü o kapılar bazı çevrelerin etkisiyle kapatıldı..
Şu ana kadar yaklaşık 100'e yakın insan içerisinde teşhisler yaptık ama bize saldıranları bulamadık. Bazılarının resimlerine baktık, çok benzediğini gördük ancak o kişilerin saldırı tarihinde cezaevinde oldukları tesbit edildi..
Yani anlayacağınız yarın 10 Temmuz günü bir yılını dolduracak olan saldırıyı yaptıran ve yapanların yakalanmasını sağlayamadık.. Şimdi tekrar müsaade ederseniz, bu konuda kendisine önemli görevler düşen, ama nedense bu olayda, işin başında anlaşılmaz bir tutum içerisine giren Gaziantep Valisine seslenmek istiyorum.. SAYIN VALİ Saldırı sonrası, sizi şahsıma yönelik olumsuz düşünceye sevkeden, farklı maksatlar aramaya iten unsurların etkisinde kalmış görmek, inanın çok düşündürücüydü.. Saldırıya uğramış bir gazeteci ve eşine manevi destek olmanız bir yana, bu failleri bulmanız ve kentte illegal güçlere darbe indirmeniz adına topluma önemli bir mesaj vermeniz gerekirken, nedense sizi olumsuz etkileyenlerin tesirinde kalarak, saldırıyı farklı noktalara çekme yolundaki davranışlarınız ve konuşmalarınız, son derece anlamsız ve talihsizlikti..
Eşim ve ben.. Çocuklarımız, yakınlarımız, dostlarımız ve bize inanan binlerce insan... O dönemlerde sizin bu saldırıyı sorup bilgi almak isteyenlere söylediklerinizi asla kabullenemiyor Sayın Vali..
Mutlaka hatırlarsınız ve unutmamışsınızdır.. Çünkü ben konuşmanızı bizzat dinledim Sayın Vali.. Olaydan yaklaşık 15-20 gün sonra, ulusal medya dahil, aralarında milletvekilleri de olan birçok kişi, merak edip size saldırıyı yapanların kimler olduğunu ve niye yakalanamadığını sorduğunda, onlara aynen şunları söylüyordunuz, Sayın Vali:
"Efendim Ökkeş Özekşi saldırıyı yapanların yakalanması için çaba göstermiyor, üstelik olayın kapatılmasını istiyor. Jandarmaya bilgi vermiyor, polise yardımcı olmuyor. Robot resmi çizdirtmiyor. İşin içinde bir kadın konusu varmış, mektup filan yayınlanmış, hatta meslektaşları bile bunu doğruluyor, Ökkeş de bu nedenle olay kapansın diyormuş. Bu durumda ben vali olarak ne yapabilirim ki ? Adam istemezse !" EVET, SAYIN VALİ Siz bu sözleri ve daha fazlalarını söylerken, duyduklarım karşısında şahsım adına değil ama, Gaziantep'te yaşayan insanların güvenliği adına korkunç endişe duymaya başlayan birisiydim.. Çünkü siz devlettiniz ve toplumda yaşayan herkesin güvenliği açısından sorumluluk duyması gereken birinci kişiydiniz.. Bu sözlerinizi dinlerken kolum alçıdaydı, kafamdaki dikişler sökülmemiş ve yara bereden kurtulamamıştım.. Sizden empati yapmanızı bekleyemezdim, ama bu şehirde yıllarda görev yapmış çok sayıda valilerle çalışmış, hepsiyle sadece kent ve ülke menfaatleri yönünde sıkı bir diyalog kuran, saygı ve güven unsurunu sürekli ön planda tutan bir kişi olarak, yeni atanmış bir Vali'den bu sözleri beklemezdim..
Oysa Sayın Vali, sizin insanlara söylediklerinizle gerçekler hiçbir şekilde uyuşmuyordu. Çünkü saldırıdan 3 GÜN sonra görgü şahitleriyle birlikte jandarma yetkililerine saldırganların robot resmini çizdirtmiştik.. Hatta robot resimlerden birisinin yüzünün biraz tombul, diğerinin ise burun kısmından aşağısının çok zayıf olduğunu söyleyerek düzeltilmesini bile istemiştik.. Saldırıdan 4 gün önce evimizin önünde beni takibe aldığını gördüğümüz 3'ncü kişinin ise çok net biçimde tarifini yapmıştık.. Jandarmaya şüphelendiklerimizi teker teker söylemiş, sık sık bilgi vererek her konuda yardımcı olmuştuk.. Ve robot resimlerinin de 4. gün hemen basına dağıtılmasını istemiştik.. SAYIN VALİ

Bizim için zamanın hiç önemi yoktur.. Ama şunu bilmenizi isterim ki, işin başından itibaren saldırganların ve azmettirenlerin bulunması için büyük bir çaba gösterdik. Hatta hiç aklımızda olmayan, bunlar arasında meslektaşlarımız sayılan insanları, ilk başlarda Jandarma yetkilileri bize söylediğinde, ihtimal vermediğimizi belirtmiştik. Ancak özellikle, dost bildiğimiz bir meslektaşımızın, saldırı sonrası yanına kamuoyunda herkes tarafından ne iş yaptığı iyi bilinen bir kişiyle hastaneye gelmesinden sonra, bir daha yanımıza uğramadığını, telefon açmadığını, selam vermediğini, aramadığını, dahası aleyhimde tıpkı yukarıda sizin ifade ettiğiniz cümleleri sarfettiğini ve basın camiasını kasıtlı olarak yönlendirdiğini duymuştuk.. SAYIN VALİ Elbette söyleyeceklerimiz bununla kalmıyor.. Yine hastaneye Şahinbey bölgesinden ekibiyle ziyaretime gelen bir kamu yetkilisine "sizden şüpheleniyoruz, kamuoyunda herkes bu saldırıyı sizin yaptırdığını iddia ediyor" demiştim.. Ne ilginçtir ki, bu konuşmamdan 2 gün sonra bazı adreslere, mektup yollanmaya başlandı.. Tamamen uydurma ve iftira dolu bu mektup aslında herşeyi ortaya koyuyordu.. Çünkü Gaziantep'te bu mektup olayları meşhurdur.. Üstelik mektupcular kentin ileri gelenleri tarafından çok iyi bilinir.. Zaten sonunda DİP NOT diye yazılması, bu ifadenin sadece bir meslek grubunca kullanıldığının belgesidir.. İlginçtir, bunu fırsat bilen bir basın birliğinin başkanı, ofisine ziyarete gelen AKP'lilere, fotokopiyle çoğaltılmış ve bu mektubu dağıtmıştır.. SAYIN VALİ Biz devlete güvenen, adalete inanan, devletin kurumlarının ve temsilcilerinin saygınlığı için çaba gösteren kimseleriz.. Haliyle yasalara uymak kadar, başkalarının da buna uyması gerektiğini düşünürüz..
Bu tür olaylarda daha önce TC kanunundaki "sanıktan delile" uygulamasının, şimdi "Delilden Sanığa" gidildiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, kamuoyuna açıkca resmen bir kişinin adını vermenin bir suç oluşturabileceğini çok iyi biliriz.. Tıpkı bunu yaptığımız takdirde, o kişilerin avukatlarının bizi hemen mahkemeye vereceklerini ve mahkum ettireceklerini bildiğimiz gibi.. Bu nedenledir ki, sadece olay mahallinin Jandarma bölgesinde olduğu için tüm bilgileri Jandarmaya vermek durumundaydık.. Daha sonra Emniyetin de başlardaki ilgisizliğini ve duyarsızlığını bırakıp, konunun üzerine gitmesiyle, onlarla da bilgi alışverişinde bulunmuşuzdur.. Halende bulunuyoruz.. SAYIN VALİ Gelelim tekrar başa.. Biz robot resimleri, sizin dediğinizin tam aksine saldırıdan 3 gün sonra çizdirmiş ve yayınlanmasını istemiştik.. Ama o dönemin Jandarma yetkilileri bunu vilayete sunacaklarını ve ona göre basına dağıtacaklarını söylemişti. Aradan haftalar geçti basına dağıtılmadı. Ne zaman ki dedikoduları öğrenip, sizin de bu dedikodu diliyle konuştuğunuzu duyunca, "NELER OLUYOR?" diyerek gazetede tepki gösterince, 2 gün sonra robot resimler basına dağıtılmaya başlandı.. ...Ve o günden beri bu gazetede hergün robot resimleri yayınlıyoruz Sayın Vali..
Acaba hiç düşündünüz mü;
Sizin yaklaşımınızla ve herkese söylediğinizle, Ökkeş Özekşi bu olayı kapatmaya mı çalışıyordu.. Tam bir yıl boyunca, belki de dünyada eşine rastlanmayan bir kararlılıkla, kendisine ve eşine saldıranların bulunmasını isteyen ve hergün robot resimleri gazetede yayınlayan birisi olayın kapanmasını nasıl isteyebilir Sayın Vali..
Öyle sanıyorum ki, sizde yanıltıldığınızı görmüşsünüzdür.. O söylediklerinizden mutlaka pişmanlık duymuşsunuzdur.. Umarım, sizi öyle düşünmeye sevkederek yanıltanların, Ökkeş Özekşi'ye kişisel hırsı olanlar, yazdıklarından rahatsızlık duyanlar, GAZİANTEP 27 GAZETESİNİN gücünden korkup, onu yoketme veya sindirme hesabı yapanlar olduğunu artık biliyorsunuzdur.. EVET SAYIN VALİ Tam bir yıl, hem de tamamı tamamına bir yıl... Bu süre içerisinde kimlerin kalleşlik yaptığını, kimlerin korktuğunu, kimlerin bildikleri halde seslerini çıkarmayışını, özellikle basın dünyasında bu gazeteyi ve şahsımı yoketmeye yönelik çabaların içerisine girenleri çok net biçimde gördük..
Ve son birşey daha gördük Sayın Vali..
Mutlaka okumuşsunuzdur, yerel bir gazetemiz, bir belediyenin voleybol takımıyla ilgili yolsuzluk ve suistimal haberini yayınladı.. Bu gazetemizin sahibi ve yetkilisi, yayın öncesi sağolsun beni aradı ve; "Ökkeş bey, biz bu olayla ilgili bir kişiyi gizli kamera ile konuşturduk, orada sizin adınız geçti. Şahıs voleybol takımının yetkilisine, 'bu yolsuzluğu gazete yayınlatacağım' dediğinde, o kişinin kendisine 'boşuna uğraşma, hiçbir gazete yayınlamaz, hepsinin fiyatı var. Daha geçen gün birisine 10 milyar verildi. Ama bunları yapmayan birisi vardı, 27'nin sahibi, o da zaten dövüldü' diye konuşmuş. Vallahi şaşırdık, aradan siz çıktınız. Şu anda bu konuşma kasette mevcut, isterseniz bu kasedi size vereyim" dedi..
Biz hemen bu arkadaşların gazetesine gittik, çaylarını içtik, konuştuk ve duyarlı olmalarından ötürü teşekkür ettik.. Ama kaseti alamadık.. "Daha sonra" denildi ancak bir türlü elimize geçmedi.. 16 Haziran tarihindeki bu olayın üzerinden tam 24 gün geçti ve biz o kasete hala ulaşamadık.. Sanırım bu meslektaşımızın da bir bildiği ve düşündüğü vardır..
Yine de sağolsun, nihayetinde bize söylemeyebilirdi.. Şimdi hiç değilse onlarda biliyorlar, Ökkeş Özekşi ve eşine saldıranların kimler olduğunu.. Haa, unutmadan belirteyim.. Bu gelişmeyi de Jandarmadan bir yetkiliye ve emniyete bildirdik. Durum budur Sayın Vali.. Umarım bir yıl önce konuştuğunuz gibi olmadığını görmüşsünüzdür.. Sakın sizden yanıldığınızı veya yanıltıldığını söylemenizi istediğimi sanmayın.. Siz Valisiniz.. Ne yapmanız gerektiğini çok iyi bilirsiniz.. SON SÖZ; Bu robot resimler, saldırganlar ve azmettirenler yakalanıncaya kadar, hergün gazetemizde yayınlanmaya devam edecektir..
Hepinize iyi haftalar..