CHP'nin mitingi sırasında ve sonrası telefonlarım susmadı.. Birincisi miting devam ederken durumu merak edip soranlardı.. Bunlar genellikle başka partiden olanlar ile henüz kararını verememiş olanlardı.. İkincisi ise miting sonrası görüşümü soranlar oldu. Bunların ağırlığı ise CHP'lilerdi.. Bana "illa da senin görüşün" diye soran CHP'lilere, "Yıllardır İstasyon meydanındaki kalabalığın ölçüsünü Karşıyaka'yı bağlayan araç tüneli ve meydanın solundaki top sahasıyla yaparım. Eğer insanlar tünele kadar uzanmışsa, top sahasının yanına kadar dayanmışsa, o miting büyüktür. Bunun tek örneği geçmiş tarihte Ecevit mitingi ile yaşanmıştı.. Bu kez platform her zamanki bilindik orta bölgeye değil, top sahasını arkasına alacak şekilde kurulmuş olsa da, galiba bu miting rahmetli Ecevit mitingindeki görüntünün aynısı gibi" dedim.. Evet.. Gelelim söyleyeceklerime.. Bu mitingin, CHP'nin Gaziantep yönünden eski günlerine dönüş adına güzel bir fotoğrafı olabilir diye düşünüyorum.. Ancak havaya girmemeleri gerekiyor.. Özellikle teşkilat ve adayların önde gelenleri "bu iş bitti" diye bakacak olurlarsa yanılırlar.. Tam tersi bu hafta daha önceki haftalardan iki-üç misli fazla çalışmaları gerekir.. Şimdi sıra bugünkü MHP, çarşamba günkü AKP mitinginde.. Bu iki mitingide CHP ile kıyaslayabilme ortamı bulacak ve görüşümü sizlerle paylaşacağız..

GAZİANTEPLİ'LİK RUHU

Artık geri sayım başladı.. Önümüzdeki hafta bu köşede seçim sonuçlarını okuyacaksınız.. Türkiye sonuçları kadar Gaziantep'teki sonuçlar da merakla bekleniyor.. Bakalım hükümetin teşvik darbesi indirdiği ve 40 binden fazla insanı, sokaklarda işsiz gezmek zorunda bıraktığı bu kentin insanları, sandıklarda buna nasıl bir karşılık verecek ? Bence Gaziantep, Türkiye'nin aynası niteliğinde olacak. Bu kentten çıkacak sonuçlar, bir sanayici dostumun dediği gibi, "Türkiye'de Gaziantepli'lik ruhunun hala devam ettiği veya artık o ruhun kaybolduğu bu seçimde belli olacak. Eğer AKP 7, hatta 5 milletvekili dahi çıkarırsa bu kent teşviksizliği de, dışlanmışlığı da, üvey evlatlığı da haketmiştir" sözü gerçekten çok büyük anlam taşıyor..

SALİHA KÜBRA KABAALİ DİYE BİRİ

Bu yazacaklarımı ve söylediklerimi çok iddialı bulabilir, hatta "abartıya kaçmış" diyebilirsiniz.. Henüz çok erken de bulabilirsiniz.. Ama ben Ökkeş Özekşi isem, mutlaka yazmalıyım.. Yazmalıyım ki, bizim gibi düşünenler veya bizim söylediklerimiz ile bilgilenenler, doğruları ve gerçekleri görüp kanaat sahibi olabilsin..
MHP'nin 6. sırasında Saliha Kübra Kabaali adında bir bayan var.. İlk başlarda burun kıvrılan, hatta bazılarının mutlaka dalga geçmeye çalıştığı bu kadının inancı, kararlılığı, yaptıkları ve hızlı temposu kafamızı karıştırıyor. Alışkanlıkların dışında hareket etmesiyle, bakış açısındaki düşüncemizi zorluyor.. Çünkü bu Saliha Kübra Karaali, Milletvekilliği seçilmesi oldukça zor bir yere konulmasına rağmen, hatta çekip gitmesi beklenirken, sanki 1-2 hatta 3. sıradaymış gibi Gaziantep'te kalıyor, seçim bürosu açıyor, elinde MHP bayrağı ile gece gündüz demeden çalışıyor da çalışıyor.. Hukukçu olan Kabaali'yi biraz şaşkınlıkla ama temelinde hayranlıkla bakıyorum.. Hele son yaptığı bir hamle var ki, inanılmaz.. Seçim yasaklarının delinmesi ve resmi araçların AKP'nin emrine verilmesi olayına adresinde müdahele edip tepki koyan, gece yarısına rağmen suçüstü yapma adına hukukun ve yasanın tüm inceliklerini, yasayı uygulamakla yükümlü yetkililere anlatmak zorunda kalan Saliha Kübra Kabaali'nin, tek başına sadece bu yaptığı bile O'nu anlatmak için yeterli.. Sözün özü; Örnek gösterilecek bir anlayış ve politikayla hareket eden Kabaali gibilerin tüm partilerde olmasını diliyor, ama aynı zamanda MHP'nin, O'nun gibilerin kıymetini bilmesi gerektiğini de belirtmeden edemiyoruz.. Haa, unutmadan söyleyeyim, Kabaaili Nizipli..

SALDIRININ 1. YILINDA, VALİ VE GELİŞMELER

Geçen haftaki yazımda, bir yılın bizim cephemiz açısından yaşananları, yetkililerin ve kendi sektörümüzdeki durumu sizlerin bilgisine sunmuştum.. Göstermiş olduğunuz ilgi ve manevi destek için bir kez daha teşekkür ediyoruz.. Tabii bu hatırlatmayla birlikte, herkesin Gaziantep'te en üst düzeyinden başlayıp, adalete, emniyete, jandarmaya, belediyelere, basın ve mafya dünyasına bakışı da şekillenmiş gibi oldu.. En çok merak edilen soru "Vali ne dedi veya ne yaptı?" oldu.. Hepsine de şu konuşmayı yaptım; "Vali hiç sesini çıkarmaz, her zaman olduğu gibi işi unutturmaya götürmek ister.. Zaten aslında bu yazım ile birlikte yapacağı iki şey vardı, ama ikisini de asla yapmayacağını adım gibi biliyorum.. Bunlardan birincisi; kamuoyuna açıklama yapmak ve 'bu yazılanlar ile Özekşi'nin söyledikleri yalandır' demesi gerekir.. Ama diyemez, çünkü o sözleri ben saldırıya uğradıktan sonra, durumu merak edip soranlara söylemiştir.. İkincisi ise özür dilemektir. Maalesef bunu da yapmaz.. Şu ana kadar 8 gün geçti, yapsaydı şimdiye kadar yapması gerekirdi.
Bundan sonrası hiç önemli değil.."
Gerisi mi ? Yani şu bir yerel gazetenin kamerayla gizli çekim yaparken tesadüfen kayda takılan ve Ökkeş Özekşi'yi öldürmeye teşebbüs niteliğindeki dövülme olayının belgesi niteliğindeki kaset.. Bunu öğrendikten sonra bugün 1 ay, yazdıktan sonra ise 8 gün geçti, Sayın meslektaşlarımız o kasedi vermedi.. Niçin verilmedi, niye verilmedi hala arayıp da söylemediler.. Sadece birisi "abi ya sende gizli çekim yapabilirsin" dedi.. Ama kasedin verilmeyişindeki nedeni bir türlü söylemedi.. Diğerleri mi?
Yani Jandarma veya Emniyet, hatta Adliye ve Başsavcılık.. ÇIT YOK, SEVGİLİ GAZİANTEPLİ'LER ÇIT YOK.. Allah hepimizin yardımcısı olsun..

FATMA ŞAHİ'İN DİKKATİNE Son dönemlerdeki rakamlarla konuşan ve istatistiki bilgilere yer veren AK Parti Milletvekili Sayın Fatma Şahi'e yardımcı olmak için birkaç bilgi de ben vermek istiyorum: 1- KASIM 2002'den Haziran 2007 sonuna kadar, vergi mükellefi sayısı 397 bin azalmış.

2- Kasım 2002'de 8 milyon 891 bin olan vergi mükellefi sayısı, Haziran 2007 sonunda 7 milyon 603 bin 875'e inmiş. Bu sayıya, re'sen terk işlemi ile kaydı silinen 536 bin kişi de dahil.

3- AKP iktidar olduğunda Türkiye'nin toplam borcu 222 milyar dolarmış. Bugün 408 milyar dolar olmuş. İç borçtaki artış yüzde 114, dış borçtaki artış ise yüzde 64 olmuş.

4- AKP iktidar olduğunda kişi başına düşen borcumuz 3187 dolarmış. Bugün 5458 dolar. Doğan her çocuk bu miktar borçla doğuyor. Artış yüzde 71.

5- AKP iktidar olduğunda özel sektörün dışarıya borcu 44 milyar dolarmış, bugünkü borcu 126 milyar dolar olmuş. Artış yüzde 187.

6-Ekonomide, işsizlik aynen devam ediyor. Esnaf, siftah etmeden dükkanını kapatıyor. Dünyanın en pahalı akaryakıtı Türkiye'de satılıyor. 2006'da cari açık (döviz açığı) 31 milyar dolara çıkmış. Dış ticaret açığı 53 milyar dolara ulaşmış. Protestolu senetler yüzde 204, karşılıksız çekler yüzde 102 banka kredi kartı borcu yüzde 500 tüketici kredi borçları 2.000 artmış.

Hepinize iyi haftalar..