Demirci, “Eczanelerimiz ilaç bulamayan hastaları için sadece ecza depolarına değil, çevrelerindeki meslektaşlarına, hatta bazen il dışındaki meslektaşlarına başvurarak ‘yokta’ olan ilaçları temin etmeye çalışmaktadır” dedi.
KÖKLÜ BİR DEĞİŞİM ŞART
Gaziantep Eczacı Odası Başkanı İrfan Demirci, sağlık ve sosyal güvenlik politikalarının ilaç ve eczacılık hizmetlerini olumsuz yönde etkilemeyi sürdürdüğünü belirterek, “Her 14 Mayıs'ta mesleğimizde yaşanan zorluklar, meslektaşlarımız ve halkımız için kötüye gitmekte olan koşullardan bahsediyoruz. Köklü bir değişim olmadığı sürece de mesleğimiz adına pek iç açıcı şeylerden bahsedebilmemiz zor gözüküyor” dedi.
SON SIRAYA YAKLAŞTIK
Bütçeden ilaca ayrılan payın her geçen gün azaldığını, Türkiye’nin tüm OECD ülkeleri arasında son sıraya yaklaştığını belirten Demirci, “Artık hem sağlığa hem de ilaç harcamalarına ayrılan payda OECD ülkelerinin ortalamasının yarısına bile ulaşamıyoruz. Sosyal güvenlik şemsiyesi altındaki nüfus oranı son yirmi yıl içerisinde yüzde 78’den yüzde 99’a çıkarken, 65 yaş üzeri nüfus oranı yüzde 6,5’ten yüzde 10’un üzerine çıktı. İlaç harcamalarının genel bütçedeki payı yüzde 1’in altına düşmüştür. Sadece bu veriler ışığında bile bu durumun sürdürülebilir olmadığı ortadır” diye konuştu.
HALKIN CEBİNDEN DAHA ÇOK PARA ÇIKIYOR
Halen ilaç ve eczacılık hizmeti aksamadan yürütülebiliyorsa, bunu sağlayan şeyin eczacıların fedakârlığı olduğunu dile getiren Demirci şunları dile getirdi: ”Her geçen yıl büyüyen oranlarda, vatandaşımızın cebinden daha çok para çıkıyor. 2023 yılında, halkımızın cebinden sağlık harcamaları için çıkan tutar 220 milyar TL'yi almıştır.
İLAÇ YOKLARI HASTALARI VE ECZACILARI YORUYOR
“Bununla beraber, tüm sağlık harcamalarının yüzde 18’ine yakın kısmını karşılamakta olan vatandaşlarımız, halen bazı ilaçlara ulaşamamakta, reçeteleri ile eczanelere başvurduklarında “maalesef ilacınız piyasada yok” cevabıyla karşılaşmaktadır. Eczanelerimiz hasta mağduriyetini önleyebilmek için insanüstü çabalara girmekte, tedavisinin gerektirdiği ilaç bulamayan hastaları için sadece ecza depolarına değil, çevrelerindeki meslektaşlarına, hatta bazen il dışındaki meslektaşlarına başvurarak “yokta’ olan ilaçları temin etmeye çalışmaktadır. Ancak bu durum az önce de belirttiğim gibi sürdürülebilir değildir. Ülkemiz acilen doğru sağlık ve ilaç politikaları geliştirmeli, ilaç bulunabilir. olmalıdır. Türkiye sadece jenerik ilaç üreten ülke olmaktan çıkıp, orijinal ilaç geliştiren ve üreten ülkeler arasında yer almalıdır. Milli ilaç politikaları bu ülkenin milli güvenlik politikaları arasında yer almalıdır.”
HASTALARIMIZ YENİ NESİL İLAÇLARA ULAŞABİLMELİ
“Uygulanmakta olan ilaç fiyat politikalarından kaynaklı olarak, yeni geliştirilen pek çok ilaç ülkemizde hiç kullanıma girmemekte, ülkemizde ruhsat talebinde bile bulunulmamaktadır. Son yıllarda kanser tedavisinde etkin olarak kullanılmakta olan, “akıllı ilaç” diye anılan ilaçların ülkemizde bulunanları ise Sosyal Güvenlik Kurumunca ödeme listelerine dahil edilmemekte, çok yüksek maliyetlerdeki bu ilaçlarla tedavi olması gereken hastalarımız mahkeme kapılarında tedavilerine erişebilmek için davalar açmak zorunda kalmaktadır.
KAMU ECZACILARI MALİ VE ÖZLÜK HAKLARINDA GERİ BIRAKILIYOR
Vatandaşlarımız gibi meslektaşlarımız da her tarafından aksaklıklar fışkıran bu sistemde büyük mağduriyetler yaşamaktadır. Kamuda hizmet veren meslektaşlarımız sağlık personelleri için yapılmaya çahşılan iyileştirmelerin dışında kalmakta, ücret olarak diğer sağlık personellerinin çok gerisinde kalmaktadır. “Eczacı” sağlık sisteminde kritik personeldir, özlük hakları ve ücretlendirme konusunda diğer sağlık çalışanlarından ayrı tutulmamalıdır.
POPÜLİST POLİTİKALARLA ECZACI İŞSİZLİĞİ YARATILIYOR
Sağlık sisteminde ve ilaç politikalarında yürütülmekte olan plansız, programsız ve popülist uygulamalar eczacılık eğitiminde de karşımıza çıkmakta, Sağlık Bakanlığı'nın kendi vizyon çalışmalarında öngördüğü eczacı ihtiyacının çok üzerinde eczacılık fakültesi kontenjanları belirlenmektedir. Bu plansızlık sonucu ortaya çıkan işsizlik sorunu mesleğimizin en önemli problemi haline gelmiştir. Mezun olan eczacılarımız kamuya atanamamakta, özel sektörde ve eczanelerde istihdam edilememekte, geleceğe dair umutlarını her geçen gün kaybetmektedirler. Bu mesleğin geleceği için derhal kontenjanlar azaltılmalı, kimisinde eczacı öğretim üyesi bile bulunmayan pek çok eczacılık fakültesi kapatılmalı veya AR-GE merkezlerine dönüştürülmelidir. Hastanelerde ve kamuda görev alacak eczacı sayısı gelişmiş ülkelerdeki standartlara yaklaştırılmalı, hem hastanelerdeki ilaç-eczacılık işlemleri profesyonelleşmeli hem de meslektaşlarımızın istihdam sorununa bir nebze de olsa katkı sunulmalıdır.
İLAÇ FİYAT KARARNAMESİ DÜZENLENMELİ
Eczaneler halk sağlığı için kesintisiz hizmet veren sağlık kuruluşlarıdır, ancak bunu sağlayabilmek için ekonomik olarak da ayakta kalmaları gereken işletmelerdir. Kiradan personel giderine, kırtasiye giderlerinden faturalara kadar tüm gider kalemleri geçtiğimiz yıllar boyunca katlanarak artmış ama ne yazık ki eczane karlılıkları artmak bir yana, düşmüştür. Kademeli karlılık modeliyle işleyen eczanelerin karlılıklarını belirleyen İlaç Fiyat Kararnamesi halen güncel ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktadır. Bu ekonomik zorlukların yanı sıra geri ödeme durumunun dayatmacı anlayışı, muğlak Sağlıkta Uygulama Tebliği maddeleri, altında ezildiğimiz bazısı angaryaya varan uygulamalar nedeniyle işimizi yapmakta her gün daha çok zorlanmaktayız.” Meral KINACILAR ERBEKTE