90 dakika artı 8, etti 98...
Bu süre bir insanın kendine eziyet etmesi için çok uzun bir süre...
Ama biz çekiyoruz...
Mazoşist'ler işkenceyi kendine yapar, eziyeti kendilerine çektirir ve bunları bilerek yapar, üstelik keyif alır...
Peki biz bu eziyeti ne uğruna çekiyoruz?
Kimin ve kimlerin uğruna.
Sonra biz keyif mi alıyoruz ?
Hanginiz bu soruya EVET dersiniz?
Ölüp ölüp dirilmek, sahada rakibine karşı aciz kalan takımınızı izlemek, kenar yönetiminin acizliğini seyretmek, top kendi kalenize geldiğinde ise gözlerinizi yumarak nefeslerinizi tutmakmıdır...
Ya, tüm tribünler kahrolmuşken, teknik direktörünüzün tribünlere yumruk sallayıp sevinç gösterisinde bulunmasına ne dersiniz ?
O sevinç anında gösterdiği performansı, belki 98 dakikalık maç boyunca takımı için göstermiş olsa, belki bu durumlara bile gelmeyebilirdik....
Ama tüm tribünler gibi bizlerde, olup bitenleri çaresizce seyrediyoruz...
Şimdi gel de çık işin içinden...
Umudumuz Konya'ya kalmış...
Yani avucuna düşen, ayağına gelen Ankaraspor ve Vestel Manisa maçlarından sadece 1 puan al, kalan tek deplasman maçında Konyaspor'dan 3 puan almak garantiymiş gibi ligde kalma hesabı yap...
Tıpkı geçen sene işimizin son Malatyaspor maçına kaldığı gibi...
Ne yapalım, gırtlak kırk boğum, ağzımızı açmaya kalkışsak, bağırıp çağırsak kime ne yararı olacak ki...
Baksanıza Kulüp Başkanının maçtan önce kalbi tekliyor...
Hemen hastaneye kaldırılıyor ve yoğun bakımda tutuluyor...
Yazık değil mi yani...
Aynı şekilde Gaziantep'e yazık olduğu gibi...