Bir dostumun gönderdiği ülkelerin ata sözleriyle başlamak istiyorum bu haftaki yazıma.. Kim okuyorsa bunu, elbette herkes kendine göre bir şeyler çıkartabilir, yorumlar.. Ama yabancı ülkeler dediklerimiz ile Türkiye’deki sözleri kıyasladığımızda farkımız ortaya çıkacaktır.. Elbette biz Türkler için sadece bu sözlerle kendimizi sınırlayamayız.. Ama okuduğunuzda bizdeki anlayışın büyük bir kesim tarafından bu sözlerle şekillendiğini söylemeliyim.. HAYDİ BAŞLAYALIM:JAPON ATASÖZÜ: Senin değilse alma. Doğru değilse yapma. Gerçek değilse söyleme. Bilmiyorsan sus.ÇİN ATASÖZÜ: Oturan üç bilgin, yürüyen bir salak kadar yol alamaz.ARAP ATASÖZÜ: Geleceğe kahve telvesinden bakıyorsan karanlık olmasına şaşmamalısınBİZİM ATALARIMIZ VE DEYİMLER• Bal tutan parmağını yalar • Devletin malı deniz, yemeyen domuz • Yemeyenin malını yerler • At binenin, kılıç kuşananın • Kol kırılır, yen içinde kalır • Komşuda pişer bize de düşer • Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez • Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar • Bana dokunmayan yılan bin yaşasın • Üzümünü ye bağını sorma • Köprüden geçene kadar ayıya dayı de..NOKTA.. Halen soruyor musunuz biz neden böyleyiz?...NİYE UYUM SAĞLADIKŞu bir gerçek.. Artık toplumun büyük kesimi sadece kendisini ve çevresini düşünüyor.. Öyle şehirmiş, ülkeymiş, eğitimmiş, alt yapıymış, ulaşım mış, uyuşturucu meselesiymiş kimsenin umurunda değil. Varsa yoksa çıkar, menfaat.. Tabii bir de israf.. Bu anlayış özellikle resmi kurumlarda görev yapanların büyük bölümünde hakim.. Şu anda inanın tam bir menfaat ve çıkar ortamındayız.. Hamasi sözler söylenir ama iş uygulamaya gelince hiçbiri yerine getirilmez..Bu sanki genlerimizde var.. Bakın işte atasözleri ve deyimler çok eskiye dayanıyor.. Ama çok iddia ediyorum, Türkiye hiç bu kadar atasözü ve deyimlere uyum sağlamamıştı..CADDE VE SOKAKLAR NİYE BU DURUMA DÜŞÜRÜLDÜDönelim yaşadığımız şehir Gaziantep’e.. Önce mevcut imkanlarıyla il merkezi dahil ilçe ve köylerin önemli bölümlerine gerek yol düzenlemeleri, gerekse asfaltlama konusundaki Büyükşehir Belediyesinin ve Fen işlerinin çabalarını görmezden gelemem.. Haksızlık olur çünkü.. İlçeler de öyle tabiki.. Ama büyükşehir’in yükü çok ağır onu söylemeliyim.. Yeni yol düzenlemeleri, asfalt konusundaki çabaları gerçekten takdire şayan.. Ama tüm bunlar küçük ve basit çökmeler, rögar kapaklarındaki tehlike oluşturan yollardaki olumsuzluk, bir çırpıda unutuluyor ve hemen tepki getiriyor.. Aslında doğrusunu söylemek gerekirse, Gaziantep olarak, ilçeler dahil, cadde ve sokaklar ne yayalar için, nede araçlar için bu kadar sıkıntılı olmamıştı.. Hele bir Rögar anlayışı var, tam evlere şenlik.. Elimden geldiğinde hem bu köşede, hem sosyal medyada, hem de bizzat yetkililerle konuşarak dile getirmeye çalışıyorum.. Ne var ki şehir o kadar büyüdü ki, sanırım artık her tarafa yetişemiyorlar.. İlçe belediyeleri için aynı durum söz konusu elbette..ŞEHRİ BAŞTAN BAŞA DOLAŞIP YER TESPİTLERİ YAPILMALIBen şahsen böyle yorumluyorum.. Bıraktık mahalleleri ve sokakları, ana arterlerde bile o asfaltın halleri, kaldırımların yürünemez durumu, izah edilmeyecek kadar kötü.. Çökmeler, çukurlar ve rögar kapakları öyle bir hal aldı ki, araç kullananlar bunlara düşmemek için ani direksiyon kırmak zorunda kalıyor, haliyle kazalar kaçınılmaz oluyor.. Yamaların ya yüksek ya çukurda kalması da sıkıntı.. Elbette mevsim kış, şimdi fazla yapılacak bir şey yok.. Aslında var da, biz yine kolayına kaçıp yok diyelim.. Ama Gaziantep’te trafik yoğunluğu yaşayan ana arterler ile bulvar yolları gerçekten içler acısı.. Özellikle bu bahsettiğim yollar büyükşehir belediyesinde olduğu için tavsiyem şu olacak; Şehrin belirli bölgelerine araçlar çıkartın, incelesinler yolları.. Nerede ne varsa rapor tutsunlar.. Rögar kapakları dahil.. Ve bahar mevsimiyle gerçekten Gaziantep’e yakışacak asfalt çalışmasıyla bu kenti bu ayıptan kurtarsınlar..FATURA ELBETTE FATMA ŞAHİN’E KESİLİYORSayın Fatma Şahin ile övgüler kadar eleştirilerin olduğu inkar edilemez.. Dikkat ediyorum, eleştiri yapanların büyük çoğunluğu yol ve ulaşım sıkıntısını diğer sorunlardan, hatta pahalılık sorunundan daha ön planda tutuyor.. Onun için diyorum zaten, şehrin bazı bölgelerine büyükşehir’den ekipler düzenleyip, yolların karış karış raporunun tutulması gerekiyor diye.. İlçe belediyeleriyle de ortak hareket edilebilir.. O kadar çok yer var ki trafiğin yoğun olduğu caddelerdeki çökmeler ve rögar kapakları tehlikesi, bunları yaşayan her sürücü, her vatandaşın büyük bölümü, ilk etapta aklına Sayın Fatma Şahin’i getiriyor elbette.. Küçük ve basit ihmalliklerin faturasının büyük ve ağır olacağı düşünülürse, zaman kaybetmeden bu şehirde ulaşımda sıkıntılar yaşatan, kazalara yol açan yolların normale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum..POLİSGÜCÜ HOKEY TAKIMI BU ŞEHRE HİÇBİR KULÜBÜN YAPAMADIĞINI YAPTIGeçen sene Hırvatistan’da kıl payı kaçırmıştı şampiyonluğu.. Biz de oradaydık ve o müthiş heyecanı birlikte yaşamıştık. Bu sene eurohockey ındoor club trophy 2020 olarak finallerin Türkiye’de yapılmasına karar verilmişti. Haliyle salon ve tesis olarak, ayrıca pahalı olmayan oteller açısından en uygun il Alanya idi ve orada yapıldı bu şampiyona.. Ve Avrupa’nın Hokeye ağırlık veren ülkelerin takımları Alanya’da buluştu. Gönül isterdi ki, bu şampiyonalar Gaziantep’te yapılsın.. Ama o kadar traj-i komik bir durum ki, dünün ve şimdikinin Türkiye ve Avrupa şampiyonu Polisgücü Hokey takımının şehrimizde maç yapacak sahası yok.. Çünkü Gaziantep’te spor salonları yok denecek durumda.. Bakmayın spor şehri söylemine.. Bu şehirde resmi müsabaka oynanacak salon fakiriyiz.. Ama tüm bu olumsuz tablo Hokey’de Polisgücü’nü yıldırmadı elbette.. Başkan Mehmet Kaplan tamamen kendi imkanlarıyla yaşattı takımı.. Yönetim desteği bir yana, hocası ve sporcularıyla bir bütünlük oluşturdular.. Haliyle bunların karşılığı elbette başarıydı.. Sonunda o da oldu ve ülkemize ve Gaziantep’imize şampiyonluk getirdiler..UMARIM GAZİANTEP OLARAK BU KEZ BU BAŞARININ KARŞILIĞINI VERİRİZŞimdi gelelim son söyleyeceklerime.. Polisgücü’nun sporcuları geçtiğimiz yıllarda Avrupa şampiyonu olduğunda, şehirden beklediği ilgiyi bulamamıştı. Hepsi de buruktu, üzgündü.. Çünkü onlar şehre şampiyonluk getirmişti, ama şehir onlara teşekkür olarak bir şey vermemişti.. Ama bu kez bu kent onların Gaziantep’e sağladığı katkıya mutlaka karşılık vereceğini düşünüyorum.. Kuru bir teşekkür, sosyal medyada yapılan paylaşımlarla kalınmasın lütfen.. Bu konuda hassas olduğunu ve özellikle sporda Gaziantep’in varlığının her yerde başarıyla temsil edilmesinden mutlu olduğunu bildiğim Sayın Vali Davut Gül’ün bu şampiyonlarımıza prim ve hediyeler olarak geniş kapsamlı olarak gerekeni yapacağını düşünüyorum.. Biz gazete olarak bu şampiyon takımımızın başkanından yöneticisine, teknik adamından sporcusuna kadar özel ve genel haberlerini yaparak katkı sunacağız.. Çünkü yapabileceğimiz bu kadar.. Teşekkürler arkadaşlar, şehrimize bir şampiyonluk daha getirdiğiniz için..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR