Belediye hizmetlerini zaman, zemin ve mevsim dikkate alınarak yapılır diye biliyorduk. Ama öyle değilmiş! Kent merkezinin her yanı "oyularak" "yaşanmaz" hale getirilmesinden anlıyoruz öyle olmadığını... Şehir "köstebek yuvası" halini aldı! Bir yandan GAZDAŞ, bir yandan Büyükşehir, bir yandan Şahinbey Belediyesi... "Taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmama" yarışına girmişler gibi... Sakın yapılanları istemediğimizi ve şehrin onarılmasına karşı olduğumuzu sanmayın! Beni, daha da önemlisi bu kentte yaşayanları gelişi güzel çalışmalar rahatsız ediyor. Rahatsızlıktan öte; "çıldırtıyor", isyan ettiriyor! Şehrin "eskiyen" yerlerini onaracağız diye kimse aklına estiği zaman asfaltı parçalayıp, kaldırımları alt-üst ederek insanları canından bezdiremez. Böylesi bezginliğin adına dense dense; "Müslümana gavur eziyeti" denir... HER YER KÖSTEBEK YUVASI GİBİ Şöyle kafanızı kaldırıp etrafınıza bir bakın. Şehir merkezinin tamamına yakın bölümü köstebek yuvası haline getirildi. Bir bölge yapılıp tamamlanmadan, diğer bir bölge deşiliyor. Ne trafik, ne yaya ve ne de mezkür mahalledeki işyerleri düşünülmeden yapılıyor yapılanlar... Çekilen eziyeti, memnuniyetsizliği dikkate alan yok! Kimileri depreşen "kilit taşı" aşkının peşine düşmüş, kimi, "tarihi yürüme yolu" oluşturma sevdasında... Olmasın demiyoruz. Elbette olmalıdır. Ama bunların yapılması sırasında dikkate alınaması gereken şeyler vardır. Bu işlerin zamanı, programı ve bir biçimi olmalıdır. Tabii biraz da "insaf" olmalıdır... Nerede kaldı bundan bir-iki yıl evvelki hız? Bilmem kaç günde, kaç tane alt ve üst geçit yaptıran belediyecilere ne oldu? Yüz-ikiyüz metrelik onarım çalışmalarında böylesine ağır ve böylesine aciz kalmak o iddialı belediyecilere yakışıyor mu? ÜÇ DAKİKALIK YOLA BİR SAAT... Şehir merkezine girmekten çekinir hale gelen oto sürücüleri, bundan önce üç dakikada katettikleri mesafeyi bir saatte gidemiyorlar! Tek şeridi zor kaldıran caddelere, "tedbir" adı altında üç şeritlik yük veriliyor. Bir aracın diğer araca yol vermesi, bir başka aracın kendisini geçmesini beklemesi.. bütün bunlar olurken, trafiğin aşağıdan bağlanmaması, araç kuyruklarının uzaması ne anlama geliyor? Cadde giriş ve çıkışlarına konulmuş afişler, burada yaşananlarla alay etmekten başka şeye yaramıyor! "Belediye çalışıyor. Şehir güzelleşiyor!" "Çevreye verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür diliyoruz!" demenin neye çare olacağı düşünülmektedir? Kale altının civarı, Eskisaray Caddesi boydan boya, Alaybey, Tepebaşı Mahallesi, ara sokak ve ana caddeler... nereleri deşmediler ki? Plansız, programsız; zamanlı zamansız... Deşilmedik vatandaşın "bağrı" kaldı. Onu da deşseler de kurtulsak diyesi geliyor insanın...